AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu başkanlığında toplanan Komisyonda, AKP milletvekillerince verilen Anayasa'nın bazı maddelerinde değişiklik yapılması hakkında kanun teklifinin görüşmelerine bugün de devam edildi.

Görüşmelerde 16 madde  kabul edildi. Kabul edilen maddeler şöyle:

Madde (1): Anayasanın ''Kanun Önünde Eşitlik'' başlıklı 10. maddesinde değişiklik yapılıyor. Maddenin, ''Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür'' şeklindeki 2. fıkrasına, ''Bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar ve özürlüler ile harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz'' ibaresi eklendi.

Madde (2): Anayasa'nın, ''Özel Hayatın Gizliliği'' başlıklı 20. maddesinde değişiklik öngörülüyor. Maddeye, ''Herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak, kişinin kendisi ile ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile işlenebilir'' hükmü ekleniyor.

Madde (3): Anayasa'nın ''Seyahat Hürriyeti'' başlıklı 23. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Buna göre, ''vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırabilecek.''


''Her türlü istismara karşı" tedbir

Madde (4): Anayasa'nın ''Ailenin Korunması'' başlıklı 41. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Maddenin başlığı, ''Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları'' şeklinde değiştiriliyor, maddeye, çocukların korunması konusunda hükümler ekleniyor.

Maddeye eklenen hüküm şöyle:
''Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babası ile kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara karşı, çocukları koruyucu tedbirleri alır.''


Sendika kurma hakkı

Madde (5): Anayasa'nın ''Sendika Kurma Hakkı'' başlıklı 51. maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılıyor. Böylece, bir kişinin aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olmasının yolu açılıyor.

Madde (6): Anayasa'nın 53. maddesinde değişiklik yapılıyor. Buna göre, memurlara ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı tanınıyor. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde, taraflar Kamu Görevlileri Kuruluna başvurabilecek, kurul kararları kesin ve toplu sözleşme hükmünde olacak. Toplu sözleşmenin emeklilere yansıtılmasının yolu da açılıyor.

Madde (7): Anayasa'nın ''Grev Hakkı ve Lokavt' başlıklı 54. maddesinde değişiklik yapılıyor. Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu grev uygulanan iş yerinde sebep oldukları maddi zarardan sendika sorumlu tutulamayacak. Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grevi ve lokavtı, genel grev ve lokavt, iş yeri işgali, iş yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişlere ilişkin yasaklar kaldırılıyor.


Parti kapatma davaları

Madde (8): Anayasa'nın, ''Siyasi Partilerin Uyacakları Esaslar'' başlıklı 69. maddesi değiştiriliyor. Buna göre, siyasi partilerin mali denetimi Sayıştay tarafından yapılacak.
Siyasi partiler hakkında kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebi üzerine, TBMM'de grubu bulunan her siyasi partinin 5'er üye ile temsil edildiği komisyonun üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava sonucunda Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanacak. Komisyona TBMM Başkanı Başkanlık edecek ancak, oy kullanamayacak. Komisyonun kararları, yargı denetimi dışında olacak. İzin talebinin Meclis'e ulaşmasından itibaren 30 gün içinde komisyon oluşturulacak ve komisyon kararını izin talebinin Meclise ulaşmasından itibaren en geç 60 gün içinde verecek. Meclisteki siyasi parti gruplarınca izin talebiyle ilgili görüşme yapılamayacak, karar alınamayacak.

Anayasa Mahkemesi, bu kapsamda, kapatma yerine dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilecek. Devlet yardımından yoksun bırakılma, bağlı olduğu kapatma davasının ve kararının usulüne tabi olacak ve tek başına dava konusu yapılamayacak. Anayasa Mahkemesinde görülen parti kapatma davasında TBMM çalışmalarındaki oy ve sözler, ileri sürülen düşünceler ile idarenin eylem ve işlemleri partinin odak olup olmadığının tespitinde gözetilemeyecek.

