Video için tıklayınız

Protesto karşısında Özbek sessizliğini korurken, salonda bulunan diğer avukatlarla protestocu avukatlar arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.

İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Cemil Birsel Konferans Salonu'nda düzenlenen ödül törenine, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın ve baro üyesi avukatlar katıldı.

Muammer Aydın, Mahmut Esat Bozkurt ödülünü vermek için Kadir Özbek'i kürsüye davet etti. Özbek konuşmasına başladığı sırada salonda bulunan bir grup avukat, 'Önce avukata saygı', 'Baro kimin?', 'Hakim sendromuna son', 'Silivri'den önce biz', yazılı döviz açtı. Avukatlar, alkışlarla Özbek'e ödül verilmesini protesto etti. Bu sırada salonda tansiyon yükseldi ve diğer avukatlarla protestocu avukatlar arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Protestocu avukatların salon dışına çıkmasıyla gerginlik yatıştı. Protesto karşısında Özbek sessizliğini korurken, baro başkanı Aydın avukatlara tepki gösterdi.

Öte yandan, eylem yapan avukatlar fakülte bahçesinde toplanarak basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Avukat Şule Recepoğlu, 132 yıllık geçmişi olan İstanbul Barosuna bağlı oldukları için gurur duyduklarını belirterek, "Baro yönetiminin biz avukatlara hiç sormadan, danışmadan siyasi partilerin merkez komiteleri gibi kararlar alarak tasarrufta bulunmasından son derece rahatsızız. İstanbul Barosu'nun ırkçı ve ayrımcı söylemleriyle maruf eski adalet bakanlarından Mahmut Esat Bozkurt adına hukuk ödülleri dağıtması kesinlikle kabul edilemez. 'Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır; o da Türklere hizmetçi olmaktır, köle olmaktır.' sözlerinin sahibi Mahmut Esat Bozkurt adına hukuk ödülü verilmesi bu ülkede yaşayan milyonlarca Kürt'e, Laz'a Çerkez'e Boşnak'a Ermeni'ye Arnavut'a Arap'a Roman'a hakaret ve aşağılamadır." diye konuştu.

Avukat Recepoğlu, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'e ödül verilmesini Stockholm Sendromu'na benzeterek, baronun bu ödülü vermekle bu sendromun içine düştüğünü söyledi.

ÖZBEK, ÖDÜLÜNÜ ALDI

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir

Özbek, zaman zaman siyaset yapmakla suçlandıklarını belirterek, ''Hem döveceksiniz hem bağıracaksınız. Oysa biz savunma yapıyorduk'' dedi.

İstanbul Barosunun 132. kuruluş yıl dönümü ve Avukatlar Günü dolayısıyla İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen Fakültesi Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda tören düzenlendi.

İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, 6 yıldır verdikleri ''Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülü''nü tören sırasında HSYK Başkanvekili Kadir Özbek'e takdim etti.

Törende konuşan Özbek, ülkenin kurtuluşu için eğitimini bırakıp Kuvayı Milliyeci olarak çarpışan, milletvekili, yazar, öğretmen ve avukat kimliğiyle çok büyük hizmetler yapan, ''Bozkurt-Lotus Davası''nda devleti savunan Mahmut Esat Bozkurt adına verilen ödülü almaktan büyük onur duyduğunu belirtti. Özbek, ''Keşke bugünleri yaşamasaydık, Türk yargısı, Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti bugünkü sıkıntı içinde olmasaydı da bu onur ve ödülü HSYK Başkanvekili'ne verme gereği duyulmasaydı'' dedi.

