AKP iki haftadır Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi haline gelen Anayasa değişiklik paketini, tek tek ziyaret ettiği siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve medya mensuplarının değerlendirmelerine sundu. Görüşmelerin neredeyse tümünde AKP temsilcilerine iletilen ortak bir öneri vardı: “Sıfırdan yeni sivil bir anayasa yapılmalı.” AKP paketinde en çok tartışma yaratan bölüm Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesiylme ilgili maddelerdi. En çok dile getirilen taleplerse ‘memurlara grevli toplusözleşme hakkı’, ‘kadınlara pozitif ayrımcılık’, ‘yüzde 10’luk seçim barajının indirilmesi’ oldu. ‘Su kaynaklarının Anayasal güvence altına alınması’ndan zorunlu din dersinin kaldırılmasına kadar çok sayıda öneri de ortaya atıldı. AKP taslağına ilişkin eleştiri ve öneriler şöyleydi: 

CHP’NİN ÖNERİLERİ: Hakim ve savcılarla ilgili soruşturma açma yetkisi Adalet Bakanlığı’ndan alınıp HSYK’ya verilsin. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığına son vermek için Türkiye’nin taraf olduğu tüm uluslararası sözleşmeler hukuk sistemine yansıtılsın. Çalışma hayatı ILO standartlarına yükseltilsin. Toplu iş sözleşme ve grev yasası değiştirilsin. Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılsın. Temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayan tüm maddeler değiştirilsin.

BDP’NİN ‘TÜRKLÜK’ TANIMI:
Zorunlu din dersleri kaldırılsın. Anayasa’nın 42. maddesinde belirtilen, “Türkçe’den başka hiçbir dil Türk vatandaşlarına anadil olarak öğretilemez” fıkrasının çıkarılarak anadilde eğitime olanak tanınsın. Kamu çalışanlarına toplusözleşmenin yanı sıra grev hakkı da tanınsın ve emeklilere sendika hakkı verilsin. Anayasa’nın 66. maddede belirtilen “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” şeklindeki vatandaşlık tanımının değiştirilerek Anayasal vatandaşlık kavramı benimsensin. Yasama dokunulmazlığının seçimden önceki fiilleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi için Anayasa’nın 83. maddesi değiştirilsin.

TÜSİAD’TAN UYARILAR:
Gündemdeki anayasa paketinin içeriğinde temel sorunlar vardır ve demokrasi açığını kapatmaktan uzak. 2011 seçimlerine anti-demokratik Siyasi Partiler Yasası ve yüksek baraj ile kesinlikle gidilmemelidir. Paket, kapatma davasının açılmasını Parlamento’da kurulacak özel komisyonunun iznine bağlamakla, konuyu bir siyasi pazarlık konusu haline getirmektedir. Parti yasaklarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesi ve yaptırımların, öncelikle partilere değil eylemleri yasalara aykırı olan kişilere yönelmesi gereklidir.

DİSK ‘SENDİKAL HAK’ DEDİ:
Sosyal haklar, kamu görevlilerinin göstermelik toplusözleşme hakkı ile sınırlı. Grev hakkı ise pakette yok. Yapılması gereken, bu paketi geri çekmek. Bunun yerine, şimdilik, temel yasalardan Anayasa’nın yürürlükteki haline bile aykırı düşen maddeleri ayıklamak olmalıdır. Bu yasaların başında, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Kanunu, Siyasal Partiler Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, Sendikalar Kanunu ve Toplu Sözleşme Grev ve Lokavt Kanunu gelmektedir.

TÜRK-İŞ: ÇALIŞMA HAYATI YOK:
Çalışma hayatını düzenleyen kurallara hiç yer verilmemiş olması çok büyük eksiklik. Anayasa’nın ‘Sendika Kurma Hakkı’na ilişkin 51. maddesindeki “Aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz” hükmü  çıkarılmalıdır.  ‘Toplu İş Sözleşmesi Hakkı’na ilişkin 53. maddenin son fıkrasında yer alan “Aynı işyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz” hükmü kaldırılmalıdır. ‘Üyelikle Bağdaşmayan İşler’e ilişkin 82. maddede yer alan ve sendika yöneticilerine kesin olarak siyaset yapma yasağı getiren düzenlemelerin çağdaş bir Anayasa’da yer alması düşünülemez. ‘Kamu Hizmeti Görevlileri ile İlgili Hükümler’e ilişkin 128. maddede yapılacak değişiklikle, işçi-memur ayırımı yapılması zorunlu kılınmalı, esasen işçi niteliğinde çalışanların da sendika ve toplu sözleşme haklarına kavuşmaları sağlanmalıdır.