Partinin kapatılması durumunda kapatmaya beyan ve faaliyetleriyle neden olan üyeler için daha önce 5 yıl olan siyasi yasak süresi 3 yıla indirilecek. Siyasi partiler ile ilgili ''temelli kapatma'' değil, ''kapatma'' kararı verilecek. Kapatmanın önündeki ''temelli'' sözcükleri kaldırılacak. Temelli kapatılan bir partinin başka adla kurulamayacağına dair hüküm de Anayasa'dan çıkarılacak.

Teklifle Anayasadan çıkarılması öngörülen 68. maddenin 4. fıkrası, verilen önergenin kabul edilmesiyle korundu. Buna göre, bir siyasi partinin tüzüğü ve programının ''devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olması, sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunması ve yerleştirmeyi amaçlaması ile suç işlenmesini teşvik etmesi durumunda'' hakkında kapatma kararı verilebilecek.


Kamu denetçiliği

Madde (9): Anayasa'nın ''Dilekçe Hakkı'' başlıklı 74. maddesinde değişiklik yapılıyor.
''Kamu denetçiliği'' (ombudsman) kurumu oluşturuluyor. Kurum, TBMM Başkanlığına bağlı olarak kurulacak ve idarenin işleyişi ile ilgili şikayetleri inceleyecek. Kamu başdenetçisi, TBMM tarafından gizli oyla ve 4 yıl için seçilecek.


Parti kapatma ve milletvekilliği

Madde (10): Anayasa'nın ''Milletvekilliğinin Düşmesi'' başlıklı 84. maddesinin son fıkrası yürürlükten kaldırılıyor. Buna göre, kapatma davasının kaldırılmasına paralel olarak, milletvekilliğinin düşürülmesi uygulaması da kaldırılıyor.

Madde (11): Anayasa'nın, TBMM'nin Başkanlık Divanının oluşumunu düzenleyen 94. maddesinde değişiklik yapılıyor. Seçim süresinin 5 yıldan 4 yıla indirilmesi nedeniyle Başkanlık Divanının 2. dönem görev süresi konusunda düzenleme yapılıyor. Buna göre, Başkanlık Divanı 2. devre dönemin sonuna kadar görev yapacak. Mevcut düzenlemede, Başkanlık Divanının 3 yıl için görev yapması öngörülüyor.


Yüksek Askeri Şura kararları


Madde (12): Anayasanın, ''Yargı Yolu'' başlıklı 125. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Madde üzerinde AKP milletvekillerinin verdiği önergeyle, Anayasanın, ''Yargı Yolu'' başlıklı 125. maddesinde değişiklik yapıldı. Buna göre, ''Cumhurbaşkanı'nın tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şuranın kararları, yargı denetimi dışındadır'' fıkrasına, ''Ancak, Yüksek Askeri Şuranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır'' ibaresi eklendi.

Ayrıca, ''Yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır'' cümlesi, ''Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz'' şeklinde değiştiriliyor.


Toplu sözleşme hakkı

Madde (13): Anayasa'nın devlette memur çalıştırılmasına ilişkin hükümler içeren 128. maddesine memurlara tanınacak olan ''Toplu sözleşme hakkı'' yansıtılıyor.

Madde (14): Memurların disiplin kovuşturması konusunda hükümler getiren 129. maddesinde değişiklik yapılarak, uyarma ve kınama cezaları da yargı denetimine açılıyor.

Madde (15): Anayasa'nın ''Hakimler ve Savcıların Denetimi'' başlıklı 144. maddesinde değişiklik yapılıyor. Buna göre, adalet hizmetleri ile savcıların idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hakim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılacak.


Askeri yargı

Madde (16): Anayasanın ''Askeri Yargı'' başlıklı 145. maddesinde değişiklik yapılıyor.
Buna göre, askeri yargı, askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülecek. Askeri mahkemeler, asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli olacak.

Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her durumda adliye mahkemelerinde görülecek. Siviller, savaş hali dışında askeri yargıda yargılanamayacak.

