Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, anayasa değişikliği taslağına ilişkin yargı cephesinden gelen değerlendirmeler konusunda, ''Yüksek yargının açıklamalarını dikkatle takip ediyoruz ve özenle not ediyoruz'' dedi.

Arınç, anayasa değişikliği taslağı hakkında bilgi vermek üzere, beraberinde TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ile birlikte Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nu (KESK) iyaret etti.

Arınç- Kamu Sen görüşmesi

Türkiye Kamu-Sen yöneticilerinin görüşmeye büyük ilgi gösterdiklerini ve geçmişten bu yana anayasa değişikliği konusunda kendilerinin de benzer çalışmalar yaptıklarını ifade ettiklerini söyleyen Arınç, şöyle devam etti: ''Bizim açımızdan çok verimli, yararlı bir görüşme oldu. Sayın Başkan'ı ve arkadaşlarını yaptıkları mücadelede takdirle izleyen kişilerden oluşuyoruz. Onların, çalışma hayatıyla ilgili, sivil hayatla ilgili, yüksek yargı ile ilgili, toplumsal hayata geçirmeyi düşündüğümüz yeni, takviye edici hükümlerle ilgili çok olumlu düşüncelere sahip olduklarını gördük. Eleştirilerini dikkate alacağız, bundan yararlanacağız.''

Akyıldız ve arkadaşlarının bu konuya olumlu, pozitif gözle baktıklarını belirten Bülent Arınç, yapıcı, yararlı eleştirilerini her zaman beklediklerini söyledi.

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, taslakta grevsiz bir toplu sözleşme hakkı verildiği ifade edilerek, ''Bir hukukçu olarak grevsiz toplu sözleşme hakkının eksik olduğunu düşünüyor musunuz? Hükümetinizin bunu tamamlamak adına bir çabası olacak mı?'' sorusu üzerine şunları kaydetti: ''Bu konudaki eleştirilerin haklı yönleri var şüphesiz. Ama Türkiye'nin bir gerçeği olarak ifade ediyorum. Memurlara sendika kurma hakkını veren yasal düzenlemenin üzerinden on yıl geçti. Bu on yıl içerisinde hepimizin bildiği gibi toplu görüşme yapılabiliyordu ve son anda hükümetin gösterdiği rakam üzerinde karar kılınıyordu. Bu on yıl içerisinde Kamu-Sen de diğer sendikalar da mutlaka toplu sözleşme hakkını grevli olarak istemişlerdir. Ama bu on yıl içerisinde hiçbir hükümet, hiçbir parlamento bu konuda bir düzenleme yapmadı. Çünkü bunun getirileri var, götürüleri var. Eğer toplu sözleşme hakkını grevli olarak verirseniz bunun eşiti olarak lokavtın da söz konusu edilmesi lazım. Buna farklı açılardan bakabilirsiniz. Ama şimdi bizim getirdiğimiz taslakta fevkalade ileri bir nokta var. Sadece, adına 'grev' demiyoruz. O da şudur, artık toplu sözleşme anayasaya bir hüküm olarak girmektedir. On yıldır istenen ama yapılamayan bir gelişmeydi. Bu toplu sözleşmeler uzlaşma kuruluna gidecektir. Eğer anlaşılamadığı takdirde uzlaşma kurulunun kararı kesin olacaktır. Yargı yolu da kapalıdır. Dolayısıyla hükümetin ücret artışlarını getirme imkanı elinden alınmakta, toplu sözleşme gereğince bu yetki uzlaşma kuruluna verilmektedir.
Sadece grev hakkının verilip verilmemesi konusu önümüzdeki dönemlerde tartışılacak bir konudur ve eğer olumlu gelişmeler olursa inanıyorum ki bundan sonraki düzenlemelerde belki grev hakkı da dikkate alınabilecektir. Ama ben Sayın Başkan'ın görüşlerine saygı duymakla birlikte bu getirdiğimiz imkanların kamu sektöründe çalışan memurlarımız ve kamu görevlilerimiz için fevkalade önemli ve ileri bir aşama olduğunu düşünüyorum.''

Bülent Arınç, bir başka gazetecinin anayasa değişikliği taslağına ilişkin yargı cephesinden gelen eleştirileri hatırlatarak değerlendirmesini sorması üzerine, ''Yüksek yargının açıklamalarını dikkatle takip ediyoruz ve özenle not ediyoruz'' dedi.


