Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin organize ettiği "Çocuk ve Hukuk" konulu toplantıda öğrencilere hitap etti.

Panel çıkışında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Gerçeker, yasama ve yargıyı karşı karşıya getiren Anayasa görüşmelerinin bugün itibariyle başladığını söyleyen bir gazeteciye, "Çağdaş hukuk devletinde, hiçbir zaman yargı, yürütme yasama karşı karşıya gelmez. Bunlar yan yanadır. Hepsinin yetkileri Anayasayla belirlenmiştir. Herkes bu görev sorumluluğu dahilinde bir bütünlük içinde görevlerini yapmak zorundadır. Böyle bir görünüm olması güzel birşey değil " yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan'ın Anayasa değişikliğine karşı çıkanlar 'izafiyet' teorisine karşı çıkmakla' suçlaması konusunda ne düşündüğü sorusuna da Gerçeker, "Olabilir. Ben bu konularda tartışmaya girmek istemiyorum" karşılığını verdi.

"Yasamayla yargı arasındaki sorunu aşmak için bir adım atmayı düşünüyor musunuz" sorusuna da yanıt veren Yargıtay Başkanı Gerçeker, "Biz yargı olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Uyarı görevini yerine getirmeye çalşıyoruz. Onun dışında bizim yapabileceğimiz birşey yok. Bundan sonra yasamanın görevinde olan bir konudur. Yasama görevini yapacaktır" şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin Başbakan Erdoğan'ın gündeme getirdiği Başkanlık sistemiyle ilgili ne düşündüğünü sorması üzerine Gerçeker, "O çok önemli bir konu. Böyle ayak üstü değerlendirme yapılacak bir konu değil. Onları çok iyi tartışıp, değerlendirmek gerekiyor. Dünyada başkanlık sistemleri var. Demokrasinin dışında olan bir sistem değil. Bu çok acele edilecek bir konu değil" cevabını verdi.

Konuşma metninden bazı yerleri çıkardığını hatırlatan gazetecilere Gerçeker, "Onlar daha çok düzeltme, ağır eleştiri olduğunu sanmıyorum. Düzeltmeydi " karşılığını verdi. 

Çıkardığı cümleler arasında bazı ağır eleştiriler olduğunu söyleyen bir gazeteciye de Gerçeker gülümseyerek, "Onlar yok. Onları kabul etmiyorum. Onları söylemedim" karşılığını verdi.


Başkanlık sistemi nedir?

Gün geçmiyor ki Türkiye yeni bir tartışmanın içinde olmasın. Gündemin en yeni, en taze tartışması başkanlık sistemi tartışması. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hafta sonu, "Türkiye başkanlık sistemine geçebilir" diye açıklama yapınca tüm dikkatler bu konu üzerine çevrildi. Başkanlık sistemi nedir? Ve başkanlık sisteminin yurtdışındaki örnekleri hangileri? İşte üç ülkeden üç başkanlık sistemi örneği...

Barack Obama... ABD'nin son yıllarda gördüğü en güçlü adam olarak göreve geldi. Seçimlerde net bir sonuç elde etmiş, partiler arası kutuplaşmayı aşmıştı.

Üstelik arkasında yasamanın, Kongre'nin iki kanadının desteği vardı. Ama Amerikan sisteminde başkanlık onun için bile zor oldu.

Çünkü ABD'de yürütmenin lideri konumundaki başkanın gücü kongre tarafından kontrol ediliyor. Başkan ve Kongre birbirinden bağımsız bir seçim süreçleriyle geliyor.

Başkan'ın görev süresi, güven oyu gibi yasamanın inisiyatifindeki süreçlerle kesilemiyor. Seçime, yasalarla belirlenen zaman geldiğinde gidiliyor.

Ancak, milletvekilleri de meşruiyetini başkandan almıyor. Başkan yasa öneremiyor, yasaları yasama organı yani parlamento yapıyor. Başkan'ın veto hakkı bulunuyor.