 

İlk günden notlar

Anayasa değişikliği teklifinin Anayasa Komisyonu'ndaki ilk günkü görüşmeleri yaklaşık 10.5 saatte tamamlandı. Beklentilerin aksine iktidar ve muhalefet arasında büyük bir gerginlik ve kavganın yaşanmadığı komisyon toplantısında hükümet adına söz alan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, görüşmelerin Anayasa Komisyonu'na yaraşır bir havada geçtiğini belirterek, "Birileri için sürpriz olmuştur" dedi. Çiçek, Anayasa değişikliğinin bugünün konusu olmadığını ve değişiklik ihtiyacının bir partiden kaynaklanmadığını söyledi. 28 yıldır Anayasa değişikliğinin tartışıldığını, 23 yılda 16 kez değişiklik yapıldığını belirten Çiçek, "Belli ki, bu Anayasa sorunlu bir Anayasa. Partilerden bağımsız olarak Türkiye'de Anayasa sorunu olmuş" dedi.

CHP'nin 1993 raporunu okudu

Çiçek, Anayasa değişikliği konusunda CHP'nin 1993 tarihli raporundan bir bölüm okurken, 17 yıldır vatandaşa yeni bir Anayasa vaat edildiğini ancak bunun yerine getirilmemesinin ezikliğinin yaşandığını söyledi. Anayasanın tümüyle yeniden yazılması gerektiğine işaret eden Çiçek, "Önemli bir problem var, giderek ağırlaşan sorunların kaynağı. Bunu biz demiyoruz. CHP'nin önerisi" şeklindeki sözlerine CHP'li İsa Gök, "Bunda sonra yok" sözleriyle itiraz etti. Çiçek ise siyaset kurumunun yeni bir Anayasa yapamadığını, uzlaşma sağlanamayınca bazen tek maddelik bazen 30 maddelik değişiklik yapmak zorunda kalındığını kaydetti. Çiçek, "Türk parlamentosu gün gelecek birlikte Anayasa yapabilme imkanı bulacak. Bunu niyet okuyarak değil realitelerle yaparsak olur" dedi.
 

"Yüce Divan'a seçilenler birileri seçti diye vicdanını kenara koyacak kadar kötü adalar mı?"

Anayasa değişikliğiyle ilgili uzlaşma aradıklarını ancak bulamadıklarını kaydeden Çiçek 'üzüm yemek'ten yana olduklarını belirtirken 2007 seçimleri sonrasında Meclis Başkanlığı'na Anayasa değişikliğine ilişkin fikir sunulduğunu ancak AKP hakkında kapatma davası açıldığını söyledi. Davanın sonuçlanmasının ardından da Meclis Başkanı'nın Meclis'te grubu bulunan partilere uzlaşma komisyonu kurulması için yazı yazdığını ancak CHP'nin üye vermediğini hatırlatan Çiçek, Anayasa değişikliğinin toplumsal bir talep olduğunu ifade etti. Toplumun bu talebine duyarsız kalamayacaklarını belirten Çiçek, muhalefete, "Getirdiğimiz teklifte yanlış hususlar varsa önerge verirsiniz, destek veririz. Mevcut paketi iyileştirmek noktasında çaba olursa komisyonda faydalı bir çalışma yapılmış olur" dedi. Anayasanın ilk 3 maddesinin herkesin ortak paydası olduğunu, herkes tarafından benimsendiğini de söyleyen Çiçek, yargı kararlarının uygulanabilir olması ile kabul edilebilir olmasının birbirinden ayrı olduğunu söyledi. Muhalefetin teklifin kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu yönündeki eleştirilerine de yanıt veren Çiçek, yargı, yürütme ve yasamanın birbirine hasım kurumlar olmadığını ortak görev yapmak durumunda olduklarını söyledi.

