Antakya Serinyol Mahallesi’nde bulunan Kızılay Hatay Lojistik Merkezi’ndeki yardım malları geçtiğimiz hafta çalındı. Yardıma muhtaç kişilere dağıtılmak üzere depoda bulundurulan 170 paket bebek bezi, 100 adet oyuncak bebek, 100 adet çocuk montu, 105 adet gömlek, 45 adet kazak, 135 çift bot, 154 çift ayakkabı, 4 adet klima, 3 adet klima motoru, 400 litre mazot, 12 adet araç lastiği olmak üzere toplamda değeri 300 bin lira olan malzemeler çalındı. Güvenlik kamerasına da yansıyan hırsızlık olayında, 4 kişinin depoya girerek malzemeleri alıp, araca yükledikleri belirlendi. Olayla ilgili başlatılan soruşturmada yardım malzemelerini çaldıkları tespit edilen O.O., U.D., M.M. ile A.Z. kısa sürede yakalandı.

‘CEZASI NEYSE ÇEKSİN’

Gözaltına alınan O.O., polis merkezine götürüldüğü sırada avukatı Canan Turunç’u aradı. Polis merkezine giden avukat Turunç, burada müvekkilinin Kızılay deposunu soyduğunu öğrendi. Avukat Turunç, “Kimsesizlere dağıtılacak yardım malzemelerini çalan birini savunamam. Garibana, ihtiyaç sahibi çocuklara gidecek malları çalan birisini savunmam, cezası neyse çeksin” diyerek O.O.’nun avukatlığını bıraktı. Mahkemeye çıkarılan hırsızlardan O.O., U.D. ve M.M. tutuklandı, hırsızlıktaki aracı kulanan A.Z. ise adli kontrol ile serbest kaldı.

‘BUNUN SAVUNMASI OLMAZ’

Avukat Canan Turunç, yaşananları şöyle anlattı: “Müvekkilim O.O., beni arayarak gözaltına alındığını söyledi. Polis merkezine gittim, burada Kızılay’ın yardım malzemelerini çaldıklarını öğrendim. Çok kötü hissetim, inanmak istemedim. Polislerin yanında müvekkilime sordum ‘Bu olaya dahilin var mı? Yardım malzemelerini çaldınız mı?’ diye sordum. Çaldıklarını öğrenince ‘Bana şu an milyon lira versen de seni savunmam. Yardım mallarını çalan birini savunmam’ dedim. Avukat olabiliriz ancak bizim de duygularımız var. İhtiyaç sahibi birisini gördüğümde koşa koşa yardıma giden birisiyim. Neticede burada zorunlu müdafilik diye bir şey söz konusu değil, baro tarafından görevlendirilmedim. İhtiyaç sahibi kişilere dağıtılacak malzemeleri çalmak neyin nesi. Böyle bir olayın savunması olmaz. Belki malzemeler dağıtılsa birilerinin hayatı kurtulacak, ihtiyaçları karşılanmış olacak. Bana göre bu kanunen olmasa da vicdanen büyük bir suç.” (Fevzi Kızılkoyun / Hürriyet)