Yargıtay Başkanlar Kurulu, Anayasa değişiklikleriyle ilgili olarak, “Yasal alt yapısı hazırlanmadan geçici hükümlerle, ülkenin kaderini etkileyebilecek bir oluşum gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır” denildi. Yargıtay Başkanlar Kurulu, Anayasa değişikliklerine ilişkin oluşturulan komisyonun raporunu görüşmek üzere düzenlediği toplantının ardından yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada, teklife şu itirazlar yöneltildi:

Yüce Divan güvencesiz

* Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluna ilişkin düzenleme, hukukçu yargıçlarca verilen ve kesinleşen kararların, bir kısmı hukukçu olmayan yargıçlarca denetlenmesi anlamına gelecek.

* Yüce Divan görevi yapan Anayasa Mahkemesi’nde hukukçu olmayanlar artacağı için, bu durum Yüce Divan’da yargılanacaklar için büyük güvencesizlik olacak.

* Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvuru, AİHM’e yapılacak başvuruları engellemeyecek veya azaltmayacaktır. Mahkemenin başvuruları makul sürede sonuçlandırması olanağı yoktur.

* Yargıtay ve Danıştay’ın Anayasa Mahkemesi ve HSYK’daki temsili azaltılırken, bu kurumlarda görev alacak olanların Yargıtay ve Danıştay’la ilgileri, gerekse meslekle bağlantıları olmayan veya az olan kimselere ağırlık verilmesi nedeniyle bu Anayasa değişikliklerine yönelecek eleştiriler, 1982 Anayasası’na yöneltilenlerden daha az olmayacaktır.

HSYK üzerinde kontrol

* HSYK siyasi etkilere açık ve Adalet Bakanlığı’nın artan kontrolünde oluşturulmak istenmektedir.

* Örnek alınan ülkelerin tarihi ve sosyal koşulları ile yargı makamlarının oluşumu ve yapısı dikkate alınmamıştır.

* Hakim ve savcılar hakkında soruşturma ve inceleme işleminin yaptırılması izninin Adalet Bakanı’na verilmesi, müfettişlerin Adalet Bakanı’na bağlı olduklarını açıkça göstermektedir.

* HSYK’ya, Yargıtay ve Danıştay’dan seçilecek üyeler için Yargıtay ve Danıştay genel kurullarında tek oy verileceği ilkesi getirilerek; üyelerin seçime katılımı ve tercih iradeleri sınırlandırılmıştır.

* Yüksek yargıdan ve yerel mahkemelerden seçilecek üye sayıları arasındaki oransızlık, yüksek yargı ile yerel mahkemeler arasındaki bağın, birlik ve beraberliğin, yargısal bütünlüğün engellenmesi niteliğindedir.

* Yargıtay Başsavcısı’nın kapatma davası açma yetkisinin, TBMM komisyonun iznine bağlanması, erkler ayrılığı ilkesi ile bağdaşmaz.

* Parti kapatmalarında, ’idarenin eylem ve işlemleri, odaklaşmanın tespitinde gözetilemeyeceğine’ilişkin cümleyle sadece partilerin eylemlerinin dikkate alınması önerilmektedir. Bu düzenleme sadece iktidar partisi/partileri için getirilmiş olmaktadır.



Vatan