Genel Kurul'un vereceği karar kürsü hakimleri tarafından merakla bekleniyor. Zira karar, Türkiye genelinde görev yapan binlerce hâkimi doğrudan ilgilendiriyor. Yargıtay'ın, 4. Hukuk Dairesi'nin kararını yerinde bulması durumunda, hâkimler aleyhine tutuklular tarafından yüzlerce dava açılması gündeme gelecek. Tazminat kararının onaylanmaması gerektiği yönünde hemfikir olan kürsü hâkimleri, aksi durumda yargıçların karar verirken dava baskısı altında kalacaklarını vurguluyor.

Kilis Kürsü Hâkimi Muzaffer Şakar, Yargıtay'ın tazminatı onaması halinde hâkimlerin mal varlıklarını sanıklara devretmek zorunda kalacağını söylüyor. Şakar, söz konusu davalı hâkimler aleyhine karar verildiği takdirde, hâkimlerin bundan sonra karar verirken tedirginlik yaşayacaklarının altını çiziyor. Şunları söylüyor: "Eğer verdiği kararda hukuk açısından bir hata varsa bu cezayı devlet ödemeli. Hâkimlere açılabilecek tazminat davaları sadece tutuklamalarla kalmıyor. Haciz davaları, icra davaları, sulh ceza mahkemelerinde verilen kararlar gibi kararlardan dolayı hâkimler para cezası öderse, mal varlıklarını devretmek zorunda kalacaklar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararından sonra diğer suçlu ve sanıklar harekete geçebilir. Açılacak davaların, ödeyecekleri para cezalarının arkası kesilmez. Hâkimler olarak, sistemi içinden çıkılmaz bir hale getirecek bir karar verilmemesini temenni ediyoruz."

Hukuk Genel Kurulu, yanlıştan dönecektir

Kazan Hâkimi Kemal Şahin, tazminat kararının kesinlikle hukuki olmadığını vurguluyor. Hâkimler aleyhine alınan kararın tamamen ideolojik saplantılar doğrultusunda verildiğini ifade eden Şahin, "Asla hukuki değildir. Çok az hukuk bilgisi olan kişi bile verilen tazminatın hakkaniyetten uzak olduğunu söyler. Türkiye'de binlerce tutuklu bulunuyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Mehmet Haberal'a gösterdiği bu hassasiyeti acaba bu tutuklular için de gösterecek mi? Genel Kurul'un 4. Daire'nin verdiği karardan döneceğine inanıyorum. Aksi takdirde hâkimler üzerinde baskı oluşacaktır." diyor.

Ödemiş Hâkimi Faruk Özsu da tazminat cezasının hukuki bir karardan çok siyasi bir girişim olduğunu vurguluyor. Söz konusu kararı hukukçulardan ziyade siyasetçilerin konuşması gerektiğini aktaran Özsu, "Tıpkı daha önce verilen 367 kararı gibi bunun da hukukta yeri yok." ifadesini kullanıyor. Kişiye özel bir karar verildiğini anlatan Özsu, şöyle devam ediyor: "Hâkimler açısından çok rahatsız edici. Artık karar verirken daha önceki hükmün gölgesinde karar verecekler. Ancak şu da var ki bu kararın uygulanabilirliği yok. Yani içtihat haline dönüşmeyecektir." (Zaman)