Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ve Danıştay Başkanı Zeki Yiğit’in katılımıyla açılışı gerçekleştirilen Hukuk Eğitimi Sempozyumu, akademisyen ve hukukçuların katıldığı oturumlarla devam etti.

Açılış sonrası gerçekleştirilen ilk oturumda Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Üyesi Prof. Dr. Cumhur Şahin başkanlığında “Hukuk Eğitimine Genel Bakış” konusu ele alındı. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Feridun Yenisey’in çevrimiçi katıldığı oturumda, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Bahri Öztürk, Gedik Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel ve Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinden Prof. Dr. Fatma Gül Demirel sempozyumda aralarında hakim savcı adayların da bulunduğu katılımcılara hitap etti.

ADLİYE, BARO, ÜNİVERSİTE ENTEGRE BİR EĞİTİM YAPMALI

Programa çevrimiçi katılan Prof. Dr. Feridun Yenisey, pandemi dönemi içinde ve sonrasında üniversitelerin tümünün teknolojinin geliştirmesi zorunluluğu ortaya çıktığını söyledi. İnsanları birbirine bağlaşan teknolojinin hukuk eğitiminde de aktif kullanılması gerektiğini anlatan Yenisey, “Adliye, baro, üniversite entegre bir eğitim yapmalı, hepsi birlikte çalışmalı. Uygulama teoriden kopmasın, teori de uygulamadan kopmasın. Bilişim teknolojisi ile hukuk da iç içe gelmesi gerekiyor. Bundan sonraki hukukta yapılacak bir reform, bilişim teknolojisi ile ilgili olacaktır diyorum” dedi.

HER HUKUK FAKÜLTESİNDE MUTLAKA BİR DURUŞMA SALONU OLMALIDIR

Prof. Dr. Bahri Öztürk de, hukuk eğitimin temel sorunlarını ve çözüm önerilerini değerlendireceklerini belirterek, Adalet Bakanlığı ve YÖK’ün birlikte ‘Hukuk eğitimi reform çalışma grubu’ diye bir çalışma başlatması gerektiğini vurguladı. Öğretim üyesi ve kalitesi üzerinde durmadan hukuk fakültesinden bahsetmenin mümkün olmadığını ifade eden Öztürk, “Her hukuk fakültesinde mutlaka bir duruşma salonu olmalıdır ya da adliye ile irtibatlı olmalıdır. Adliyeden, barodan kopuk hukuk fakültesi sağlıklı bir eğitim öğretim yapamaz. Uygulamadan kopuk, masanın başına geçmiş, kurduğu hayalleri kağıda dökmüş, ondan sonra da öğrencinin kafasına boca eden kişiye ben öğretim üyesi demem.” şeklinde konuştu.

ÇOK YÖNLÜ BİR ŞEKİLDE HUKUK EĞİTİMİNE BAKMALIYIZ

Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel ise, hukukun salt kavramlardan ibaret olmadığını, tüm kavramların insana dokunarak anlam kazandığı söyledi. “Kişi mahkum olup ceza infaz kurumuna girdiğinde, o kişinin kavram değil insan olduğunu” bilincinin öğrencilere aşılanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yücel, “Sadece klasik eğitsel bakımından değil, çok yönlü bir şekilde hukuk eğitimine bakmamız lazım. Hukuk eğitimi; lisans öncesi, lisans ve lisans sonrası olmak üzere çoklu açıdan değerlendirilip ortaya konulması lazım.” ifadelerini kullandı. 

OSMANLI’DAN DEVRALANIN MİRAS AYRICA ANLATILMALI

Prof. Dr. Fatma Gül Demirel, ‘Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Hukuk Eğitimi’ konusunda sunum yaptı. Dönemin adliye ve hukuk fakültelerinde yapılan çalışmalar, hukuk eğitimleri ve adliye ve hukuk fakültesi binalarına ilişkin bilgi veren Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle hukuk tarihi derslerinde Osmanlı’dan devralanın mirasın ayrıca anlatılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

HUKUK KURAMI DERSİNİN OLMAMASI BÜYÜK EKSİKLİK

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen’in başkanlığını yaptığı ikinci oturumda ise ‘Karşılaştırmalı Hukuk Perspektifinden Hukuk Eğitimi’ konularında Galatarasay Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Ahmet Ulvi Türkbağ, Europa Universitat Viadrina’dan Prof. Dr. Christian Becker ve Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Doç. Dr. İlker Erdem Mutlu konuşma yaptı.

