Zaman'dan Metin ARSLAN'ın haberine göre, AYİM, askerlerin terfisinde sivil iradeyi devre dışı bırakan karar vermişti. Balyoz sanığı üç komutanın açığa alınması işleminin Ağustos 2010 YAŞ görüşmelerinden önce yapılması, "hükümeti yıkmaya teşebbüs" suçlamasıyla haklarında iddianame düzenlenen muvazzaf askerlerin terfiye bile sokulmaması gerekiyordu. Bu anlamda ilgili bakanlar, geç kalmış bir işleme imza attılar bile denebilir.

Şimdi bazı çevrelerin şu soruyu sorduğunu duyuyoruz: Açığa alma işlemi hukuka uygun mu? Bakanların açığa alma işlemi, görevdeki tüm kamu görevlileri için geçerli olan bir uygulama. Hakkında belli suçlardan disiplin veya adli soruşturma yürütülen bütün memurlar hakkında soruşturmanın selameti açısından açığa alma işlemi uygulanıyor. TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesi de ilgili bakanlara açığa alma yetkisini veriyor. Yeni olanı, bunun ilk kez askerî bürokrasi için de uygulanmış olması denebilir belki. Hatırlanacağı gibi, AYİM mevcut davada yürütmenin durdurulması kararı vermişti. Bu karara göre, üç komutan terfi ettirilseler bile açığa alındıkları için görevden el çektirilecekler. Sonuçta karar hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde anayasa ve kanunlara uygun şekilde hükümetin hukuki yetkilerini kullanmasından ibaret. Bu yönüyle de büyük önem taşıyor.

YENİDEN AYİM'E GİTTİLER

Hükümetin açığa aldığı üç general, haklarındaki işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dün Askerî Yüksek İdare Mahkemesi'ne (AYİM) başvurdu. AYİM, generallerin istemiyle ilgili düşünce belirtilmesi için dosyayı askerî savcılığa gönderdi. Savcılıktan gelecek görüşün ardından generallerin başvurusu AYİM Daireler Kurulu'nda görüşülecek. AYİM dairelerinde 5 üye görev yapıyor. Daire üyelerinin 3'ü askerî hâkim, 2'si ise emir-komuta zincirinde görev yapan ve terfileri Genelkurmay'ın elinde olan kurmay subaylardan oluşuyor.

Gelinen noktada, AYİM'in TSK Personel Kanunu'nun açık hükmüne rağmen göreve iade kararı vermesi halinde mahkemenin mevcut yapısı tartışmaya açılacak.