Anayasa değişikliği paketi üzerine haftasonu da çalışan TBMM Genel Kurulu bugün yeni maddeleri görüşmek üzere tekrar toplandı.

TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil'in başkanlığında toplanan Genel Kurul'da, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, hükümet adına söz alarak, gelecek ay yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi mekanizmasını Yunanistan ve Rusya ile kurulacağını bildirdi.

Davutoğlu, TBMM Genel Kurulunda verdiği bilgide, geçen yıl stratejik işbirliği çerçevesinde Irak ile 48 Suriye ile 51 anlaşma imzalandığını anımsattı. Bakan Davutoğlu'nun konuşmasında öne çıkan bazı başlıklar şöyle:

''-Önümüzdeki ay aynı yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi mekanizmasını Yunanistan ve Rusya ile kuracağız. Sayın Başbakanımızın Yunanistan ziyaretinde Yunanistan ile ortak kabine toplantısı gerçekleştireceğiz. Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in Türkiye ziyaretinde de Türkiye ile Rusya arasında yine yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi kurulacak. Aynı konsey yapılanmasını Bulgaristan ve Ukrayna ile de kurmayı planlıyoruz.

-Kafkasya'daki statükonun devam etmesini istemiyoruz.

-Önümüzdeki hedeflerimizden biri de Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin herhangi bir başka üçüncü ülke tarafından, bu hangi ülke olursa olsun, gündeme getirilmesi ve yargılanmasına izin vermemektir.

-Önümüzdeki günlerde Medvedev Türkiye'ye gelecek, gündemimizdeki en önemli konulardan biri Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakları olacak. Biz bu konuyu kendi meselemiz olarak ele alıyor, bu konuyu her zeminde gündemde tutmaya devam ediyoruz.

-Bundan sonra atılacak adımlar konusunda Türkiye ile Azerbaycan arasında tam bir koordinasyon vardır. Hiçbir gelişmiş Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluğa darbe vuramaz. Bunu herkes bilmeli.''

Davutoğlu, ''önümüzdeki dönemde aynı anda gerçekleştirmek istedikleri hedefleri'' de şöyle sıraladı:

''-Türkiye-Ermenistan ilişkileri diğer komşu ülkelerle olduğu gibi normalleşecek. Bir şekilde bunun gerçekleşmesini istiyoruz.

-Buna paralel olarak, Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarında, işgalin bitmesi de dahil olmak üzere, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı çözülecek... Ve Türkiye-Ermenistan sınırı açıldığı gibi Azerbaycan-Ermenistan sınır da açılacak. Bu şu demektir: Erzurum'dan Orta Asya'ya doğru bir koridor açılacak.

-Bu konunun artık Türkiye-Amerika ilişkileri başta olmak üzere, herhangi bir başka ilişkimizin gölgesinde veya o ilişkiye gölgede bırakacak şekilde gelişmesine izin vermeyeceğiz.

-Türklerle ve Ermeniler, asırlarca bir arada yaşayan bu iki millet, dünyanın neresinde olduklarında karşılaştıklarında sadece acıları değil, ortak tarihleri de paylaşmayı da öğrenecekler; birlikte yaşayacaklar, bundan sonra da birlikte olacaktır.''

''Bizim barış perspektifimiz budur'' diyen Davutoğlu, bu konuda iyimser olduğunu dile getirdi.

Kurul'da, Anayasa değişikliği teklifinin, Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerini düzenleyen 19. maddesi üzerindeki görüşmelere başlandı.

Konya Milletvekili Atilla Kart, maddeyle, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının getirildiğini anımsatarak, bu düzenlemenin hukuk sistemiyle irtibatlandırılmasının yapılmadığını savundu. Kart, ''Bu durum, yargı sistemine kaos getirecektir'' dedi.

Kart'ın, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'e de eleştiriler yöneltmesi üzerine, Şahin, Kart'ı ''sizi temiz bir dille konuşmaya davet ediyorum'' diyerek uyardı.

Kart, dokunulmazlık dosyalarını ele almak üzere Karma Komisyonun tüm çağrılarına rağmen toplanmadığını ifade etti. Meclis Başkanının da bu konuda görevini yapmadığını ve komisyonun toplanmasını sağlamadığını savunan Kart, Şahin'e yönelik ''Sizi görevinizi yapmaya davet ediyorum'' dedi.

Sataşma sebebiyle söz isteyen Kuzu da ''İnşallah bir gün ülkeme başkanlık sistemi gelir. Bu, benim hayalimdi'' diye konuştu.

Kart'a yönelik, ''Hırsızlık, yolsuzluk çıkarmış gibi burada konuşuyorsun'' diyen Kuzu, yazdıklarının bir kısmından alıntı yapıldığını, düşüncelerinde tezat olmadığını ifade etti.

Kuzu, ''Benim farklı bir düşüncem olamaz mı?'' diye sordu. Bu sırada Kuzu'nun MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'a ''Size ne oluyor?'' diye sataşması sonucu, Kuzu ile Oktay arasında bir süre oturdukları yerden tartışma yaşandı. Şahin, iki milletvekilini de uyardı.

Kuzu'nun sözleri üzerine yeniden söz alan Kart, Şahin'i taraflı davrandığı için eleştirdi.
Kart, ''Sayın Kuzu akademik kararını açıklamış, siyasi kararı da açık. İnsanlar, siyasiler, yakın dönemdeki sözlerini inkar etmek, ayaklar altına almak pahasına Anayasa değişikliğini canla başla savunuyorlarsa, onun hukuk ve yargıyla ilgili olmayan boyutu ortaya çıkıyor'' dedi.

