Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Anayasa değişikliği ile ilgili düzenlenen panelin açılışında konuştu. Panele, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, bazı Danıştay ve Yargıtay üyeleri ile YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan katıldı.

Konuşmasına, rahatsızlığı nedeniyle tedavi olan TBB Başkanı Özdemir Özok'a geçmiş olsun diyerek başlayan Gerçeker, "Sayın Özok, gazetelere bir açıklama yaptı. Beni çok duygulandırdı. Mesajını okudum. Kendisi gerçekten hukukçu duyarlılığına ile büyük sıkıntılar içindeyken bile süreçten ayrı kalmamış ve basına çok güzel bir röportaj vermiş. Herkesin mutlaka okuması lazım. Sürecin Türkiye'yi nereye getirdiğini kendisi çok güzel ifade etmiş" dedi.

Gerçeker, yargıyı siyaset malzemesi yapmanın, yargıyı siyaset arenasına dönüştürmenin zarar getireceğini ifade ederek, "Bizim, yılların deneyimi ve tarafsız bilim adamlarına dayalı söylemlerimiz hiçbir şekilde siyaset yapmak değildir. Yargıya verilmek istenen zararı önlemeye yönelik doğru bildiklerimizi söylüyoruz" diye konuştu.

Yargı bağımsızlığına aykırı olduğunu ifade ettiği bu düzenlemelerin asıl nedeninin hukuk devleti niteliğinin gereği olan yargısal denetimi kabullenememek olduğunu belirten Gerçeker, "Bu yüzden yüksek mahkemeleri etkisiz hale getirerek yargının tamamen yürütmenin vesayeti altında olması istenmektedir" dedi.

Gerçeker, yargı bağımsızlığının yalnız kendileri için değil, her kesimin savunması gereken bir konu olduğuna işaret belirterek, "Yargı ile demokratik hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerine tamamen aykırı düzenlemelere önce TBMM'nin, olmadığı takdirde Yüce Türk milletinin geçit vermeyeceğine inanıyorum" diye konuştu.

Söylemlerinin hiç bir şekilde siyaset yapmak olmadığını kaydeden Gerçeker, "Yargıya verilmek istenen zararı önlemeye yönelik doğru bildiklerimizi söylüyoruz. Temsil ettiğimiz göreve yakışmayan eleştirilere cevap vermiyoruz. Hukuk devleti hukukun üstünlüğü olup bunu sağlayacak kuvvetler ayrılığı ilkesi yargı bağımsızlığı içindir. Asıl neden hukuk devletinin koşulu olan yargısal denetimi kabullenmemektir. Yargı, yürütmenin vesayeti altına alınmak istenmektedir. Hukukun üstünlüğü ilkelerine ters düzenlemelere önce TBMM'nin olmadı yüce Türk Milletinin geçit vermeyeceğine inanıyorum" dedi.

Hukuk devleti ilkesinin, kuvvetler ayrılığı ilkesi olarak bilindiğini dile getiren Gerçeker, "Anayasamızınn değiştirilemez maddelerinden olan 2 . maddesi kapsamındadır" diye konuştu. Gerçeker şöyle devam etti:
"Anayasa Mahkemesi ile HSYK'nın yapısının, düzenlenerek yürütmenin bu kurumları etki alanı içine almasına yöneliktir. Siyasi partilerin denetimi TBMM tarafından seçilen Sayıştay'a bırakılması parti kapatma davalarının TBMM'nin İznini bağlanması kuvvetlere ayrılığına aykırıdır. Yüksek mahkemenin dışlanması, asıl niyetin açık bir göstergesidir. Asıl üzücü olan yargı bağımsızlığı geri götüren düzenlemelerin önemli düzenlemeler olarak gösterilmesidir. Avrupa Birliği kriterleri ve Venedik Komisyonu kriterleri ile de bağdaşmayan bu düzenlemeler kuvvetler ayılığından bütün gücü yürütmenin elinde olduğu kuvvetler birliğine geçişin aracı olacaktır. Anayasa Mahkemesi bizde yüksek mahkeme olarak, parti kapatma gibi çok önemli davalara da bakmaktadır Bu nedenle üyelerinin çoğunluğu hakim ve savcı olması gerekmektedir. Bu da göz ardı edilmektedir. Yargı bağımsızlığına aykırı bu düzenlemelerin asıl nedeni, hukuk devleti olmanın gereği olan yargısal denetimi kabullenmektir. Bu yüzden yüksek mahkemelerin tamamen yürütmenin vesayeti altında olması istenmektedir."


