Kadın Hakları Merkezi Üyesi Av. Birke Varol tarafından yapılan basın açıklamasında; Baro Başkanı Av. İlknur Ebiz Yıldız, Baro Genel Sekreteri Av. Akın Çağlar Göktürk, Merkez Başkanı Av. Özlem Zengin ve çok sayıda avukat ile stajyer avukat yer aldı.

Açıklama şu şekilde:

“New York’ta dokuma işçisi kadınların, eşitsizlik ve ayrımcılığa karşı sürdürdüğü mücadelenin Dünyayı sarsmasıyla başlayan ve devamında 1977 yılında Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak kabul edilen “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”; 2022 yılında hala eşit haklar için mücadele ettiğimiz, her gün bağırmamıza rağmen sesimizi duyurmaya çalıştığımız emek ve dayanışma günüdür. 

İnsan hakları tüm insanların hiçbir ayrım gözetmeksizin doğuştan sahip olduğu haklar olarak kabul edilmektedir. Kadınlar bugün en temel haklardan biri olan yaşama haklarını savunurken aynı zamanda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için de mücadele vermektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlara ekonomik, sosyal ve siyasal alanlar başta olmak üzere tüm alanlarda fırsat eşitliğinin henüz sağlanamaması nedeniyle kadınlarımız; eğitim haklarından yoksun kalmakta, istihdam olanaklarından yararlanamamaktadır. Gün sonunda bu durum toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaratarak kadına yönelik ayrımcılığa ve erkek şiddetine neden olmaktadır.

“İş istiyoruz” diyerek seslenen kadının sözlerine karşılık olarak, “Evdeki işler yetmiyor mu?” yanıtının verildiği; “Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Bir kadın çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış olur.” açıklamasının yapılarak akıl tutulmalarının yaşatıldığı; “Annelerin, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir” ifadesinin kullanıldığı; “İşsizlik oranı niye artıyor biliyor musunuz? Çünkü kadınlar daha çok iş arıyor.” Şeklinde akıl almaz istatiksel tespitlerin yapıldığı bir dönemde hak savunucusu olarak bizler; gerek kadınların tarihsel mücadeleleriyle ve gerekse de Atatürk ilke ve inkilaplarıyla elde ettiğimiz Kadın Haklarımızdan vazgeçmeye yönelik her söyleme ve girişime karşı, güçlü mücadelemizi devam ettirme yolunda kararlıyız.

Ülkemizde, özel hayatlarımızdan başlayarak aile hayatımız ile kamusal alanlarımıza varıncaya kadar yayılan her türlü ayrımcılık ve eşitsizliğin temelinde yer alan yanlış politikaların; kadının sadece anne, eş, evlat olduğuna dair dayatmaların bir an önce sonlandırılması gerekmektedir. Kadını bu denli arka plana atan, yok sayan ve toplumun hep bir adım gerisinde tutan başta tarihsel, kültürel ve dinsel söylemlerin engellenmesi gerekmektedir.

Kadınların yaşam haklarının güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar yürürlüğe girmesi ve 6284 Sayılı Kanunun hak ettiği gibi etkili ve eksiksiz olarak uygulanması elzemdir.

Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak bizler; Atatürk’ün “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!” Cümlesinin ışığında, kadına karşı ayrımcılığın ortadan kalktığı, kadının tüm alanlarda özgür bir birey olarak var olduğu bir Türkiye ve Dünya için; kadın hakları mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuyla saygılarımızla paylaşıyoruz.

Gün mücadele günüdür, dayanışma günüdür.”