EFT ya da havalelerde açıklama kısmına yazılan ifadeler, zaman zaman hukuki sorunlar yaratabiliyor. Geçen hafta gündeme gelen son olayda, nafaka dekontuna "Haram olsun" notunu düşen Barış A.'nın yazısını okuyan eski eşi Nihal B., psikolojik olarak yıprandığı ve kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle 250 bin lira manevi tazminat davası açtı. Kararını açıklayan mahkeme, Barış A.’yı 15 bin TL manevi tazminata mahkûm etti.

'SADAKA' YAZDI

Milliyet'ten Fazilet Şenol'un haberine göre; Bu tür davranışları sergileyen tek boşanmış kişi Barış A. değil! Bursa'da da boşanma aşamasındaki eski eşi S.K.'ye her ay 'tedbir nafakası' olarak 300 lira ödeyen M.K. da internetten yaptığı ödemenin açıklama kısmına 'sadaka' yazdı. S.K. nafakasının ödenmediğini belirterek icra takibi başlattı. M.K. ise cep telefonu mağduru olduğunu belirterek karşı dava açtı. Yerel mahkeme, açıklama kısmına yazan ifadeyi göz önünde bulundurarak M.K.'nın yeniden nafaka ödemesine hükmetti.

NEDEN CEZA SAYILIYOR?

Peki açıklama kısmına yazılan "Haram olsun", "Sadaka" gibi sözlere nasıl ceza veriliyor? Avukat Serpil Çınar, "Suç işlemek ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat ödenmesinin istemi farklıdır. Beddua, kötülük dileyen dualar suç sayılıyor. Beddua, hakaret niteliğindeki unsurları taşımamakta ve onur, şeref zedeleyici nitelikte bir söz olarak kabul edilmiyor. Fakat bedduaya maruz kalan kişi, psikolojik olarak zedelendiğinden hukuki ihtilafa konu edilebilir. Tazminat davası açılabilir" diyerek cevap verdi.

KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NİTELİĞİ TAŞIYOR

Avukat Çınar, bu durumun nedenini ise borçlunun hakkı olan bir değeri, alacaklıya gönderirken açıklamada kötü niyette bulunmasının sanki bir lütuf sunuyormuş izlenimi verdiğini, 'kötü duruma düşmesini gönülden istemesi' gibi cümlelerin alacaklıyı derin üzüntüye soktuğunu, kişilik haklarına saldırı niteliği taşımasına bağladı.

'BEDDUA NİTELİĞİNDEKİ SÖZLER HAKARET SUÇU'

"Türk Ceza Kanunu’nda yer alan hakaret suçunun işlenmesi için onur, saygınlık ve şeref zedeleyici bir söz olması gerekmektedir" diyen Avukat Serpil Çınar, beddua niteliğindeki sözlerin, hakaret suçunu oluşturduğunu ve ağır eleştirinin, kötü söz niteliğine girdiğini söyledi. Çınar, "Bu nedenle beddua eden herhangi bir ceza almaz, fakat vermiş olduğu manevi zarar nedeniyle tazminat ödemek zorundadır. Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde yer alan hakaret suçunun cezası ise 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak belirtildi" dedi.

'BEDDUA OLDUĞU KABUL EDİLMİŞTİR'

Peki 'Tanrısal ceza dileme' savunması ne kadar geçerli? Bu tür savunmaların mahkemede kabul edilmesi mümkün mü? "Tanrısal ceza dileme olarak belirtilen ve altı çizilen savunmayla yapılan eylemin beddua olduğu kabul edilmiştir" diyen Avukat Serpil Çınar, "Allah’ından bul", "Allah seni bildiği gibi yapsın", "Haram zıkkım olsun" gibi cümlelerin beddua olduğunu, aslında başka bir deyişle Tanrısal ceza dileme niteliği taşıdığını belirtti.

'İNDİRİM VEYA TAMAMEN KALDIRMA VEREBİLİR'

Serpil Çınar, "Kişilik haklarına saldırı mahiyetinde bir eylem nedeniyle açılan tazminat davalarında ‘zararı doğuran fiile razı olan ya da zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş ise’ hakim tazminatın miktarında indirim ya da kaldırmaya yönelik karar verecektir. Manevi bütünlüğüne zarar veren kişi, durum TBK madde 52 gereği haklı savunmada bulunulması ile tazminata ilişkin indirim veya tamamen kaldırma kararı verebilir" yorumunu yaptı.

'MUTLAKA YAZILMASI GEREK'

Nafaka ödemesi yapılıyor ise açıklamada hangi ayın nafakası olduğunun yazılmasının çok önemli olduğuna dikkat çeken Serpil Çınar, nafaka ödemesinin elden verilmemesi gerektiğini, mutlaka banka üzerinden gönderilmesini ve açıklamaya da nafaka bedeli olarak belirtilmesi gerektiğine vurgu yaptı. "Davaya ilişkin tazminat ya da katılma alacağına ilişkin bir ödeme yapılacak ise mahkemenin ismi, esas numarası ve neyin yatırıldığı açıkça belirtilmeli" diyen Çınar, "Bir de başka bir noktadan da bahsetmek istiyorum. Eğer birisine borç verilecek ise mutlaka borç verildiği ya da neye istinaden borç verildiği açıkça yazılmalıdır. Borcun geri ödeneceği zaman da borcun alındığı tarih de belirtilerek borca ilişkin ödeme yapıldığı açıklamaya eklenmelidir" ifadelerini kullandı.

'ÖMÜR BOYU DÜŞMANIYMIŞ GİBİ...'

Bu tür davaların boşanma davası devam eden ya da boşanma davası sona eren eşlerde sıklıkla görüldüğünü belirten Serpil Çınar, "Taraflar arasındaki boşanma davası sona erdikten sonra birbirlerine olan husumeti de arka planda maalesef devam etmektedir" detayını paylaştı. Hatta yeni bir olay ve husumet olmamasına rağmen ömür boyu düşmanıymış gibi davranan eşler bulunduğuna dikkat çeken Çınar, özellikle bir çocuk varsa aralarında paylaşılmayan bir birey ve savaş aracı olarak kullandıklarına şahit olduklarını söyledi. Çınar, "Bunun yanında evlilik birliği içerisinde edinilen mallar konusunda ya da yoksulluk ve iştirak nafakası gibi ödemelerin devam etmesi halinde de husumet de devam ediyor gibi görünüyor" diyerek sözlerini noktaladı.