Danıştay'dan geçtiğimiz yıl yaş haddi dolmadan emekliye ayrılan Orhun Yet, HSYK'nın yargı camiasındaki algılanış biçimini çarpıcı tespitlerle aktardı. HSYK'nın işlemlerine karşı hakimlerin hak arama yolunun bulunmadığını hatırlatan Yet, "Bu nedenle HSYK, hakimler üzerinde mutlak söz sahibidir. Bu yapıyla hakimin kendisini teminatlı hissedebilmesi mümkün değil." dedi. HSYK'da, 4 kişinin iradesi birleştiğinde görevdeki hakimin yapacağı bir şey kalmadığını kaydeden Yet, bu durumun, "82 Anayasası'ndaki diğer kısıtlamalarla birlikte, idarenin yargısal denetimini kapatan diğer yollar gibi hukuk devleti ilkesine aykırı" olduğunu belirtti.

Emekli Danıştay üyesi, Yargıtay ve Danıştay'daki seçim sisteminin yanlış olduğunu, daire başkanlığının kıdeme bağlanması halinde seçime dayalı hesapların ortadan kalkacağını belirtti. Yet, meslekten ihraç dışında HSYK'nın kararlarına yargı yolunun açılmamasını paketin 'en olumsuz tarafı' olarak gösterdi. Yet, HSYK'nın üye sayısının 7'den 22'ye çıkarılmasının sübjektif unsurlarla bir araya gelinmesini zorlaştıracağını kaydederken, ilk derece mahkemelerinden Kurul'a üye seçilmesini olumlu bulduğunu, ancak hakimlerin görev yerine döndükten sonrasının iyi düşünülmesi gerektiğini vurguladı.

Orhun Yet, hakimlerin geleceklerinin HSYK'daki çoğunluğu sağlayan 4 kişiye ulaşmakla bağlantılı olduğunu kaydediyor. Bakan ve müsteşarın Kurul'da olmasını sakıncalı bulmuyor. Kurul'da çoğunluğu yüksek yargıdan katılanların oluşturduğunu dile getiren Yet, şöyle devam etti: "İdeoloji, hemşehri veya sempati, antipati duyma da diyebilirsiniz. Meslekî geleceğiniz bu 4 kişiye ulaşma imkânınızla sınırlıdır. Ne yazık ki hakimler arasında da bu kanaat var. Tabii ki onlar HSYK'ya ulaşmak için Yargıtay ve Danıştay'dan tanıdık üyelere ulaşmaya çalışıyorlar. Bunun yanında bakan ve müsteşara ulaşmaya çalışanlar da var. Hakime (sen bir yere ulaşmaksızın, meslekî başarınla yoluna devam edebileceksin inancını) vermek zorundasınız. Siz bu sistemi kurun, Kurul'u istediğiniz kişilerden oluşturun, hiçbir sorun olmaz. Bunu yapmadığınız sürece Kurul'a başkalarını da koysanız sorun devam eder."

'Liyakatın esas alındığı bir sistem kurulmalı'

Yüksek yargıdaki seçimlerde, popülist davranışların, hemşehrilik ve ideoloji gibi etkenlerin belirleyici olduğunu vurguluyan emekli Danıştay Üyesi Orhun Yet, "Kendi girdiğim seçimde de (Danıştay'da girdiği seçimde) yaşadım. Kimse sizi o işi yapabilirliğiniz yönünden değerlendirmiyor. Sistem bu oldukça sakıncaları olur." değerlendirmesi yaptı. Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 'al gülüm ver gülüm' şeklinde yaptığı seçimlerin yanlışlığına işaret eden Yet, "Türkiye'nin sıkıntısı, liyakat ve objektivitenin hakim olmaması. Liyakatin esas alındığı bir yargı, objektif, kişilere ve Kurul üyelerine bağlı olmayacağı bir sistem kuralım. Kurul'da kim olursa olsun." ifadelerini kullandı.

Yargıda birçok kademede görev aldı

Danıştay tetkik hakimliği, idare mahkemesi üyeliği ve başkanlığı, adalet müfettişliği, Adalet Bakanlığı müsteşar yardımcılığı görevlerinde bulunan, 2002'de Danıştay'a üye seçilen Orhun Yet, 2005 yılında Danıştay'ın Anayasa Mahkemesi üyeliği için aday gösterdiği üç isim arasındaydı. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Şevket Apalak'ı tercih etmesi nedeniyle atanamayan Yet, Danıştay 13. Dairesi üyesiyken emekliye ayrıldı.


Zaman