DİNAMİK DENETİM MODELİ

İçişleri Bakanlığı, 1 Mart’ta başlayan normalleşme süreciyle birlikte 81 il valiliğine corona virüsüyle mücadelede yeni süreci anlatan 14 maddelik bir genelge gönderdi. Genelgede kontrollü normalleşme döneminde 'dinamik denetim modeli'nin ardından MOBESE kamerasından ceza kesilmesinin önü açıldı.

Genelgede MOBESE ve güvenlik kameralarının kullanımıyla ilgili kısımda “Dinamik denetim faaliyetlerinde kent güvenlik yönetim sistemleri ve kameralardan elde edilen görüntü kayıtlarından azami şekilde istifade edilecek, kamera kayıtları incelenerek tedbirlere aykırı uygulamaların görüntülerden tespit edilmesi durumunda da yaptırım uygulanabilecek” ifadelerine yer verildi. 

İLK CEZALAR KESİLDİ

Sakarya’nın Sapanca ilçesinde 'dinamik denetim' kapsamında denetimlerini sürdüren polis ekipleri maske takmayan bir kişiyi MOBESE kamerasından tespit ederek cezai işlem uyguladı.

OLAĞANÜSTÜ HAL İLAN EDİLMEKSİZİN...

hukukihaber.net'e özel konuşan Prof. Dr. Ersan Şen; "11 Mart 2020 tarihinden itibaren ülkemizde devam eden Pandemi sürecinde olağanüstü hal ilan edilmeksizin ve salgın hastalıkla ilgili yeni yasal düzenlemeye gidilmeksizin mevcut kanunlarla tedbirlerin alındığını, yasaklar getirildiğini ve cezaların tatbiki yoluna gidildiğini görmekteyiz. Bu kanunlar; Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, İl İdaresi Kanunu, Kabahatler Kanunu’dur. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun karantina ile ilgili 195. maddesinin de genelgelerde yer aldığını görmekteyiz."

YETKİ KARMAŞASI

"Öncelikle belirtmeliyiz ki; ülkemizde bir yetki karmaşası, Pandemi ile ilgili alınacak tedbirler konusunda kanun yetersizliği ve “kanunilik” ilkesi sorunu bulunmaktadır. Pandemi sürecinde alınan tedbirler ve bu tedbirleri ihlal edenler hakkında uygulanan yaptırımlar konusunda İl İdaresi Kanunu kapsamında vali ve Kaymakamlar yetkili olup, tedbirlere uyulmaması halinde Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesinde öngörülen idari para cezası tatbik edilecektir. Ancak Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda net bir şekilde Sağlık Bakanlığı, Sağlık Bakanı ve il ve ilçe umumi hıfzıssıhha kurulları yetkili kılınmışlardır."

KOLLUĞUN CEZA YETKİSİ YOK

"Nitekim Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanunlarında bazı hükümler olsa da, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda asıl yetkinin Sağlık Bakanı ve Sağlık Bakanlığında toplandığında tereddüt bulunmamaktadır. Yeni yönetim sisteminde Cumhurbaşkanı da elbette bu yetkilere sahiptir, ancak İçişleri Bakanlığının daha ziyade yetki kullandığını, genelgelerin İçişleri Bakanlığından geldiğini, Sağlık Bakanlığının 1593 sayılı Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanamadığını görmekteyiz. Tedbir ve yaptırımlar; 1593 sayılı Kanunun 27. ve 72. maddeleri ile 282. maddelerinden hareketle uygulanmakta, bunun yanında da Kabahatler Kanunu’ndan söz edilmektedir. Esasen cezalandırma yetkisi vali ve kaymakama ait olup, hukuka aykırılığı tespit eden kolluğun ceza tutanağı düzenleme yetkisi bulunmamaktadır." ifadelerini kullandı.

MOBESE’DEN CEZA MÜMKÜN MÜ?

Peki bu kuralları ihlal edenlerin MOBESE’den veya işyeri veya ev kamera kayıtlarından tespit edilip cezalandırılmaları mümkün olabilir mi? sorusunu yanıtlayan Prof. Dr. Ersan Şen, "Bu konuda da yetki karmaşası yaşandığı bir gerçektir. “Kanunilik” ilkesi bakımından da alınan tedbirler, getirilen yasaklar ve yaptırımlarla ilgili sorunlar yaşandığı bir gerçektir." dedi.

Şen sözlerine şöyle devam etti; "Prensip olarak hukuka uygun yol ve yöntemlerle tespit edilmesi ve net bir şekilde ortaya koyulması kaydıyla elbette kamera kayıtları delil olarak kullanılabilecektir. Bunda bir tereddüt bulunmamaktadır, ancak bizde araçların tespiti ilgili plaka tanıma sistemi olduğu halde yüz tanıma sistemi, yani suç işlediği veya kabahat nev’inden kuralı ihlal ettiği iddia edilenlerin tespitinde yüz tanıma sistemi henüz yok, ancak buna rağmen hukuka uygun yol ve yöntemlerle kurulmuş, tesis edilmiş kamuya ait MOBESE kayıt sistemi veya işyerlerinde veya evlerin önünde bulunan, insanların özel hayatlarına müdahale içermeyen kamera kayıtlarından, kural ihlal edenler tespit edilebiliyor ve ihlal edenin kimliği/kim olduğu belirlenebiliyorsa, yani kural ihlal ettiği tartışmasız bir şekilde ortaya koyulabiliyorsa kamera kayıtları delil olarak kullanılabilir."