KESK: DİL YASAĞI KALKSIN:
Anayasa’nın 42. maddesi kaldırılmalı. Çünkü, ‘Devletin resmi dili Türkçe’dir’. Burada herhangi bir sorun ve tartışma zaten yoktur ama diğer dillerin yasaklanması, özellikle anadilde eğitim hakkının yasaklanması gibi çağdışı hükümlerin Anayasa’da olması gerekmiyor. Zorunlu din dersi kaldırılmalı Kamu çalışanlarına grevli toplu sözleşme hakkı verilmeli.

TİSK’TEN ‘EKONOMİK’ ÖNERİ:
Hükümetlerin harcama yapma, para basma, vergilendirme ve borçlanma yetkilerinin sınırlandırılması anlamına gelen ‘Ekonomik Anayasa’ kavramı ve buna bağlı kurallar yeni anayasada yer aldığı takdirde, özel sektöre gerçek yatırım, üretim ve istihdam potansiyelini harekete geçirebileceği bir ekonomik iklim yaratacak ve rekabet gücümüzü artırarak küresel ekonomi ile bütünleşmemize katkıda bulunacaktır.

ALEVİLERİN BEKLENTİSİ:
Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun, “Diyanetle ilgili Anayasa’nın 136. maddesi ile zorunlu din eğitimi getiren 24. madde anayasal sorundu. Pakette inanç özgürlüğü ve eşit vatandaşlık haklarının önündeki engellerden olan bu iki maddenin olmayışı bizde şok etkisi yaratmıştır” dedi.

ÖDP’NİN ISRARI:
ÖDP , kamu çalışanlarına grev hakkı, milletvekili dokunulmazlığının kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılması, Kürt sorununun çözümü, din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması gibi maddeler bulunmadığı için pakete destek vermeyeceklerini söyledi. Parti  yüzde 10’luk seçim barajının  kaldırılmasını da istedi.

TZOB: SU KAYNAKLARI GİRSİN:
Türkiye Ziraat Odalari Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına Anayasa Mahkemesi’ne doğrudan başvuru hakkı tanınmasını istedi. Bayraktar, su kaynaklarının korunmasının  anayasal güvence altını alınmasını da önerdi.

İHD: ‘BAŞLANGIÇ’ DEĞİŞSİN:
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “12 Eylül ruhu ile yaşamak istemiyorsak bu yönüyle de başlangıç kısmını değiştirmemiz zorunludur” dedi. İHD’nin önerileri şöyle: Seçim barajı yüzde 5 olmalı. TBMM’de temsil edilen tüm siyasal partiler Hazine yardımı almalı. Parti kapatmak zorlaştırılmalı. Yüksek Askeri Şûra’nın tüm kararları yargı denetimine tabi olmalı, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmalıdır.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ:
Savunma ve barolar anayasanın yargı bölümünde yer almalı. Milletvekili dokunulmazlıkları sadece yasama faaliyetiyle sınırlanmalı. Seçim barajı makul düzeye indirilmeli. Yargı bağımsızlığını tam anlamıyla yaşama geçirecek düzenleme ve yapılar oluşturulmalı.

TKDF’NİN TALEBİ:
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü şu beklentileri dile getirdi: Pozitif ayrımcılık konusunun daha net beyan edilmesini beklerdik. ‘Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz’ cümlesi, her dönem herkes tarafından farklı algılanabilir. ‘Kadınlara karar mekanizmalarında yer alabilmeleri için pozitif ayrımcılık yapılmalıdır’ denilmeliydi.

ANAYASAL YURTTAŞLIK:
Sivil ve Demokratik Anayasa Platformu ise şu talepleri dile getirdi: Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri olamaz. Yurttaşlık tanımı bir etnisiteye göre değil, anayasal yurttaşlık olarak tanımlanmalıdır. Parasız eğitim, parasız sağlık, işsizlik ödeneği, konut hakkı gibi haklarla donatılmış sosyal devlet biçimi anayasada yer almalıdır. Başta Kürt halkı olmak üzere, bütün halkların ve azınlıkların dil ve kültürlerini serbestçe geliştirebilmeleri güvence altına alınmalı, herkesin anadille eğitimi sağlanmalıdır. Parti kapatma, Anayasa’dan çıkarılmalıdır.

Radikal


  ANAYASA ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ FARKLI GÖRÜŞLER İÇİN TIKLAYINIZ.