BDP adına Konuşan Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, ''Generallere neden böyle bir ayrıcalık tanınıyor. Onlar da paşa paşa sivil mahkemelerde yargılansınlar'' diye konuştu.
 

''MHP'nin endişeleriyle niye empati kurmadınız?"

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Anayasa değişikliği konusunda iktidarın uzlaşma için gayret sarf etmediğini söyleyerek ''Alelacele, dayatmayla Anayasa değişikliği getirdiniz'' diye konuştu.

Vural, ''Burada bize uzatmadığınız eli Ermenistan ile uzlaşmak için uzatınız. Teröristlerle empati kurarken MHP'nin endişeleriyle niye empati kurmadınız? Kimiz biz, düşman mıyız'' diye sordu.

Vural, yapılmak istenenin ''Habur'daki açılış merasimini devam ettirmek'' olduğunu ileri sürdü. AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıç da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Rusya'dan sonra en çok başvurunun Türkiye'den yapıldığını ifade etti. Bu değişiklikle Türkiye'nin imajını bozan bu durumun ortadan kalkacağını belirten Kılıç, madde hakkında bilgi verdi.

Kılıç, ''Düzenleme, demokratik, Avrupa hukukuna paralel bir düzenlemedir'' dedi. Anayasa değişiklik paketinin evrensel standartlara göre hazırlandığını dile getiren Kılıç, ''Anayasa değişikliğinin Habur'la, şurayla burayla ilgisi yoktur. Hiç bir terör örgütü hukuk devleti ve demokrasi karşısında direnç gösterememiştir'' diye konuştu.

Kılıç, ''Bu süreçte beni üzen tek şey, bu kürsüye gelip bu kadar konuştuğu halde, bu kadar eleştirdiği halde ret oyu verme hakkına bile sahip olmayan ana muhalefet milletvekillerinin varlığıdır. Her milletvekili özgür iradesiyle oy verme hakkına kavuştuğu gün Türkiye'nin demokrasisi yerel olmaktan çıkmış evrensel olmaya hak kazanmış olacaktır'' dedi.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Kılıç'ın konuşmasında sataşma olduğunu gerekçesiyle söz alarak, şunları söyledi:
''Bir partinin içtüzüğü niteliğinde bir taslak, mutabakat aranmadan sadece bir partinin dayatmasıyla Anayasa maddesi haline getirilmeye çalışılıyor. Milletvekilleri özgürce hareket ediyor. Oy kullanmamak suçmuş gibi hesap soracaksınız. Sizden alacak dersimiz yok. Eğer sizin her dediğinize kansaydık, 1 Mart Tezkeresi bu Meclisten geçerdi, 60 bin Amerikan askerinin işgali altında olurduk, Irak'ta öldürülen 1 milyon Müslümanın sorumluları arasında Türkiye'de olurdu. İyi ki sizi dinlemedik.''

19 madde de kabul edildi

Meclis Genel Kurulu'nda, Anayasa değişikliği teklifinin 19'ncu maddesinin gizli oylamasına 407 milletvekili katıldı. Maddeye 337 kabul, 69 ret oyu çıktı. Maddeye bir çekimser oy kullanıldı.

Anayasa değişikliği teklifinin 19'ncu maddesi, Anayasa'nın, Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerini düzenleyen 148'nci maddesinde değişiklik öngörüyor. Madde, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı tanıyor. 19'ncu madde Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilmesi olanağı getiriyor.

Maddeye göre, Meclis Başkanı, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ile Jandarma Genel Komutanının da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanacak.

 

Tartışmalı maddeler Meclis'ten geçti

TBMM Genel Kurulu'nda dün görüşülen Anayasa Değişikliği Teklifi'nin Anayasa Mahkemesi'nin yapısını düzenleyen tartışmalı 17. madde 331 kabul, 72 ret oyla; 18 madde ise, 335 kabul, 70 ret oyla Meclis'ten geçti.

Buna göre, halen 11 asıl 4 yedek üyeli olan Anayasa Mahkemesi, 17 asıl üyeden oluşacak. TBMM, 2 üyeyi, Sayıştay Genel Kurulunun gösterdiği 3'er aday arasından; 1 üyeyi baro başkanlarının avukatlar arasından göstereceği 3 aday arasından gizli oylamayla seçecek.

Cumhurbaşkanı; 3 üyeyi Yargıtay, 2 üyeyi Danıştay, 1 üyeyi Askeri Yargıtay, 1 üyeyi Askeri Yüksek İdare Mahkemesince gösterilecek 3'er aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzre 3 üyeyi ise YÖK'ün kendi üyesi olmayan yüksek öğretim kurumları öğretim üyeleri arasından göstereceği 3'er aday içinden seçecek. Cumhurbaşkanı, 4 üyeyi de üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, 1. sınıf hakim ve savcılar ile en az 5 yıl raportörlük yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçecek.

Teklifte ayrıca, ilgili yüksek yargı organları ile barolardan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösterilecek kişilerin seçim sürecine ilişkin düzenlemeler de bulunuyor.

Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından, gizli oyla ve üye tamsayısının salt çoğunluğu ile 4 yıl için bir başkan ve iki başkanvekili seçilecek. Görev süresi bitenler yeniden seçilebilecek.

Anayasa Mahkemesi üyeliğiyle ilgili olarak Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarınca yapılacak aday gösterme seçimlerinde uygulanacak temel prensipler, YÖK Genel Kurulu tarafından yapılacak aday gösterme seçimlerinde de uygulanacak.

Teklifin 18. maddesiyle Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresine limit getiriyor. Üyeler, 12 yıl için seçilecek. Bir kişi 2 defa üyeliğe seçilemeyecek. 12 yıldan önce yaş sınırını dolduran üye emekliye ayrılacak.

Anka