Bu nedenlerle, Obama için sağlık reformu zor geçti. Hem de Kongre'nin iki kanadında da Demokratların çoğunlukta olmasına rağmen.

Amerikan sisteminde, Senato veya Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğun rakip partide olması durumunda, sistem işlemez hale gelebiliyor.

Hem, yetkileri geniş bir cumhurbaşkanının, hem de başbakanın bulunduğu Fransız sistemi yarı başkanlık...

Dış politika tamamen cumhurbaşkanının kontrolünde... Başbakan'ın orada sözü geçmiyor. Cumhurbaşkanı, yasamanın bağımsızlığına saygı çerçevesinde parlamentoya hitap etmiyor.

Fransa örneği

Ancak sık sık Amerikan sistemine özenmekle suçlanan Nicolas Sarkozy, teamülleri yıkmakta iddialı.

Cumhurbaşkanlğının ikinci yılında, reform planlarını açıklamak için parlamentonun iki kanadının ortak oturumuna çağırdı. 160 yıl sonra Fransa'da parlamentoya konuşan ilk cumhurbaşkanı oldu.

Venezuela'da durum

Fransa'da kıyamet koptu. Aslında, başkanlık sisteminin batı demokrasilerindeki geçerliliği sınırlı. Buna karşılık, başkanlık Güney Amerika ülkelerinde çok yaygın.  Çarpıcı örneklerden biri Venezuela.

Venezuela'da 1958'den beri başkana aşırı güç veren bir siyasi düzene var. Valiler, hatta dolaylı olarak belediye başkanları, devlet başkanı tarafından atanıyor.

Başkanın hükümetin harcamaları konusunda yetkisi geniş. Hugo Chavez'in 1998'de iktidara geldiği seçimlerden bu yana, başkanlık makamının gücü her gün büyüyor.

Chavez, 1999'dan bu yana referandumlarla koltuğunu sağlamlaştırdı.

Başkan'ın bir dönemlik görev süresini 5 yıldan 6 yıla çıkardı. 2009'da, başkanın en fazla 2 dönem üstüste görev yapabileceğine dair yasayı kaldırdı. Sonsuz iktidarın yolunu açtı

Avrupa Konseyi şubat ayında, "Venezuela'da otoriterleşme eğilimi endişe veriyor" uyarısını yaptı. (Cnn Türk)


"Yargı, yürütme, yasama karşı karşıya gelmez"

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, çağdaş, demokratik hukuk devletinde, yasama, yürütme ve yargının hiçbir zaman karşı karşıya gelmediğini belirterek, ''Bunlar yan yanadır. Ne üst üstedir ne alt altadır. Hepsi yan yanadır. Hepsinin görevleri, sorumlulukları, yetkileri Anayasayla belirlenmiştir'' dedi.

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesinde düzenlenen ''Çocuk ve Hukuk'' konulu kollokyumun açılışının ardından, basın mensuplarına açıklama yaptı, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

Hasan Gerçeker, çocuk ve suçluluk konusunun çok önemli olduğunu bildirdi. Türkiye'de çocuk mahkemeleri kurulduğunu ancak bunun yeterli olmadığını belirten Gerçeker, öncelikle yargı mekanizmasının altyapı sorunlarının mutlaka çözülmesi gerektiğini söyledi. Gerçeker, yargının, altyapı sorunları çözülmediği sürece istenilen şekilde verimli, güvenli, adaletli bir hizmet vermesinin hiçbir zaman mümkün olamayacağını bildirdi.

Yargının çok büyük bir iş yükü sorunu ile karşı karşıya bulunduğuna işaret eden Gerçeker, bu iş yükü sorununun halledilmesi için hakim ve savcı sayısının bir an önce Avrupa standartlarına ulaştırılması gerektiğini kaydetti.

Personel sayısının yetersiz olduğunu, iyi hakim ve savcıların yetiştirilmesi için hukuk fakültelerindeki eğitimin çok nitelikli hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Gerçeker, Adalet Akademisinin de mutlaka çok özerk bir yapıya kavuşturulmasının zorunlu olduğunu söyledi.

