Türkiye Adalet Akademisi 25. Dönem 2. Grup Hakim-Savcı Adayları Hazırlık Eğitimlerinin açılış programına katılan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Adalet Akademisinin yeni eğitim yılının hayırlı olması temennisinde bulundu.

Adayların kazandıkları tüm birikimleri hayatları boyunca göstereceğine inandığını belirten Bakan Gül, “Adil olmak kadar adaletli olduğunuzu her ortamda her zaman göstereceğinize inanıyoruz. Hem adliyede hem adliye dışında bunu göstereceğinize inanıyoruz. Bunu bir yargı mensubu olarak yapmanız da gerekmektedir. Güvenilir olmanız yetmez güven vermeniz de şart olacaktır. İçinizin doğruluğunu dürüstlüğünü dışa vurmanız adliyeden başlayarak bütün ilişkileriniz de yine yansıtmanız gerekmektedir” dedi.

YARGI MENSUPLARININ TEMİNATI ANAYASADIR

Adalet Bakanı Gül, Anayasanın yargı mensuplarına teminat verirken yargı mensuplarının bağımsızlığına ve tarafsızlığına yönelik güvenceleri sağladığını kaydetti. Her türlü mecrada hakimlik ve savcılık mesleğine yakışır şekilde davranılması gerektiğinin altını çizen Gül, şöyle devam etti:

“Çok önemli bir teminat vardır. Bağımsızlığınıza ve tarafsızlığınıza asla ve asla gölge düşürmemek sizin için kesintisiz bir yükümlülüktür. Sosyal ilişkileriniz de kiminle beraber göründüğünüze kiminle yol yürüdüğünüze kadar hassas bir konudur. Yine sosyal medya dahil olmak üzere her türlü ortamlarda bu mesleğe yakışır şekilde davranmanız gerekmektedir. Yarın mesleğe başladığınız da sizin kararınız ne kadar adil olursa olsun eğer sosyal ilişkilerinizde davanıza baktığınız taraflarla sosyal ilişkileriniz ya da avukatlarla taraflarla farklı yerlerde görünmeniz sizin verdiğiniz adil karara gölge düşürecektir. O yüzden her ortamda, gerek adliyede gerek adliye dışında sosyal ilişkilerde bu anlamda adil görünmenin adil olmanın da elzem olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın.”

SÜREKLİ EĞİTİM PERSPEKTİFİYLE ÇALIŞIYORUZ

Türk Yargı Etiği bildirgesinin hakim savcılık mesleği açısından çok önemli olduğunu kaydeden Adalet Bakanı Gül, yargısal çalışmalarda bu bildirgenin özümsenmesi gerektiğini söyledi. Eğitimin beşikten mezara kadar devam eden bir süreç olduğunu anlatan Bakan Gül, hakim savcı eğitimine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Bizler gerek Yargı Reformu Strateji Belgemizde gerek İnsan Hakları Eylem Planında, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanan belgelerde sürekli eğitim perspektifimizi hep ortaya koyduk, bu vizyonu belirledik. Adalet Akademisinde bir dönem bir yıl olarak uygulanan eğitim süresini 2 yıla çıkarttık. Yine Adalet Akademisini yeniden yapılandırdık. Burada artık sizlere daha iyi uygulamalı eğitim vermek üzere kadrolu, sürekli görev yapan arkadaşlarımız, meslektaşlarımız, meslek büyüklerimiz var. Yine Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından hakim savcılarımızın hizmet içi eğitimlerinde terfi dikkate alınacağı ilke olarak belirlendi. Bu yıl sonuna kadar 6 bin 800 hakim savcımıza da yine meslek içi eğitim verilmiş olacak. Önümüzdeki dönemde de hakim savcı yardımcılığı konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uzmanlaşma konusunda yeniliklerimizi sürdüreceğiz. Yine meslek öncesi eğitime yeni bir model getirmeyi planlıyoruz. Adaylık döneminde adliye stajlarını staj eğitim merkezi olarak belirlenen adliyelerde yapılmasını planlıyoruz.  İnsan hakları eğitimi, eğitim müfredatımızın en temel başlıklarındandır bu konuda da yine çalışmalarımız devam ediyor. Keza insan hakları araştırma bursu da yine hukukçu arkadaşlarımıza da sağlanacak bir imkân olarak önümüzdeki hedeflerden.”