ÖZEL HAYATA MÜDAHALE

"Nitekim bir çok ülkede hız sınırını ihlal eden sürücülerin yüzleri tespit edilmek veya stadyumlarda kuralları ihlal edenlerin tespiti suretiyle kimin kuralı ihlal ettiği anlaşılabilmektedir. Önleyici amaçla kurulan bu sistemler aynı zamanda kural ihlal eden veya suç işleyenlerin de tespitinde işe yaramaktadır, önemli olan bu sistemlerin insanların özel hayatlarına müdahale içermemesi ve hukuka aykırı yol ve yöntemlerle kurulmamasıdır."

KANUNA DAYANAN EMİR OLMASI KAYDIYLA

"Kamuya açık yerlerde, yine işyerlerinde veya caddeye veya sokağa bakan taraflarında can ve mal güvenliği için kamera kayıt sistemlerinin olduğu görülmektedir. Bunların bir çoğunda ses kayıt özelliği olmasa da son zamanlarda görüntü ile birlikte ses kayıtları da yapıldığı bilinmektedir. “Dinamik denetim modeli” denilen sistemde; birincisi yasak, tedbir ve cezalarla ilgili kanun olmak ve kanundan kaynaklanan yetkili makamın kanuna dayanan kararı veya emri doğrultusunda hareket edilmek kaydıyla, Pandemi sürecinde alınan tedbirleri ihlal edenler hakkında MOBESE ve diğer kamera kayıtlarıyla tespitler yapılabilir, ancak bir insan kamuya açık yerde olsa bile kolluk veya özel kişilerce kamerayla takip edilemez, bunun tesadüfen olması gerekir veya mevcut sistemle, yoksa bir insanı tacizle, huzur ve sükunun bozarak kamera kaydına almak ve takip etmek mümkün değildir."

HUKUKA UYGUN YOL

"Ancak kamuya açık bir yerde suç işleyen veya hukuka aykırı hareket eden kişiyi o an aniden kayıt altına alan ve başka türlü bunun tespitine imkan bulunmayan hallerde de bu kayıtların kullanılabileceği söylenebilir, burada ince bir çizgi vardır, insanların kişilik hakları ve kendi özelleri ile kamu düzeni, kamu barışı ile arasında hangi zamanda bu kayıtların hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilip hangi zamanlarda elde edilmediği konusunda hep tartışma yaşanmıştır, elbette kamu yararı önemli olduğu kadar birey yararı da önemli olup, dengeyi gözetmek gerekir."

"Dolayısıyla; trafik, can ve mal güvenliği bakımından koyulan MOBESE kamera kayıtlarının veya yine özel kişilerce güvenlik amaçlı olarak işyerlerine veya site veya apartman önlerine yerleştirilen izleme ve kayıt sistemlerinin tespit ettiği hukuka aykırılıkların ispatında, kayıtları yetkili makamların elde etmesi, toplaması şartıyla ve bireyselleşme yapılarak delil olarak kullanılabilir."

KANUNİ DÜZENLEME ŞART

"Yeri gelmişken belirtmeliyiz ki; kamuya açık yerlerde, sokaklarda ve caddelerde, işyerlerinde ve apartmanlarda, apartmanın ortak yerlerine koyulan kamera kayıt sistemine kanunla çekidüzen verilmeli, bunlar nerelere koyulabilir, kaç gün saklanabilir kimler bunları alabilir, görüntü yanında ses kaydı olabilir mi, bireyin rızası olmadan görüntüsü kayda alınıp kullanılabilir mi? Tüm bunlar kanunla düzenlenmelidir, çünkü Türk Hukuku’nda bu konuda yasal boşluk  ve karmaşa olduğu görülmektedir. Bu konu; Anayasanın 13, 17, 19 ve 20. maddeleri çerçevesinde kanunla düzenlenmelidir."

DEVLET TUZAK KURMAZ

"Pandemi sürecinde hastalığın yayılmasının önüne geçilmesi amacıyla getirilen sokağa çıkma yasakları ile maske takma zorunluluklarının yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde kolluk elbette sokakta, caddede ve kamuya açık yerlerde kontrol ve denetimler yapacak, bunların etkin hale getirilmesi için teknik imkanları hukukilikten ayrılmamak şartıyla kullanmak mümkündür. Tedbir ve yasaklara uyulup uyulup uyulmadığını kontrol ve tespitte MOBESE ve diğer kamera kayıt sistemlerinden yararlanılabilir. Bu esasen kamu sağlığının korunması için zorunludur. Bütün mesele, hukukilikten ayrılmamak ve ihlal edeni tereddütsüz belirlemektir. Tüm bunlarda asıl amaç; önleyicilik ve caydırıcılık olup, bireylere ceza kesmek veya devlete gelir sağlamak değildir ve olmamalıdır, çünkü devlet tuzak kurmaz." (hukukihaber.net)