Muhalefetin AKP'nin Yüce Divan'dan kaçmak için yargıyı yeniden yapılandırdığı yönündeki eleştirilerine ise Çiçek, "Herkes işini doğru yapar, yapmazsa birgün hesabını verir. Bunu biz kendimiz için yapmıyoruz, bugün biz yapıyoruz yarın kim olacak ne garantisi var. Yüce Divan'da sadece bakanlar kurulu yargılanmıyor ki, yüksek mahkeme başkanları, üyeleri de yargılanıyor. Yüce Divan'da görev yapacak hakimler de tek kanaldan seçilmiyor. Seçilenler o kadar kötü adamlar mı ki birileri seçti diye vicdanını bir kenara koyacak. Peşinen orada görev yapacak insanları zan altında bırakırsak bu ülkede güven nasıl olacak" diye yanıt verdi.

Çiçek'ten 'dokunulmazlık' savunması

Muhalefete "Hepimiz şikayet ediyorsak birinin teklif getirmesini beklememize gerek yok, herkes teklif verebilir. Kamuoyu sizin doğrularınızı görmek ister" diye seslenen Çiçek, milletvekili dokunulmazlığı konusunda ise, "Kendi kendimize haksızlık yapmayalım. Kamuoyunda 'dokunulmazlık olmasa herkesin ipliği pazara çıkacak' gibi bir görüntü yaratılıyor. Kendi kendimizi tüm kötülüklerin merkezine koyuyoruz. Kovuşturma, soruşturma ayrıcalığı sadece yasama da mı var; her erkin kendi görevini yapabilmesi için bazı ayrıcalıkları var. Şu milletvekillerinin dokunulmayacak ne hali var, heryerden dokunuluyor" diye konuştu. Muhalefete 'Şu Anayasadaki tüm ayrıcalıklarla ilgili teklif getirin, birlikte bakalım' diye seslenen Çiçek, yine muhalefet milletvekillerinin teklife yönelik 'havuç' ifadesine de "Bu teklif referanduma gidecekse, havuç tavşan ilişkisi akla gelebilir, tenzih ederim" şeklinde yanıt verdi.

"Metin ortaya koymadınız ki"

Çiçek'in dokunulmazlıkla ilgili sözlerine CHP'li milletvekilleri, 'dokunulmazlığı savunuyorsunuz' şeklinde itiraz ederken Çiçek de, "Metin ortaya koymadınız ki, koyun bakalım" karşılığını verdi. Anayasa değişikliğinin destek bulamazsa vatandaşa gideceğini belirten Çiçek, "Burada provasını yapmış oluyoruz. Millete gitmek önemli ancak çıkacak sonucu kabul etmek de çok önemli" dedi.

"Bana değil tutuklayana sorun"

Yargı tartışmalarını da değerlendiren Çiçek, Adalet Bakanlığı döneminde HSYK'yi iki kez toplantıya çağırdığını ancak buna yanaşılmadığını söyledi. Çiçek, "Bütün kabahati Adalet Bakanı'na -arkadaşım olduğu için söylemiyorum-bulmamak lazım. Bu sistem problem üretmeye müsait" dedi. Çiçek'in sözlerine CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, "Ağzınızdan bal damlıyor ama empati yapmıyorsunuz Erzincan'ı niye aradınız" şeklinde itiraz etti. Çiçek ise, "Bu konu yargıda biraz bekleyelim, yargı devam ederken konuşmayalım. O arkadaş tutuklu" karşılığını verdi. CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ise, "Niye tutuklu, nasıl tutuklandı" diye sorarken Çiçek, "Onu bana sormayın, tutuklayana sorun" dedi.

