Mersin Barosu yönetim kurulu üyeleri ve avukatların katılımıyla Mersin Barosu konferans salonunda yapılan basın açıklamasına konuşma yapan Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir, Tehlikedeki Avukatlar Günü nedeniyle mersin Adliyesi önünde basın açıklaması yapmak isteyen Mersin Barosu üyesi avukatların polis müdahalesine maruz  kalmasının kabul edilemez olduğunu  söyleyerek, “Hangi iradeden olursa olsun, avukatlara yönelik yapılan her saldırıyı kınıyoruz. Bu olayın takipçisi olacağız” dedi.

“TEHLİKEDEKİ AVUKATLAR GÜNÜ BU YIL KOLOMBİYALI AVUKATLARA İTHAF EDİLDİ

Daha sonra konuşma yapan Mersin Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkanı Av. İbrahim Hakkı Koç,  her sene bir ülkeye ithaf edilen Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün, bu yıl Kolombiyalı avukatlara ithaf edildiğini belirterek, “24 Ocak 1977 tarihinde İspanya’nın başkenti Madrid’de, tehdit ve baskılara rağmen işçilerin haklarını gözeten, savunma mesleğini ifa eden meslektaşlarımız, Atocha caddesi 55 nolu ofislerindeyken, diktatör Franco yanlılarınca silahlı saldırıya uğramış, 4 avukat ve 1 sendikacı yaşamlarını yitirmiştir.

Dünya genelinde avukatlara yönelen baskı ve saldırılara dikkat çekmek amacıyla, uluslararası hukuk örgütleri olan Avrupa Demokrat Avukatlar Birliği (AED), Dünyada İnsan Hakları için Avrupalı Avukatlar Birliği (ELDH) ve Avrupa Barosu İnsan Hakları Enstitüsü (İDHAE) tarafından her yılın 24 Ocak günü, Tehlikedeki Avukatlar Günü olarak kabul edilmekte ve bir ülkede faaliyet gösteren avukatlara adanmaktadır.  Dünyanın her yerinde sadece işlerini yaptıkları için; taciz edilen, susturulmaya çalışılan, baskı ve tehdit altında olan, zulme uğrayan, işkence gören, öldürülen ve ölüme sürüklenen avukatlara dikkat çekmeyi amaçlayan bu farkındalık günü, bu sene Kolombiyalı Avukatlara ithaf edilmiştir.

“İKİ KEZ TÜRKİYE’DEKİ AVUKATLARA İTHAF EDİLDİ”

Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün, maalesef ki son 9 yılda, 2 kez Türkiye’ye ithaf edilmiş olması, mesleğimizi “tehlike” altında icra ettiğimizin uluslararası avukat kamuoyu yönünden de tescillendiği anlamına gelmektedir. Avukatlar, baskı ve şiddet sarmalı içinde, varlıklarını ve bağımsızlıklarını korumaya çalışan, toplumda hak etmedikleri bir mesleki imajın yükünü taşıyan,  kendini mesleğe yönelen tehlikelere karşı daha çok savunmak zorunda kalan, meslek mensupları haline getirilmişlerdir.

Bir ülkede avukatlar; etek boyu nedeniyle hakim tarafından duruşma salonunda taciz ediliyorsa, mahkemece savunması beğenilmediği için susturuluyor hatta duruşma salonundan çıkartılıyorsa,  kolluk tarafından malul kalacak derecede darp ediliyorsa, savunduğu müvekkili ile özdeşleştirilip yargılanıyorsa, ekonomik sıkıntıları sebebiyle canına kıyıyorsa, haciz mahallerinde, adliye çıkışlarında ve ofislerinde saldırıya uğruyorsa, baro başkanları abluka altına alınıyorsa, bir baro başkanı şehrin ortasında kameralar önünde basın açıklaması yaparken öldürülüyor ve 7 yıldır failleri tespit edilip cezalandırılmıyorsa, o ülkede Avukatlar tehlikededir.  Avukatlar tehlikedeyse, insan hakları tehlikededir, yargı bağımsızlığı tehlikededir, hukuk devleti ilkesi tehlikededir.

Bu sebeplerledir ki; her ne şart altında olursa olsun, kimden, nereden gelirse gelsin, ekonomik, psikolojik, fiziksel saldırılara, baskı ve tehditlere rağmen, bağımsız savunmanın serbestçe temsil edilmesi için mücadele edeceğimizi kararlılıkla yineliyor, dünyanın dört bir yanındaki hak savunucusu tüm meslektaşlarımızı selamlıyoruz” ifadesini kullandı.