Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Nurfer Akgül, 30 Ağustos'ta iki oğlu, arkadaşı ve onun çocuğuyla yönetimindeki otomobille tatile giderken Bolu'nun Mudurnu ilçesinde araçta rahatsızlandı. Bilinci kapanmadan önce dörtlüleri yakıp, frene basarak aracı durduran Nurfer Akgül, çağrılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Beyin kanaması geçirdiği belirlenen Nurfer Akgül'ün tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşti. Organlarını bağışladığı belirlenen Akgül, ameliyata alındı. Akgül’ün alınan kalbi, akciğeri, karaciğeri ve iki böbreği organ bekleyen hastalara nakledildi.

Nurfer Akgül'ün cenazesi Ankara'da toprağa verildi.

OĞLUNUN YAZDIKLARI DUYGULANDIRDI

Nurfer Akgül'ün büyük oğlu Eymen Akgül (12), annesinin ölümünden 2 gün sonra okulda öğretmeninin verdiği ödevde otobiyografisini (özyaşamöyküsü) yazdı. Alper Akgül, oğlunun, "Annemi bir hafta önce beyin kanaması geçirip hastaneye kaldırdılar. 2 gün komada yattıktan sonra melek oldu. 10 kişinin hayatını kurtardı. 5 organını bağışladı. Araba kullanırken beyin kanaması geçirdi. Eğer frene basmasaydı arabadaki 5 kişi, annemle ölmüş olurduk. Haberlere çıktı annem; haberin başlığı 'cansın'" şeklindeki yazdığı otobiyografiyi sosyal medya hesabında paylaştı.

'YAŞATMAYI SEVERDİ'

Akademisyen Alper Akgül, organ bağışının önemini bir kez daha anladıklarını söyleyerek "Eşimle üniversite yıllarından itibaren birlikteydik. Eşim kendisini tanıdığım günden beri yaşatmayı çok seven birisiydi. Her tarafta kediler var görüyorsunuz. 3 sene kadar önce bana bir mesaj geldi 'eşiniz organ bağışında bulunmuştur' diye. Kendisine sordum akşam. Bana 'bir gün öleceğiz, en azından arkamızda açık bir kapımız olsun, insanlar bize dua ederler' dedi. Hiç beklenmedik bir şekilde kendisi bizi bırakıp gitti. Bilmiyordum ölümünün bu kadar yakın olduğunu. İnanın gencinden yaşlısına o kadar organ bağışına ihtiyacı olan insan var ki. Bir böbreğe muhtaç olan gencecik insanlar var. Ben eşimin organlarını bağışladığı kişilerde yaşadığını biliyorum. Gencecik insanlar yaşayacaklar organ bağışıyla. Çocuklarımın annesi gitti; ama yaşaması gereken başka anneler de var. Organ bağışının bir farkındalık olması lazım" dedi.

'BİZ DE AYNI YOLDA YÜRÜYECEĞİZ'

Kendisinin de organlarını bağışlayacağını belirten Alper Akgül, "Nasip olursa biz de aynı yolda yürüyeceğiz, biz de organlarımızı bağışlayacağız. Büyük oğlum Eymen 'baba 18 yaşından önce bağışlanmıyormuş' diyor. Beklemesini söyledim, 18 yaşına gelince yapabileceğini anlattım. Gencecik insanlar var. Bir anneyi, bir yavruyu yaşatmak lazım. Organ bağışına yapmak lazım. Bir farkındalık olması lazım. Bizim ülkemizde farklı fikirler ileri sürenler var. İnsan vücuttan ibaret bir varlık değil. Birilerinin kurtulmasını sağlayacak ve bağışlamak gerekiyor" diye konuştu.