Anti demokratik düzenlemeler artacak

Yargı bağımsızlığının tüm toplumun savunması gereken bir husus olduğunu kaydeden Gerçeker, "Herkesin her kurumun bu konuyu sahiplenmesi yargı bağımsızlığına zarar verecek davranışlara karşı duruş sergilemesi gerekmektedir. Üniversitelerin baroların herkesin, koyacakları tavır önemlidir. Yapılmak istenen düzenlemelerle 12 Eylül Anayasası'nın bırakın ileri götürülmesini bu Anayasa'daki yargı bağımsızlığına aykırı anti demokratik düzenlemelerin daha artırıldığı görülmektedir. Hukukun üstünlüğü ilkelerine ters düzenlemelere önce TBMM'nin olmadı yüce Türk Milletinin geçit vermeyeceğine inanıyorum" şeklinde konuştu


Yamalı bohça benzetmesi

Kendilerine getirilen eleştirilerin iyi niyetten yoksun olduğunu kaydeden Gerçeker, şöyle devam etti:
"İlk derece hakim ve savcılar ile yüksek mahkeme hakimlerİ arasında sanki yargıyı bölmeye neden olacak söylemler var. Yüksek mahkeme üyelerinin ilk derece hakim ve savcılarının içersine seçilerek geldikleri onları da temsil ettikleri göz ardı edilerek, yapılan açıklamalar iyi niyetten yoksun üzüntü verici söylemlerdir. Bu düzenlemelerle mahkemelerin etkisiz hale getirilmesi yanında üyelerinin seçimi de tıkanmaktadır. Anayasa Mahkemesine yapılan son atamalar, HSYK'nın adalet bakanı nın tutumu nedeniyle çalışamaz hale gelmesi, bu söylediklerimizi doğrulayan örneklerdir. Yamalı bohçaya çevrilmiş, devletin temel taşı olan kurumlarla bir yere varılamayacağı, demokrasinin yerleştirilemeyeceği hak ve özgürlüklerin korunamayacağı, çok iyi bilinmelidir.


Bu nasıl demokrasi anlayışı?

Gerçek yargı reformu yargının içinde bulunan ve günden güne büyüyen çözümsüz hale gelmekte olan alt yapı sorunlarına çare bulmak olmalıdır. Bu sorunların çözümlenmemiş olması nedeniyle, şikayetler çığ gibi büyümektedir. Dosyalar, dağ gibi yığılmış durumdadır. Hakim ve savcı ve personel açığı hat safhadadır. Kamu oyu meşgul edilmeye çalışılmaktadır. Bizler yargı ile ilgili çok önemli görüşler ortaya koyduğumuzda siyaset yapmakla suçlanıyoruz. Yüksek Mahkemeler yok sayılıyor. Etkisiz hakle getirilmek istenerek, bizden hiçbir tepki gelmesi istenmiyor. Bu nasıl demokrasi anlayışlıdır. Onu da bilmiyoruz."

Öte yandan, Hasan Gerçeker, panele gelişinde gazetecilerin soruları üzerine, Anayasa değişikliği ile ilgili Yargıtayda oluşturulan komisyonun çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu, komisyon raporunun pazartesi günü açıklanabileceğini söyledi.

Anka