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE TARİFSİZ BİR BAĞLILIKLA BÜRÜNEN TÜM YOLLAR HUKUK DEVLETİNE ÇIKAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde birçok yeniliklerin hayata geçirildiğini vurgulayan Bakan Gül, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla insanların hak ve özgürlüklerini korumaya yönelik adımlar atmaya devam edeceklerini kaydetti. Bakan Gül, yargı yetkisini milleti adına kullanan yargı mensubunun yoluna ışık tutacak temel ilkenin hukukun üstünlüğü ilkesi olduğunu vurgulayarak, hukukun üstünlüğüne tarifsiz bir bağlılıkla bürünen tüm yolların hukuk devletine çıkacağını kaydetti. 

EN İYİ KANUN, UYGULAMADIR

Hakimlik ve savcılık mesleğinin sürekli gelişmeye açık bir meslek olduğunu belirterek, şu önerilerde bulundu:

“Sürekli kendinizi geliştirerek okuyarak içtihatları takip ederek, iyi bir donanımla vatandaşlarımızın karşısına çıkmanız da sizler için bu adaylık sürecini en verimli şekilde geçirmenizi sağlayacak ve meslek hayatınız boyunca da sizlere her zaman ışık tutacaktır. Türkiye’de yargı kültürü anlamında çok önemli bir birikim var. Bu birikimini en iyi uygulamayla sizlerin hayata geçireceğini inanıyoruz. Çünkü en iyi kanun en iyi uygulamadır. Çünkü en iyi reform, en iyi uygulamadır. Bunları da yapacak olan sizsiniz. Tüm bu meslek hayatınız boyunca karşınıza daima bir insan çıkacak. Bir insanın hayatı çıkacak. Bir insanın dramı, mağduriyeti, hakka ulaşma yolundaki çabası, gayreti, azmi. Eğer o hakkı teslim ederseniz adliyeden çıkarken, hak yerini buldu dedirtirseniz insanın devlete, geleceğe, kendisine saygısı artar. Bunu yapmak sizin elinizde.”

ADALETİN ASIL TECELLİGAHI TEMİZ VİCDANDIR, AKILDIR, KALPTİR

Her dosyanın insan hikayesine temas ettiğinin asla unutulmaması gerektiğinin altını çizen Bakan Gül, insan kokusu olan kararlarla insanların karşısına çıkmanın, milletin beklentisi olduğunu söyledi. Hakim savcı adaylarının 15-20 yıl öncesine kadar çok şanslı olduğunu belirten Adalet Bakanı Gül, birçok fiziki yapı ve imkanın son yıllarda geliştirilerek kapasitelerinin arttırıldığını söyledi. Meslek hayatları boyunca insanların güvendiği yargı mensubu olmak için davranışlar sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Gül, şöyle devam etti:

“Adaletin asıl tecelligahı koca koca binalar değil, sizin temiz vicdanınızdır, aklınızdır,  kalbinizdir. Dolaysıyla aklınızı, vicdanınızı kimseye ama kimseye kiraya vermeyin. ‘cübbesini kimsenin önünde iliklemez bu yargı mensubu, bu hâkim bey bu hâkime hanım, bu savcı hanım bu savcı bey kimsenin önünde eğilmez, anayasadan, hukuktan, vicdandan, adaletten şaşmaz’ diyen bu inancı, güvenci ömrünüz boyunca göğsünüzde bir madalya gibi taşıyın. asla türk yargısı tenezzül etmez ama sakın ola ‘adliyede şu var ama şunu şunlarla adliye çıkışıyla sabaha kadar otururlar bir şey yaparlar, bir şey yapacaksan ona ulaş’ gibi bir görüntü, düşünce bile türk yargısına asla yakışmamaktadır. adliye binalarından öte bir kalem bir kağıt temiz bir kalp vicdan adalete sizleri ulaştırır, milletimizi ulaştırır. sizlerde de bu temiz kalp ve vicdan olduğuna sonsuz güvenimiz var.”