Sempozyuma çevrimiçi katılan Prof. Dr. Türkbağ, hukukta tekniğin amaçla ilgili bir kavram olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Hukuk kurallarının amacı vardır bu amaç bizi belli bir yere götürür. Bu götürdüğü yere ulaşmamız için hukuk sadece öğretim olamaz, aynı zamanda eğitim olmak zorundadır.”

Sempozyuma çevrimiçi bağlanan Prof. Becker da, “Alman Hukuk Eğitimini Genel Bir Bakış”, “Başarılı Bir Hukuk Eğitimine İlişkin Olası Beklentiler” konularında katılımcıları bilgilendirdi. Becker, Almanya’nın pandemi dönemine çok hazırlıksız yakalandığını, hukuk fakültesinde bütün dersleri online ortamda yaptıklarını söyledi.

Doç. Dr. İlker Erdem Mutlu da, yaptığı sunumda Türkiye’deki ve Avrupa’daki üniversitelerdeki hukuk fakültelerinde verilen derslere ilişkin karşılaştırma ve değerlendirme yaptı. Doç. Dr. Mutlu, hukuk kuramı dersinin büyük bir eksiklik olduğunu belirterek, “Hukuk kuramı düşüncesi, Türkiye’de bütün hukuk eğitimi içinde kendiliğinden oluşması bekleniyor. Ya da öğrencinin bunu bir şekilde bütün eğitim sürecinde dışardan yaptığı okumalardan tamamlanması düşünülüyor. İngiltere’de ise üçüncü sınıfın en önemli zorunlu dersi olarak görünüyor” ifadelerini kullandı.

METODOLOJİ GEREKÇELENDİRME İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Sempozyumda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Ekmekçi’nin başkanlığındaki ‘Hukuk Teorisi ve Eğitimi’ başlıklı oturumda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Yasemin Işıktaç, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Yaşar Salihpaşaoğlu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç ve Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Prof. Dr. Çetin Arslan görüşlerini aktardı.

Sempozyuma çevrimiçi katılan Prof. Dr. Yasemin Işıktaş, hukuk felsefesi konusunda bilgilendirme yaptı.

Prof. Dr. Yaşar Salihpaşaoğlu da, hukuk metodolojisi eğitimin öneminin fark edilmesi ve kavranması gerektiğini, metot olmadan eğitimin olamayacağını vurguladı. Salihpaşaoğlu, “Aslında toplumdaki adalet düşünce ve duygusunu tatmin etmek, bir yerde verdiğimiz kararın adilliği konusunda o kararın muhataplarını ikna etmek. Gerekçelendirmeyi nasıl yapacağız? Metodoloji bilgisi olmadan hukukta gerekçelendirme yapmak mümkün değildir” şeklinde konuştu.

HUKUKSAL REFORMLAR KONUSUNDA ÖNEMLİ GELİŞMELER YAŞANDI

TİHEK Başkanı Kılıç ise, hukuksal reformlar konusunda önemli gelişmeler yapıldığını belirterek, “Özellikle devlet politikası çerçevesinde hem Yargı Reformu Strateji Belgesi hem de İnsan Hakları Eylem Planın ortaya çıkardığı mevzuat ve kurumsal yapılanma temelinde önemli adımlar atılmaktadır” diye konuştu.

Oturumun son konuşmacısı Prof. Dr. Çetin Arslan da, hukuk fakültelerinin öğretim üyesi olmayan, yetersiz olan ve ihtiyaç bulunmayan fakültelerinin kapatılması gerektiğini belirterek, “Hukuk fakültelerinin öğretim üyesi sayısı ve kalitesi arttırılmalıdır, bu yapılmadığı sürece, hukuk mezununun kalitesini artırmamız mümkün değil” dedi.

ÖĞRENCİLER FİKİRLERİNİ PAYLAŞTI

Sempozyumun Prof. Dr. Feridun Yenisey başkanlığındaki son oturumda, çeşitli üniversitelerin hukuk fakültesi öğrencileri de programa çevrimiçi katıldı. ‘Öğrencilerin Perspektifinden Hukuk Eğitimi’ konusuna yapılan oturumda, hem akademisyenler hem de öğrenciler hukuk eğitimine ilişkin görüşlerini paylaşarak fikir alışverişinde bulundu.

Hukuk Eğitimi Sempozyumu bugün yapılacak 4 oturumla devam edecek.