''Uzlaşma ve diyalog arayışı olarak görün"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Anayasa değişikliğine ilişkin uzlaşma konusunda toplumun değişik kesimlerinden gelen talepler olduğu, bunun yanında, muhalefet partilerinin bir öneri getirmediği şeklinde de görüşler bulunduğu ifade edilerek, uzlaşma konusunda ne düşündüğünün'' sorulmasına karşılık, kendilerinin çabalarının sonuna kadar uzlaşma ve diyalog arayışından kaynaklandığını söyledi.
Arınç, ''Bugünkü arayışlarımızı sonuna kadar bir uzlaşma, bir diyalog arayışı olarak görmenizi rica ediyorum. Eğer parlamentoda yeterli çoğunlukla tek başına gerçekleşemezse halkın önüne götürülecek ve halk doğrudan doğruya referandum yoluyla uzlaşmanın olup olmadığı konusunda bir karar verecektir. Milletin vekili ile eğer uzlaşma parlamento içinde olmazsa, milletin aslıyla sanıyorum sandıkta bir uzlaşmayı temin edeceğiz'' diye konuştu.

Kamu-Sen Genel Başkanı Akyıldız paket için ne dedi?

Kamu-Sen Genel Başkanı Akyıldız da Arınç ve beraberindekilerin ziyaretinden büyük mutluluk duyduklarını belirterek, anayasa değişikliği taslağı ile ilgili bilgi aldıklarını söyledi.
Kendilerinin de özellikle kamu çalışanlarına ilişkin düzenlemelerle ilgili endişelerini aktardıklarını ifade eden Akyıldız, şöyle konuştu: ''Bize göre, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan ve anayasanın 90. maddesiyle teminat altına alınan hakların anayasa değişikliğiyle net bir şekilde ifade edilmesinde bir eksiklik olduğu kanaati hakimdir. Grevin ifade edilmemiş olması bizi endişelendirmektedir. Bu nedenle grevin de açık bir şekilde ifade edilmesinin doğru olacağını belirttik ve bu konuda gerekli düzeltmenin yapılmasını kendilerinden istirham ettik.''

Diğer konularla ilgili olarak ise Türkiye Kamu-Sen'in hukuk bürosunun taslağı inceleyeceğini ifade eden Akyıldız, konuya ilişkin görüşlerini yarın düzenleyecekleri bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.

Akyıldız, 2007 yılında başlatılan ve Türkiye Kamu-Sen'in de içinde bulunduğu bir anayasa platformunun çalışmasının kesintiye uğramış olmasından üzüntü duyduklarını ve bu çalışmayı tamamlamış olmayı istediklerini ifade ettiklerini kaydederek, ''Bu çalışmanın devam ettirilmesi konusunun dün akşam yapılan bir toplantıyla karar altına alındığını ifade etmeye çalıştık'' dedi.

Bircan Akyıldız, şöyle devam etti:  ''Önümüzdeki süreçte yapılacak değişikliğin anayasa üzerinde yeni bir tartışmanın olmamasını sağlayacak bir sonuç doğurmayacağı endişesinde olduğumuzu da ifade ederek bu çalışmayı yürütmekte kararlı olduğumuzu kamuoyuna açıklayacağımızı belirttik. Geldiğimiz noktada anayasa değişikliğinin önemli olduğunu ve ciddi bir uzlaşma gerektirdiğini ve anayasaların çok sık değişmemesi gerektiğini düşündüğümüzü de belirtmek isterim. Önemsediğimiz bir konu da bizi ziyaret etmiş olmalarının önemli olduğunu, ciddiye aldığımızı, bundan mutluluk duyduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum''

 

KESK - Arınç görüşmesi

Arınç, KESK'i ziyaretlerinde görüşmelerinin çok yararlı ve verimli geçtiğini söyledi. Genel Başkan Sami Evren ve KESK yöneticilerinin Anayasa'yı bütüncül bir yaklaşımla ele almak gerektiğini ve 1982 Anayasası'nın bir darbe Anayasası olduğunu söylediklerini ifade eden Arınç, Evren ve KESK yöneticilerinin ayrımcılığa, ırka dayalı bir Anayasa yapımına karşı olduklarını dile getirdiklerini söyledi.