Adli Tıp Kurumu'nun da özerk bir yapıya kavuşturularak, bugünkü ağır ve hantal yapısından mutlaka kurtarılması gerektiğini ifade eden Gerçeker, ''Bizim söylediklerimizin temel çizgisi, kuvvetler ayrılığı ilkesi bağlamında, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, özlenen adaletin, çabuk ve verimli bir şekilde gerçekleşebilmesi için mutlaka bu altyapı sorunlarının çözülmesi gerekir'' dedi.

Yargıtay Başkanı Gerçeker, TBMM'de başlayan Anayasa değişikliği görüşmeleri çerçevesinde, yasama, yargı ve yürütmenin karşı karşıya geldiği bir görüntünün oluştuğu yönündeki görüşlerle ilgili bir soru üzerine şunları söyledi:
''Çağdaş demokratik hukuk devletinde hiçbir zaman yargı, yürütme, yasama karşı karşıya gelmez. Bunlar yan yanadır. Ne üst üstedir ne alt altadır, hepsi yan yanadır. Hepsinin görevleri, sorumlulukları, yetkileri Anayasayla belirlenmiştir. Herkes, bu yetki görev ve sorumlulukları dahilinde bir bütünlük içinde görevlerini yapmak zorundadır. Bunun dışında böyle bir görünüm olması güzel bir şey değil. İnşallah en kısa zamanda bu görünümden kurtuluruz. Bizim üç ana erkimiz de yasama, yürütme ve yargımız gerçek işlevine kavuşur. O zaman da özlediğimiz çağdaş demokrasiyi biz gerçekleştirmiş oluruz.''

Gerçeker, bir gazetecinin ''Sayın Başbakan Anayasa paketine karşı çıkanları Albert Einstein'in izafiyet teorisine karşı çıkanlara benzetti'' hatırlatması üzerine, ''Olabilir. Ben o konularda hiçbir şekilde tartışmaya girmek istemiyorum'' dedi.

Hasan Gerçeker, ''Yargıyla yasama arasındaki sorunun aşılması için bir adım atmayı düşünüyor musunuz?'' sorusuna da ''Biz yargı olarak üzerimize düşen uyarı görevini, doğru bildiğimiz şeyleri söyleme görevini yerine getirmeye çalışıyoruz. Onun dışında bizim yapabileceğimiz zaten bir şey yok. Bundan sonrası yasamanın görevinde olan bir konudur. Yasama görevini yapacaktır. Zaman gösterecek o görev ne şekilde meydana gelecek'' karşılığını verdi.

Yargıtay Başkanı Gerçeker, ''Anayasa paketi bu haliyle geçerse yasama, yürütme, yargı ayrı erk olmaya devam edecek mi?'' yönündeki soru üzerine de ''Bilemiyorum. Onu bugüne kadar söylemlerimin sonucu olarak sizler ve kamuoyu değerlendirsin'' diye konuştu.


"Başkanlık sistemiyle ilgili çok iyi düşünülmesi gerekiyor"

Bir gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemiyle ilgili görüşlerini sorunca da Gerçeker, şunları kaydetti:
''O çok önemli bir konu. Böyle ayaküstü değerlendirilecek bir konu değil. Onları çok iyi tartışıp değerlendirmek gerekiyor. Dünyanın birçok ülkesinde başkanlık sistemi var. Demokrasinin dışında olan bir sistem değil ama bu söylediğim gibi çok acele değerlendirilecek bir konu değil. Çok iyi düşünülmesi gerekiyor.''

Gerçeker, bir gazetecinin konuşma metninde yer alan bazı sert ifadeleri burada dile getirmediğini hatırlatması üzerine de onları düzelterek konuşmasından çıkardığını ancak zamanın yeterli olmaması nedeniyle düzeltilmiş metinlerin basına ulaştırılamadığını söyledi. (AA)