Kalabalıkları istediğin gibi yönetmenin, başka bir deyişle uyutmanın en kolay yolu gündem mühendisliğidir. Gündem mühendisliği konusundaki uzmanlıkları ve bu konuda yaptıkları çalışmalar nedeniyle bu konuda emek harcayanları gerçekten kutlamak gerekir, bu nasıl bir zeka, bu nasıl bir beceridir ki bir kısım konular ortaya atılmakta ve kalabalıklar günlerce o boş konuda çokça konuşmaktadır ve zihinler gerçek sorunlardan  uzaklaşmaktadır.
         
Her şeyin başı eğitim veya eğitim şart, dillerimizden düşmeyen cümlelerdir. Sadece dört duvarlı, badanalı boyalı, çocuk oyun alanları bile olmayan bina  yapmak ve çocukların eline birkaç kalem, birkaç defter tutuşturmak  eğitim ve öğretim değildir. Okullarımızın kaçında, nitelikli olarak kaç tane kimya laboratuvarı, kaç tane fizik laboratuvarı, kaç tane müzik aletiyle donatılmış müzik odası, kaç tane tiyatro sahnesi, kaç tane spor sahası ve spor salonu, kaç tane akıl oyunları sınıfı, kaç tane gökbilimleri merkezi, kaç tane teleskop, mikroskop, piyano, bağlama ve diğer pek çok sanat aleti ve bilimsel malzeme  vardır? Çocuklarımızın yeteneklerini ve üretkenliğini ortaya çıkartacak, onların sorgulamalarını sağlayacak, bilimsel ve sanatsal çalışmalara, sportif faaliyetlere ilgisini çekecek  bir sistem ve anlayış ve bu konuda ekip ve ekipman niye yoktur, niye yıllardır kurulmaz? Aslında bu soruları o kadar çok çoğaltabiliriz ki; Bugün çocuklarımız bırakın dünyayla entegre olabilecekleri, dünya vatandaşı olabilecekleri bir yabancı dili, ne yazık ki  anadilleri Türkçeyi bile iyi derecede konuşamamakta yazamamaktadırlar. Çok az sayıdaki çocuklarımız istisna hemen hemen hiçbiri hiçbir müzik aletini kullanamamakta, hiçbir spor dalını yapamamaktadır. Tabii bu ülkede futbol izlemeyi ve tartışmayı spor yapmak sayarsanız o ayrı.  Sanatta, sporda ve bilimsel alanlarda dünyadaki yerimiz ortadadır. Kalabalık bir ülkeyiz ancak yetişmiş ve yetkin insan sayımız hemen her alanda ne yazık ki çok az. Modern dünyada Mars’taki kokular keşfedilmeye çalışılmakta, çocuklar maket uçaklar yapıp uçak imalini öğrenmekte, yüzlerce hatta binlerce bilimsel ve sanatsal öğenin sergilendiği müzeler kurulup eğitim çalışmalarının hizmetine verilmektedir, örnekler çoğaltılabilir.
               
Osmanlıca meselesine gelince; dünyaya entegre olacaksak, gelişeceksek yüzümüzü geçmişe değil geleceğe döndürmek zorundayız. Dünyadan kopmak niyetindeysek o ayrı… Konunun uzmanları akademik kariyerlerini yaptıkları kurumlarda, meraklıları özel kurslarda istedikleri zaman istedikleri gibi öğrenebilirler, ancak bir nesle Osmanlıca öğreteceğiz dayatması kelimenin tam anlamıyla boş işlerle iştigaldir. Topluma sözde muhafazakarlık, sözde milliyetçilik nidalarıyla zaman kaybettirmektir.


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Halil Sarı tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)