Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak, Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin düzenlediği ‘Nörohukuk: Beyin ve Adalet Üzerine’ konulu panele katıldı.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonu’nda düzenlenen panelin moderatörlüğünü, SAÜ Tıp Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Turan Çakır yaptı.

Panelde konuşmacı olarak SAÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Dilcan Kotan Dündar ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usulü Hukuk Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Zafer İçer yer aldı.

Vazgeçilemez bir duygu

Panelin açılış konuşmasını yapan Baro Başkanı Av. Abdurrahim Burak, adalet duygusunun kutsal ve vazgeçilemez bir duygu olduğunu ifade etti. Başkan Av. Abdurrahim Burak, “Adalet duygusu, vicdan dediğimiz soyut bir duygunun bütünüdür. Bu duygunun eğer tatmin edilmediği durum, davranış veya yönetim biçimleri olursa insanlar adaletsizliğe karşı kendi içinde bir isyanı başlatırlar” dedi.

Aç, susuz kalınabilir ama adaletsiz kalınamaz

Bir süre aç ve susuz kalınabileceğini ama adaletsiz kesinlikle kalınamayacağını kaydeden Başkan Burak, “Aç kalabiliriz, susuz kalabiliriz ama adaletsiz kalmamız düşünülemez. Düşünsenize ilk çağlarda devletler niçin kurulmuştur? Eğer haklarınızın ayaklar altına alınıp ezileceğinden korkmasaydı insanlık, devlet kavramına da ihtiyaç olmazdı. Adalet hiçe sayılsaydı; bir iki tüzel kişilik, sendika benzeri birkaç kurum ile devlet dediğimiz bir mekanizmayı yaşatabilirdi.

Ancak adalet duygusunu yaşatabilmenin tek yönetimi devletin var olmasıdır ve devletin de adaleti amaç edinmesidir. Bu yüzden adalet duygusu kutsal ve vazgeçilemez bir duygudur” ifadelerini kullandı.

Adalete ulaşmak için yardımlaşma içerisindeyiz

Hukuk içerisinde adalete ulaşmak için çaba gösterirken birçok alan ile yardımlaşma içerisinde olduklarını belirten Başkan Burak, “Tıp, bilimsel veriler ışığında hukukun adalete ulaşmasına yardımcı olan ciddi bir alandır. Bu bilimsel verileri temel alarak adil kararlar ortaya koymak için hukukun iç içe çalıştığı alandır. Mesela adli tıp kurumu; birçok vakada ve dosyada adli tıptan rapor alırız. Karar vermemizi büyük ölçüde bu raporlar belirler” diye konuştu.

Hukukçu olarak anlamak zor

“Bir çocuk düşünün 12-15 yaşlarında, bu çocuğun yargılandığı bir dosyada yaptığı eylemin sebep ve sonuçlarını idrak edip edemediğini bizim bir hukukçu olarak anlamamız zordur. İşte burada yine tıp devreye girer ve bizleri aydınlatır. Suça sürüklenen çocuk yaptığı eylem nedeniyle eylemin sebep ve sonuçlarını idrak edip edemeyeceği hususunda bize yine rapor gelir. Bizde o çocuğun ceza ehliyeti var mıdır yok mudur anlayabiliriz ve bu doğrultuda adil bir karar veririz” ifadelerini kullandı.