''Bunlar saygıdeğer düşüncelerdir'' diyen Arınç, KESK'i ziyaretlerinde hazırladıkları paketi sunduklarını, bunun bir taslak olduğunu, KESK tarafından hem bugünkü düşüncelerinin hem de taslakla ilgili etraflı düşünce ve eleştirilerini ileteceğini belirtti. Arınç, gelecek haftaya kadar yeniden düzenlemek ve bazılarını ekleme imkanlarının da bulunacağını ifade etti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle konuştu: ''Tabii Anayasa'nın bütüncül bir yaklaşımla ele alınması konusu bizim de inandığımız bir konudur. Türkiye'ye artık bu Anayasa dar gelmektedir. Çağdaş bir Anayasa'ya daha demokrat, daha sivil bir anayasaya ihtiyacımızı toplumun bütün kesimlerin de alıyoruz. Ancak, böylesine bütüncül bir yaklaşım ile bu Anayasayı bu süreçte değiştirmek mümkün görünmediğine göre öncelikli olarak bazı maddelerinde yeni düzenlemeler yapma ihtiyacını duyduk.

Bu bir çalışmanın ürünüdür. Bizim siyasi partilerden de beklediğimiz ya kendi önerilerini bize iletmeleri ya da bizim önerilerimiz üzerinde düşünce ve fikirlerin açıklamalarıdır. Biz diyaloğa ve uzlaşmaya açık bir çalışma yapıyoruz. Yanlışımızı düzeltmeye ve eksiğimizi de tamamlamaya hazırız. Yüzbinleri temsil eden KESK'in taleplerine duyarsız kalamayız. Ancak bunları bu süreçte mi değerlendirebiliriz yoksa daha sonraki süreçlerde mi gündeme gelebilir, bu konuda elbette bir karar vereceğiz. Ben olumlu yaklaşımlarından, olumlu eleştiri ve önerilerinden dolayı teşekkür ediyorum.''

Bülent Arınç, bir gazetecinin, ''Dün akşamki Pakistan Milli Günü'nde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile yaptığı görüşmede, Anayasa değişiklik paketinin gündeme gelip gelmediğini'' sorması üzerine, ''Hayır, kesinlikle. Dün akşam Pakistan Milli Günü dolayısıyla resepsiyona katılmıştım. Sayın Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının bir kısmı da oradaydı. Konuştuğumuz konu Pakistan ve Türkiye ilişkilerine ait konular'' diye konuştu.

KESK Genel Başkanı Evren'den Anayasa paketi yorumu

KESK Genel Başkanı Sami Evren de görüşmede Anayasa paketine ilişkin öneri ve eleştirileri ilettiklerini söyledi.

1982 Anayasası'nın 1987'den itibaren 81 maddesinin değiştiğini, yeni değişikliklerle bunun 100 maddeye kadar çıkacağını dile getiren Evren, ancak tüm bu değişikliklere rağmen Anayasa'nın ruhunun ve zihniyetinin değişmediğini, bir eleştiri konusu yaptıklarını belirtti. Evren, ''Devlet yurttaşlar arasında ayrım yapmamalıdır. Dine, ırka dayalı bir devlet anlayışı olmamalıdır'' dedi.

Devletin çalışma hayatının demokratikleşmesini güvence altına alması gerektiğini ifade eden Evren, iş güvencesinin de büyük önem taşıdığını dile getirdi. Kamu hizmetlerinin kamu yararı esasına göre düzenlenmesi gerektiğini de bildiren Evren, kamu hizmetlerinin, piyasanın insafına teslim edilmemesini istedi. Bu nedenle yapılacak olan Anayasa'da kamu hizmetlerinin özellikle de eğitim ve sağlık hakkının parasız olmasının sağlanması talebinde bulunan Evren, şöyle devam etti:
''Demokratikleşme konusunda son bir yıldır çok tartışmalar gerçekleşti ama bu tartışmalar içerisinde özellikle Kürt sorununun çözümüne yönelik demokratik bir açılımı maalesef burada göremediğimiz eleştirisini de söyledik. Yine Anayasa'nın 42. maddesinin mutlaka kaldırılması gerektiğini ifade ettik. Çünkü, 'Devletin resmi dili Türkçe'dir'. Burada herhangi bir sorun ve tartışma zaten yoktur ama diğer dillerin yasaklanması, özellikle ana dilde eğitim hakkının yasaklanması gibi çağdışı hükümlerin Anayasa'da olması gerekmiyor. Alevi Çalıştayı gibi demokratik çalıştaylar yapıldı. Bunun da Anayasa'da güvence altına alınması için özellikle Alevi yurttaşların talebi olan Anayasa'nın 24. maddesinin yani zorunlu din derslerinin kaldırılması talebinin çok dikkate alınmadığını gördük.''

