Hürriyet'ten Oya Armutçu'nun haberine göre; Tarih 30 Mayıs. Eskişehir Çifteler’de bir okul. Bu okulda sabah garip bir olay yaşandı. Hizmetli Burhan Ç. kadın müdür yardımcısı H.A.’nın yanına gitti. Aynı okuldaki kadın öğretmen V.C.D.’den yakındı. Burhan Ç., bu öğretmeni “Ramazanda kendisine göre uygun olmayan kıyafetlerle bahçede gördüğünü, çok etkilendiğini, aklının başından gittiğini, kendisinin de bir nefsi olduğunu ve bu sebeplerden bahçede yapacağı işi bile unuttuğunu” belirterek, şikâyet etti.

Hatta Burhan Ç. diğer kadın öğretmenler P.Ç., S.S. ve H.A.’nın da zaman zaman uygunsuz giyindiğini söyledi. H.A.’nın uygun olmayan kıyafetlerin ne olduğu sorusu üzerine “Açık saçık kıyafetler” yanıtı verdi. Bu sözleri nedeniyle müdür yardımcısı H.A., Burhan Ç. hakkında tutanak tuttu.

CİNSEL TACİZDEN SORUŞTURMA

Okul idaresinden bu olayı öğrenen öğretmen V.C.D., Burhan Ç. hakkında, Çifteler Cumhuriyet Başsavcılığı’na TCK’nın 105 maddesindeki “cinsel taciz” ve 123. maddesindeki “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçlarından şikâyette bulundu. Burhan Ç. hakkında, “cinsel taciz”den soruşturma açıldı. Soruşturma aşamasında ifade veren kadın öğretmenler P.Ç., H.A. ve S.S., Burhan Ç.’den şikâyetçi olmadılar. Ancak, V.C.D. şikâyetçi olduğunu söyledi.

SAVCIDAN TAKİPSİZLİK

Savcı K.A. suçun şikâyete bağlı olduğunu vurgulayarak, 19 Haziran’da “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdi. Bu karar özetle şöyle: “Şüphelinin ifadesinde özetle; V.C.D.’yi okulda üzerinde etekli elbise ile gördüğünü, ramazan ayında okulda böyle giyinmesinin hoş olmadığını, kılık kıyafetinden rahatsız olduğunu ve bu durumu okul müdürü ile okul müdür yardımcısına söylediği, atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği...

CİNSEL BİR HAREKETİ SÖYLEMİ YOK

Söz konusu suçun şikâyete tabi olduğu, P.Ç., S.S. ve H.A.’nın şikâyetçi olmadıklarının anlaşıldığı, cinsel taciz suçunun oluşabilmesi için fiili bir hareketin veya eylemin olması gerektiği, söz konusu olayda şüphelinin müştekilere yönelik cinsel bir hareketinin ve söyleminin olmadığının anlaşıldığı...

DUYGU AÇIKLAMASI

Anayasamızın 25. maddesinde de belirtildiği üzere kimsenin düşünce ve kanaatinden ötürü kınanamayacağı ve yargılanamayacağının anlaşıldığı, şüphelinin müştekilere yönelik sarf ettiği sözlerin duygu açıklaması niteliğinde olduğu, kanunun aradığı anlamda cinsel amaçlı sarf edilmediği, sözlerin ahlaken eleştirilebilir nitelikte olduğu kabul edilse dahi bu sözlerin cinsel taciz suçuna vücut vermeyeceği, somut olayda suçun yasal unsurlarının oluşmaması sebebiyle şüpheli hakkında kovuşturma koşullarının gerçekleşmediği incelenen tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; şüpheli hakkında üzerine atılı suçtan dolayı unsur yokluğu sebebiyle kovuşturma imkânı bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına...”

16 KADIN AVUKATTAN İTİRAZ

34 yaşındaki mağdur öğretmen V.C.D., bu karara üst mahkeme sıfatıyla Eskişehir Sulh Ceza Hâkimliği’ne 5 Temmuz’da itiraz etti. 16 kadın avukatın imzasını taşıyan dilekçede, “nitelikli cinsel taciz” suçundan dava açılması talep edildi. İtirazda, şüphelinin sözlerinin savcılık kararındaki gibi “düşünce özgürlüğü/duygu açıklaması” değil açıkça suç olduğu savunuldu.

V.C.D.’NİN AVUKATI: HAYRET VERİCİ

Kadın Dayanışma Vakfı’nın da avukatı olan, V.C.D.’nin avukatı Candan Dumrul’la da konuştum. Dumrul bakın ne dedi: “Yargıtay kararlarına rağmen, bu kararın hem de bir kadın savcı tarafından verilmesi üzücü ve hayret verici. Ayrıca bu kararın gerekçesi kadınların cinsel özgürlüklerinin korunması bakımından çok tehlikeli. Bu sözler açıkça cinsel taciz suçunu oluşturmaktadır. Aksinin kabulü kadına yönelik cinsel şiddet suçlarına ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemelere aykırıdır. İtirazımızı sulh ceza hâkimliğinin kabul edeceğini düşünüyoruz.”

Gözler sulh cezanın, itiraz üzerine vereceği kararda.