YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, yargıya müdahalenin çok ağır yaşandığı bir süreçten geçildiğini ifade ederek, "Hep söylüyoruz, yargı sadece yargıya bırakılmalıdır diye. Yürütmenin yargıya müdahalesi de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) çalıştırılmaması şeklinde oluyor. Yargıçlar devre dışı bırakılıyor ve iki kişilik yürütme gücü, o çalışma sürecini kesintiye uğratabiliyor" dedi.

YARSAV Başkanı Tarhan, Ankara Üniversitesi Bülten Dergisi'ne çeşitli açıklamalarda bulundu. Tarhan, bazı medya organlarının yargıyı manipüle etmeye çalıştığını ileri sürerek,

"Yargı eğer medya tarafından manipüle edilmeye çalışılıyorsa, bir soruşturma açılıyor ve buna koşut olarak da medya destekli bir takım kampanyalar yürütülüyorsa, burada yargı bağımsızlığından söz edemezsiniz" dedi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile müsteşarının HSYK'yı çalışamaz hale getirdiğini öne süren Tarhan, "Yürütmenin müdahalesi HSYK'nın çalıştırılmaması şeklinde oluyor. İki kişilik yürütme gücü gün geliyor HSYK'yı çalışamaz hale getirebiliyor. Beş kişilik seçilmiş yüksek yargıçlar, artık 30 yıılık tecrübesine güvenmemenizin söz konusu olamayacağı yargıçlar devre dışı bırakılıyor ve iki kişilik yürütme gücü o çalışma sürecini kesintiye uğratabiliyor" şeklinde konuştu.

-SIKINTILAR, YARGI İÇİNDE ÇÖZÜLMELİ-

Dışarıdan bakılarak yargı sorunlarının çözülemeyeceğinin altını çizen Tarhan, sıkıntının yargını kendi içinde çözülmesi gerektiğini kaydetti. Tarhan şöyle konuştu:
"Bakın yargıçların kontrol kulelerde oturduğunu söyleyenlere de karşı çıkıyorum, bizi son derece rahatsız etmiştir. Bu bizi yaralıyor. O lojmanlarda oturmadan değerlendirmeler yapmak yanlış diye düşünüyorum. O lojmanlar 75 metrekareliktir, yıkık döküktür. Son derece küçük, bakımsız, genellikle cezaevlerine bitişik yapılır güvenlik toptan sağlansın diye. Oldukça dramatiktir. Türkiye'de yaşamadan dışarıda eğitim görüp Türkiye'yi değerlendirmek yorumlar yapmak çok yanlış. İçeriden değerlendirmek çok önemli. Bizler sahadan geliyoruz. Çok olumsuz koşullarda görev yaptık, yapıyoruz. Sorunları çok iyi biliyoruz. Siz Avrupa'dan bakarak Türkiye'deki yargı sorunlarını çözemezsiniz. Lütfen kendimize gelelim. Biz bizi dinleyin bizi dinleyin dedik bakın nasıl dinlediler."

-YARGIYA İLİŞKİN HER EL ATMAYA KARŞIYIZ-

Tarhan, Türkiye'de yargı güvencesinin sınırlı olarak uygulandığını öne sürdü ve hukukçularının "yargıya ilişkin her el atmaya karşı çıkacaklarını" vurguladı.
Tarhan, "YARSAV olarak ülkemizde yargı bağımsızlığının ve yargıç güvencesinin sınırlı olarak uygulandığını, tüm anlamıyla hukukun üstünlüğüne inanılmadığını düşünüyoruz. Belki bugüne kadar çıkamayan aykırı sesler çıkardığımız için belli bir muhalefet çizgisine yerleştirmiş olabilir kimi odaklar ve çevreler ama bunun bizimle ilgili olduğunu düşünmüyorum" dedi. Yargıçların "sadece kararları ile konuşurlar diye bir argüman" olduğunu anımsatan Tarhan, yargıçların ülke sorunlarından "ayrık" olmadığının da altını çizdi. Tarhan, şöyle konuştu:
"Evet yargıçlar sadece kararları ile konuşurlar ama bu sadece önündeki dosyaya ilişkin böyle olmalıdır. Yargıçlar ülke sorunlarından ayrık değillerdir. Yargının siyasallaştırılmasına ilişkin yaklaşımlar yoğunlaştı, bir takım soruşturmalara bugüne kadar Türk yargı tarihinde hiç görülmemiş şekilde, tarihsel isimler verilmeye başlandı. Yoktur böyle bir yöntem yasası. Soruşturmalar ya da kovuşturmalara isim verildiği hiç görülmemiştir daha önce. Bunlar hukukumuza yeni girmiş konular. Tabi ki dosyalarına ilişkin konuşmayacaklar o konudaki ketumiyetlerini sürdürecekler ama yargıya ilişkin her el atmaya karşı çıkacaklardır. Karşı çıktığımız içindir ki sesimiz çok duyuluyor.

-BAĞIMLILIĞA VURGU YAPILMAKTA-

Hep söylüyoruz, yargı sadece yargıya bırakılmalıdır diye. Yargının bağımsızlığı sadece yürütmeye ve yasamaya karşı bir bağımsızlık değildir. Yargı bağımsızlığı, yargının kendi içinde de örneğin Yüksek Mahkeme'ye karşı, içtihatlara karşı da bağımsızlıktır. Yargı medya karşı da bağımsız olmalıdır. Yargı, eğer medya tarafından manipüle edilmeye çalışılıyorsa, bir soruşturma açılıyor ve buna koşut olarak da medya destekli bir takım kampanyalar yürütülüyorsa, burada yargı bağımsızlığından söz edemezsiniz. Yürütmenin müdahalesi HSYK'nın çalıştırılmaması şeklinde oluyor. İki kişilik yürütme gücü gün geliyor HSYK'yı çalışamaz hale getirebiliyor. Beş kişilik seçilmiş yüksek yargıçlar, artık 30 yıllık tecrübesine güvenmemenizin söz konusu olamayacağı yargıçlar devre dışı bırakılıyor ve iki kişilik yürütme gücü o çalışma sürecini kesintiye uğratabiliyor. Hukukun dili de değişti maalesef. Eskiden Meclis tutanaklarında çağdaşlığa, laikliğe ve bağımsızlığa vurgu yapılırken, şimdi AB uyum yasalarına, bağımlılığa vurgu yapılmaktadır. Bir takım insanlar aydın kesim bu ülkenin darbelere zamanında karşı çıkmış en çok zarar görmüş kimseleri yasaların ihlal edildiğine işaret ettikleri zaman adeta statükocu ve darbeci eski moda insanlar gibi suçlamalara maruz kalıyorlar."

-SESSİZ KALMAMAK GEREKİYOR-

Tarhan, öte yandan YARSAV Başkanlığına seçildiğinde hissettiklerini ise şöyle açıkladı:
"Çok büyük bir sorumluluk duygusu veriyor. Zaten sorumluluk duygusu fazla gelişmiş bir insan olduğumu düşünürüm. Artı bir sorumluluk yüklüyor bu bana. Zor dönemlerde insana özel bir güç geldiğini düşünüyorum. Yargıya müdahalenin çok ağır olduğu bir dönemden geçiyoruz. Buna sessiz kalmamak gerekiyor. Tabi temsiz ettiğiniz kitlen saygın konumuna uyun ses çıkartmanız ve duruş sergilemeniz gerekiyor.(ANKA)