Ödülün, HSYK'nın seçimle gelen 19 üyesinin de ödülü olduğunu ifade eden Özbek, şöyle konuştu:

''Zaman zaman hak etmediğimiz biçimde kişisel nitelikte sayılabilecek saldırılara ve hakaretlere uğradık. Bunların hepsini izlememiş olabilirsiniz ancak bize '5 kişicik' diyenlerin televizyon ekranlarında alkışlandığını gördük. Oysaki biz '5 kişicik' değildik, biz 12 bin hakim ve savcıyız. Türk yargısının çağdaş çizgisinin değiştirilmek istendiği, Cumhuriyetimizin temel ilkeleriyle oynandığı günümüzde HSYK olarak yargı ve Cumhuriyet'in korunması adına herkesin bulunduğu noktada üzerine düşeni azami biçimde yapması bilinciyle bizler de üzerimize düşeni yapacağız. Bize güvenebilirsiniz.''

HSYK Başkanvekili Özbek, zaman zaman siyaset yapmakla suçlandıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Hem döveceksiniz hem bağıracaksınız. Oysa biz savunma yapıyorduk. Hukuk devletinde yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılmasına yönelik yapabileceğimiz şeyleri imkanımız olduğu ölçüde kamuoyuyla paylaşmaya çalışıyoruz. Bu noktadan itibaren ben fazla ümitsiz değilim. Öncelikle TBMM'deki aklıselim milletvekillerimize güveniyorum. Eğer bu beklediğimiz sonuç gerçekleşmeyecekse güveneceğimiz bir yer kalıyor, halkımız... Ben halkımızın arif olduğunu, sezebileceğini, erdemli olduğunu, bilebileceğini, aklıselim sahibi olduğunu, sorgulayabileceğini düşünüyorum. Çünkü halkımız ordusunu sevdiği kadar yargısını da sevmektedir. Ordusuyla gurur duyan, yargısına güvenir. Çocuklarını asker olarak doğurur, hakimlerini peygamber postuna oturtur. Son sözün halk tarafından söyleneceğine inanıyorum.''

-''YARGIYI KUŞATMA ALTINA ALMA''-

İstanbul Barosu Başkanı Aydın da avukatların, yargının kurucu unsuru olarak savunma görevlerini yerine getirerek, hukukun üstünlüğüne yaşamsal önemde katkı sunduklarını söyledi.

Anayasa değişikliği teklifinin, ''kuvvetler ayrılığı sisteminden kuvvetler birliği sistemine geçilmesini, bütün erklerin siyasi iktidarda toplanmasını'' amaçladığını savunan Aydın, şöyle devam etti:

''Türkiye'de yargı bağımsızlığını daha da güçlendirme yönünde öncelikli ve zorunlu yapılması gereken köklü reformlara gereksinim varken, siyasal iktidarın yargıyı tam bir kuşatma altına almak, memur bir kurum yaratmak istemesi demokrasi tarihimiz ve hukukun üstünlüğü ilkesi açısından kaygı verici duruma gelmiştir. Katılımcı ve çoğulcu bir süreç içinde gelişmeyen, temel bir uzlaşmaya dayanmayan ve milli iradeyi yansıtmayan bir Anayasa değişikliğinin bütün olarak halk oyuna sunulmasının, özünde yöntem olarak 12 Eylül Anayasası'nın hazırlanma ve kabul süreci felsefesinden hiçbir farkı yoktur.''

HSYK üyeleri Ali Suat Ertosun ve Suna Türkoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ile hakim, savcı ve avukatların katıldığı törenin sonunda, meslekte 25. yılını tamamlayan avukatlara plaketleri verildi.

Bu arada, İstanbul Barosu Başkanı Aydın'ın HSYK Başkanvekili Özbek'e ''Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülü'' plaketini sunduğu sırada salonda bulunan bir grup avukat üzerinde ''Silivri'den önce biz'', ''Önce avukata saygı'' ve ''Baro kimin'' yazılı pankartlar açtı.

Salonda bulunan diğer avukatlar ise protestocu gruba tepki gösterdi ve avukatlar arasında bir süre tartışma yaşandı. Protestocu avukatlar, daha sonra salonun dışına çıkarak, fakülte bahçesinde basın açıklaması yaptı. (Zaman)