''Özellikle de kamu çalışanlarıyla ilgili yapılan Anayasa'nın 53 maddedeki değişikliğe çok ciddi eleştiri ve itirazımız var'' diyen Evren, kamuoyuna bu konunun çok yanlış yansıtıldığını öne sürdü. Toplu sözleşme hakkının tanındığı, ancak grev hakkının tanınmadığı şeklinde kamuoyuna bir yansımanın olduğuna işaret eden Evren, şunları kaydetti:
''Bu son derece yanılsamadır. Hem toplu sözleşme hakkı aslında tanınmıyor, hem grev hakkı yasaklanıyor. Bu konuya ilişkin çok açık olarak düşüncemizi kendilerine ifade ettik. Giriş bölümünde 'toplu sözleşme hakkı verilir' denilmesine rağmen, daha sonraki bölümde özellikle 'uzlaştırma kurulu kararı, toplu sözleşme hükmündedir' denilerek de sendikaların işlevi tamamen ortadan kaldırılmakta, uzlaştırma kuruluna gittiğiniz taktirde aracı olan kurum toplu sözleşme ve toplu sözleşme hükmünde karar verebilmektedir. Daha önce Bakanlar Kurulu yetkiliydi. Şimdi, yürütmenin, hükümetin atayacağı kurul yetkili hale getirilmiş. Burada hem grev yasaklanmış hem de toplu sözleşme hakkının içi boşaltılmıştır. Bunun bir kanunla düzenleneceği ifade edilmektedir. Bunun da nasıl olabileceği kanunda tarif edileceği için Yürütme burada irade sahibidir. Yine sendikalar burada irade sahibi değildir. Bu maddenin çok açık bir şekilde grevsiz toplu sözleşme aslında toplu görüşmeyi tarif eder.

Dolayısıyla, toplu sözleşme hakkımızın olabilmesi için grev silahımızın olması lazım. Bunu tanımadığınız taktirde toplu sözleşme yapma hakkınız kalmamaktadır. Bu düzenleme, uluslararası sözleşmelere aykırıdır, Anayasa'nın 90. maddesine aykırıdır. Bu düzenlemenin bir güvence olarak yapılması gerektiğine inanıyoruz, Çünkü uluslararası sözleşmelerden doğan hakkımızla zaten 25 Kasımda üretimi durdurduk, grev gerçekleştirdik. Bizim grev hakkımız zaten vardı, biz bunun güvence altına alınmasını istiyoruz.''

Toplu sözleşme iradesini Hükümetin göstermesi gerektiğine inandıklarını, toplu sözleşme masanına hükümetin gelmesini ve taleplerini müzakere etmek istediklerini ifade eden Evren, paketle ilgili değerlendirmelerini hukukçuları ve konfederasyonun kurulları ile yapacaklarını, Cuma gününe kadar öneri ve eleştirilerini bir kez daha ifade edeceklerini kaydetti.

KESK Genel Başkanı Evren, ''Eleştirilerimizin dikkate alınması, demokrasinin gereğidir. Bu demokratik gelişmenin olumlu olmasını diliyoruz. Aksi takdirde sadece görüşmeden ibaret, önerilerin alındığı, dostlar alışverişte görsün görüşmesini de etik bulmuyoruz. Bu nedenle Sayın Arınç ve arkadaşlarına bizi ziyaret ettikleri için çok teşekkür ediyoruz'' diye konuştu.

Bu arada, KESK'ten ayrılışında Yüksel Yüksel adlı bir vatandaş, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç'ın yanına gelerek kızı için iş talebinde bulundu. Arınç da danışmanına vatandaşa yardımcı olunması yönünde talimat verdi.

AA



  ANAYASA ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ FARKLI GÖRÜŞLER İÇİN TIKLAYINIZ.