YARGIYA DUYULAN GÜVEN YARGI KARARLARINA MEMNUNİYETTEN BESLENİR

Adalet Bakanı Gül, yargı mensuplarının ifade aracının kararlar olduğunu ve kararlarıyla konuştuklarını anımsattı. Berrak bir dil, temiz Türkçe, sağlam bir örgü, iyi bir muhakeme, doğru ve esaslı gerekçe ile yazılan kararların millet ve toplumun vicdanında yer edineceğini kaydeden Bakan Gül, yargıya duyulan güvenin yargı kararlarına memnuniyetten ve gerekçeden beslendiğini, adaletin tecellisinde en önemli imkanın gerekçeli kararlar olduğunu vurguladı.

BU ÜLKEDE YAŞAYAN HERKES EŞİT ŞEKİLDE ADALETİN MUHATABIDIR

Cumhuriyetin 100’üncü yılına “Özgür birey, güçlü toplum ve daha demokratik bir Türkiye” amacıyla yürüdüklerini belirten Bakan Gül, “Gücümüzü de coşkumuzu da çoğulcu demokrasiden ve insan haklarına dayalı hukuk devleti anlayışımızdan alıyoruz. Sizin gibi pırıl pırıl gençlerin gözlerinde bu inancı görüyorum, bu hedefi görüyorum, bunları gerçekleştireceğinize inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

ADALETE HİZMET MEVZİİNİ TERK EDİP, İDEOLOJİK ADANMIŞLIĞI İKAME EDENLERİN ÜLKEMİZE NASIL BİR FELAKET EŞİĞİNE GETİRDİĞİNİ 15 TEMMUZ’DA GÖRDÜK

Hangi görüşe, hangi inanca, hangi mezhep ve meşrebe sahip olursa olsun bu ülkede yaşayan herkesin eşit şekilde adaletin muhatabı olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade eden Bakan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gözünüz bağlı, teraziniz şaşmaz olsun. Çünkü sizler faili değil, fiili yargılayacaksınız. Eski Türkiye’nin failden faile değişebilen yargısal aktivizmi acı bir anekdot olarak mazide yerini aldı. ‘Bu kişi, şu siyasi düşünceye sahip, atın. Bu kişi şu görüşe sahip, şu şekilde ceza verin. Bu şu şekilde inanıyor şu şekilde yaklaşın’ diyen yargısal aktivizm geride kaldı. Sizleri Anayasanın ve kanunların emrinde hukuk devletinin izinde bir yargı sistemi bekliyor. Asıl sınavınız da şimdi başlıyor. Toplumun sizden bir tek ama adalet gibi büyük bir beklentisi bulunmaktadır. Adalete hizmet mevziini terk edip, ideolojik adanmışlığı ikame edenlerin ülkemize nasıl bir felaket eşiğine getirdiğini 15 Temmuz’da gördük. Yargı sistemimiz başta olmak üzere ülkemiz 15 Temmuz sonrasında devlet içinde bu örgütlü yapıdan kurtulmak için kararlı bir mücadele ve arınma sürecini başlatmıştır ve bunu da sürdürmektedir. Yine bir inşa sürecini de hep birlikte yaparak milletimize olan ödevimizi yerine getireceğiz. Bunu yapmak için adaleti üstün tutacağız. Adaleti yaşatırsak insanı yaşatırız. İnsanı yaşatırsak devleti yaşatırız. Hepinize bu uğurda başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Hepinizin bu ülkenin demokrasisine, adaletine, hukukuna, insan haklarına tarifsiz şekilde sahip çıkacağınıza yürekten inanıyorum. Kim ne derse desin kim nereye çekerse çeksin yalnızca adaletin peşinde olacağınıza inancımız tamdır.”