‘O DİLEKÇE TESLİM EDİLMEDİ’

Adalet Bakanlığı: Mahkemelerce ve savcılıklarca yapılan yargısal işlemlerden tatmin olmayan tarafların, bunu idare hukuku ilkeleri içerisinde bir hizmet kusuru telakki ederek Adalet Bakanlığı’na karşı tazminat davası açmaları kabul edilemez. Aksi düşünce, dolaylı olarak mahkemelerin ve savcılıkların yargısal faaliyetlerinin Adalet Bakanlığı’nca denetlenmesini beraberinde getirir ki, Anayasa’da güvence altına alınan mahkemelerin bağımsızlığı ve hukuk devleti ilkeleri karşısında bu mümkün değildir. Dava konusu olayın gerçekleşmesinde ise bakanlığımıza atfı kabil bir hizmet kusuru bulunmamaktadır. “Benim ölümüm gerçekleşince mi bana yardım edeceksiniz” şeklindeki dilekçe de Eskişehir Adliyesi’ne teslim edilmemiştir.

‘BİZE DEĞİL, ESKİ KOCASINA DAVA AÇIN’

İçişleri Bakanlığı: Söz konusu olayla ilgili idaremize atfedilecek herhangi bir kusur bulunmamaktadır. Bahse konu olay üçüncü kişinin kasıtlı şekilde gerçekleştirdiği bir eylem sonucu meydana gelmiştir. Bu nedenle bu olayı gerçekleştiren şahsın suç teşkil eden kişisel kusuru nedeniyle adli yargı yerinde sorumlu kişilere karşı dava açılmalıdır. İdaremizin yapılan işlemlerden kusuru olmadığı gerçeği karşısında davacıların tazminat taleplerinin reddi gerekir.

‘YARDIM İSTEMEDİ, KUSURUMUZ YOK’

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı: 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında koruyucu tedbir alınabiliyor. Öncelikle bu hizmetleri korunan kişinin talep etmesi gerekir. Oysa ki somut olayımızda Ayşe Tuba Arslan’ın bu sayılanlar kapsamında yardım talebi olmamıştır. Bu aşamada idarenin bir hizmet kusurundan bahsetmek mümkün olmayacaktır. (Mesut Hasan Benli / Hürriyet)