İSTANBUL -İsrail ile kriz üstüne kriz yaşanıyor.İsrail Dışişleri Bakanlığınca "Kurtlar Vadisi" dizisinin Mossad ajanlarının bir Türk çocuğunu kaçırdığı bölümünden duyulan rahatsızlığı dile getirmek üzere çağırılan Türk Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’a yapılan muamele, ortalığı karıştırdı.
İsrailli gazetelere göre, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan Çelikkol, ilk olarak koridorda bekletildi ve görüşme sırasında yiyecek ve içecek herhangi bir şey ikram edilmedi. Bu arada, Ayalon ve iki İsrailli yetkili daha yüksek koltuklar otururken Çelikkol, daha alçak bir kanepeye oturtturuldu. İki taraf arasında İsrail bayrağı da konuldu. Bu arada, görüntü alınması için medya da içere alındı.
Bu arada, Yedioth Ahronoth, medya görüntü alırken Ayalon’un, Çelikkol’un elini sıkmayı reddettiğini ve İbranice olarak "Bizim altımızda oturduğunu ve burada sadece bir bayrak bulunduğunun görünmesini istiyoruz" dediğini yazdı.


-AYALON POLİTİKA YAPIYOR. ÖZÜR DİLEMELİ-


Türk Büyükelçisi'ne yapılan muamele, İsrail’de tepki yarattı. Kadima Milletvekili Majalli Whbee, Ayalon’un davranışı kınanacak politika yapmakla suçlarken "Ayalon özür dilemeli" dedi. Yedioth Ahronot’a göre Whbee şöyle konuştu.
"Türkiye ile İsrail arasında ciddi bir anlaşmazlık var ve bu, kamuoyu önünde maksatlı ve gereksiz bir biçimde küçük düşürerek değil, saygı ile ele alınmalı. Diplomat Alyon, siyasetçi Aylon’un yaptıklarını telafi etmeli, Türk Büyükelçisinden özür dilemeli ve gelecekte Dışişleri Bakan yardımcısı görevini, partisinin siyasi gündeminden nasıl ayıracağını bilmelidir."


-AYALON’UN DAVRANIŞI ZARAR VERİCİ-


Bu arada, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın bir yetkilisi de, Ayalon’u "mahcup edici" davranışı eleştirirken bunun İsrail ile Türkiye arasında gerginlikleri alevlendireceğini de söyledi. İsrail Ordusu Radyosu da, Kudüs’teki yetkilileri kaynak göstererek Ayalon’un davranışının İsrail ile Ankara arasındaki "stratejik çıkarlara zarar verici" olduğu yorumunu yaptı. Radyo’ya konuşan İsrail’in eski Ankara Büyükelçisi Alon Aliel ise, "yeni bir diplomasi türü"nün icat edildiğini ve Lieberman’ın yeni bir "azarlama yöntemi"ni yarattığını da ifade etti.


-AYALON ÖZÜR DİLEMEYİ REDDETTİ


Tepkilerin üzerine Ayalon da, Büyükelçi Çelikkol’dan "özür dileme"yi reddetti. Ancak Jerusalem Post’a göre Ayalon, Çelikkol’u küçük düşürmek istemediğini "sadece bir mesaj iletmek istediği"ni ifade etti. Çelikkol’a yönelik davranışı "standart diplomatik muamele" olarak nitelendiren Ayalon, "Özür dilemeyeceğim. Aslında Erdoğan’ın söylediklerinden ve tv dizisinden dolayı özür dilemesi gereken Türklerdir" şeklinde konuştu. 
 

HAARETZ’NIN İDDİASI


İsrail Dışişleri kaynakları, Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın bugünlerde Türkiye ile ilişkileri kasıtlı olarak germeye çalıştığını ileri sürerek, Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’un dün Dışişleri’ne çağrılarak ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinden dolayı protesto verilmesinin de bu politikanın bir uzantısı olduğunu iddia etti.
Haaretz gazetesine konuşan ve kimliği gizli tutulan yetkili, Dışişleri Bakanı Lieberman’ın, Savunma Bakanı Ehud Barak’ın bugün başlaması planlanan Türkiye ziyaretini engellemek için kasıtlı olarak ilişkileri gerdiğini söyledi.
İsrail Dışişleri Bakanı’nın, Pazartesi akşamı itibariyle Ankara’da olması ve Salı günü resmi görüşmelere başlaması bekleniyordu. Ancak Haaretz’e göre, Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Çelikkol’un İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon tarafından davet edilip, Kurtlar Vadisi dizisindeki İsrail aleyhtarı sahnelerden dolayı Türkiye’nin protesto edilmesi ve hemen hemen aynı saatlerde Başbakan Erdoğan’ın İsrail’i bölge barışı açısından tehdit olarak niteleyip Filistinlilere karşı aşırı güç kullanmakla suçlaması ilişkileri yeniden gerdi. Haaretz’e konuşan Dışişleri kaynaklarına göre, Lieberman, Barak’ın Ankara ziyareti öncesinde sürmekte olan gerginliği yeniden ısıtarak ilişkilerin düzelmesini torpillemeye çalışıyor. Haaretz’e konuşan üst düzey bir İsrail Dışişleri yetkilisi, “Lieberman’ın, Barak’ın ziyareti öncesinde gerginliği tırmandırmak istediğini düşünüyoruz. Son zamanlarda meydana gelen bütün gelişmeler Barak’ın siyasi gündeminin bir parçası” diye konuştu.
Haaretz’e göre İsrailli yetkililer, Lieberman’ın Türkiye ile ilişkileri gererek Ankara’nın İsrail ile Suriye arasında yeniden arabulucu olmasını engellemeyi amaçlıyor.