"Ağzınızdan ben damlıyorum"

Bakan Çiçek'in konuşmasının ardından söz alan CHP Mersin Milletvekili İsa Gök ise Bakanın CHP'nin raporunu okuduğunu ancak AKP'nin teklifinin Anayasayı daha ilkel bir yapıya götürdüğünü savundu. Gök, Bakan'ın Adalet Bakanlığı döneminde HSYK'yı iki kez toplantıya çağırdığına ilişkin sözlerine itiraz ederken Bakan Çiçek, "İki defa toplantıya çağırdık, kararname var, çıkaralım ondan sonra dediler. Beklentiler farklı, Yargıtay'dan yeni üyeler seçilecek farklı bir kompozisyon oluşacaktı. Benden evvelkilerin de Kurulun oluşumundan şikayetleri vardı" dedi. MHP Konya Milletvekili Faruk Bal da söz alarak Bakan Çiçek'e, "Ağzınızdan ben damlıyorum. Mükemmel savunma oyuncususunuz. Bu teklif ancak bu kadar savunulabilirdi. Sizi tebrik ediyorum" dedi.

BDP desteğiyle maddelerine geçilmesi kabul edildi

Teklifin tümü üzerindeki konuşmaların tamamlanmasının ardından maddelerine geçilmesi oylanırken, AKP'li komisyon üyeleri ve BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani olumlu yönde oy kullandı.

 

Kuzu: İnşallah ileride grev hakkını da memurlara veririz

TBMM Anayasa Komisyonunda görüşülen Anayasa değişikliği teklifinin, ''memurlara ve diğer kamu görevlilerine, toplu sözleşme yapma hakkı veren'' 6. maddesi üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, bu düzenlemenin, teklifi ''sempatik'' göstermek için getirildiğini söyledi.

Bu düzenlemenin, aslında teklifteki mevcut halinden hiç bir farkı olmadığını ifade eden Özyürek, ''Kavramlar, isimler değiştirilerek millet kandırılıyor, milletin taleplerine cevap verilmiyor. Ancak ne yaparsanız yapın, bunu millete anlatamazsınız. Gelin bu düzenlemeyi, memurlara grev hakkını da getirecek şekilde düzenleyelim ve böylece milleti kandırmayalım'' dedi.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, memurlara grev hakkı tanınmadan, toplu sözleşme hakkı tanınmasının bir şey ifade etmeyeceğini kaydederek, bu düzenlemeyle, çalışanların haklarını garanti altına alma noktasında Anayasal olarak geriye dönüş olduğunu öne sürdü.


''Halkın kabul edip etmeyeceğini göreceğiz"


AKP Kilis Milletvekili Hasan Kara, muhalefetin, ''AK Parti kendi Anayasasını yapıyor, memurunu, valisini yapıyor'' diyerek teklifi eleştirdiğini ifade ederek, ''Oysa teklifle, Bakanlar Kurulunda olan yetki uzlaştırma kuruluna veriliyor'' dedi.

Sivil toplum örgütleri, sendikalar ve halkın teklife karşı çıktığının söylendiğini kaydeden Kara, ''Zaten 367'yi bulamazsak, halka gidilecek. O zaman halkın kabul edip etmeyeceğini göreceğiz'' diye konuştu.

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de 6. maddedeki düzenleme ile memura grev hakkının yasak hale getirildiğini iddia etti.

''2010 yılında, demokrasi ve özgürlükleri geliştirdiğini iddia eden bir iktidar döneminde, grev yasağının Anayasaya girmesi kabul edilemez bir gerçektir'' diyen Öztürk, grev hakkı ile sonuçlanmayan bir toplu sözleşmenin hukuki bir sonuç doğurmayacağını öne sürdü.

BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, 6. madde üzerinde, memurlara grev hakkı tanınmasını öngören önerge verdi, ancak bu önerge reddedildi. Komisyon Başkanı Burhan Kuzu, memurlara grev hakkı vermeden önce, öncelikle memur tanımının belirlenmesi gerektiğine işaret ederek, ''İnşallah ileride grev hakkını da memurlara veririz'' dedi.

AKP'nin 6. madde üzerinde verdiği değişiklik önergesi ise kabul edilerek, maddede geçen ''Uzlaştırma Kurulu'' ibaresi, ''Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'' olarak değiştirildi.

AA/ANKA