 -DİZGİNLENEMEZ DİL SÜRÇMESİ-

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Lübnan Cumhurbaşkanı Hariri ile yaptığı basın toplantısında İsrail’e yönelttiği eleştirilere bu ülkeden jet yanıt geldi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “İsrail, Türkiye’ye saygılı davranmaya özen gösteriyor ve iki ülke arasındaki ilişkilerin düzgün bir şekilde sürdürülmesini arzuluyor. Ancak bu konuda karşılıklılık bekliyoruz” denildi. Açıklamada, Erdoğan’ın sözleri “dizginlenemez bir dil sürçmesi” olarak nitelendi.
İsrail Dışişleri’nin jet açıklamasında ayrıca, “İsrail, kendi vatandaşlarını Hamas ve Hizbullah’ın füzelerinden koruma hakkına sahiptir ve Türkler de İsrail devletine ve İsrail Silahlı Kuvvetleri’ne ahlak dersi verecek son ülkedir” denildi.
İsrail Dışişleri Bakanlığı, dün Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u Bakanlığa çağırarak, Kurtlar Vadisi dizisindeki bazı sahnelerden dolayı Ankara’yı protesto etti. Jerusalem Post’un haberine göre, daha önce Gazze konulu ‘Ayrılık’ dizisini protesto eden İsrail’in bu defa ‘Kurtlar Vadisi'nin önceki hafta gösterilen bölümü için harekete geçti.
İsrail Dışişleri Bakanı Danny Ayalon, Büyükelçi Çelikkol’a İsrail’in protestosunu iletti.
İsrail’i rahatsız eden bölümde, Mossad bir Türk çoçuğunu kaçırarak İsrail Büyükelçiliği’ne götürüyordu. Dizide, bunun üzerine Büyükelçiliğe düzenlenen baskın sonucunda orada görevli bir diplomat öldürülüyordu.
Öte yandan, Türkiye ile İsrail arasında yeniden tırmanan gerginlik, İsrail gazete ve televizyonlarında birinci haber oldu. Haaretz ve Yediot Ahronot gazeteleri haberi manşetten duyururken, Channel 2 kanalı da birinci haber olarak duyurdu.

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?


Başbakan Erdoğan Hariri’yle birlikte yaptığı basın toplantısında şöyle konuşmuştu: “İsrail'in BM kararlarına göre yaptığı ihlal 100'ün üzerinde. İsrail'in yaptırımlarına sessiz kalacak değiliz. Bu kararlar uygulanmayacaksa neden var. Gerek kara gerek hava sahası ihlali kabul edilir şeyler değildir. Barışı kim ihlal ediyorsa Türkiye olarak biz onun karşısındayız. Barışı kim tehdit ediyorsa onun da karşısındayız. Bölge yeni bir Irak sendromunu kabul edemez. İran ile ilgili konuda ileri sürülen tez, Nükleer silah konusudur. Bizler hiçbir ülkenin nükleer silahlanmaya gitmesini tasvip etmiyoruz. Ama diğer tarafta İsrail'de de nükleer silahlanam var. İsran'i bu yönde uyarı yapanlar İsrail'e aynı uyarıyı yapmıyorlar. Bu bölgede nükleer silah var. İsrail de bunu kabullendi. Nitekim kitle imha silahı olarak fosfor bombalarıyla bunu Gazze'de uyguladılar. Kimse fosfor bombalarının kitle imha silahı olmadığını söyleyemez. Ortadoğ'unun barışı dünyanın barışıdır.
İsrail yönetimi her şeyden önce barıştan yanı mı değil mi? Bakın Gazze yine bombalandı. Ne vardı da bombaladınız. Bölgeden füze atışı falan da yok. ben istediğimi yaparım diyor. Bu tabloyu tasvip etmemiz mümkün değiliz. Kim barışın ve mağdurun yanındayız. Sürecimizi ve siyaset anlayışımızı da bu anlayış üzerine inşa edeceğiz.”  (Radikal, dha)