Yeniden görülen Gezi Parkı eylemleri ile ilgili aralarında Osman Kavala, Can Dündar ile CIA eski danışmanı Henry Barkey'in de bulunduğu 17 sanık ile Çarşı taraftar grubundan 35 sanığın bulunduğu davaların birleştirilmesinden sonra ikinci duruşma bugün yapıldı. Davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala duruşmaya katılmadı.

Çağlayan'daki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı ile Can Atalay'ın aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları duruşmada hazır bulundu. Öte yandan duruşmada, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Milletvekili Ahmet Şık ile Almanya, Fransa, Belçika Danimarka, İsveç, İsviçre, Çekya, İtalya konsolosluk yetkilileri ile STK yetkilileri ve Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra da hazır bulundu.

Yargıtay, bozma ilamında ‘Gezi Parkı ile Çarşı davalarının arasında hukuki bağlantı olduğu' gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini kaydetmişti. 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 13.Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı göndererek, davaların birleşmesine onay verdiğini belirtmişti. Davalar, 30 Temmuz 2021 tarihinde 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmişti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019 tarihinde Kavala’nın tutukluluğun hak ihlali olduğuna hükmetmiş, ‘derhal serbest bırakılması’nı istemişti. AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kavala’nın 30 Kasım’a kadar serbest bırakılması için süre vermişti. Aksi halde Avrupa Konseyi üyesi Türkiye hakkında taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uymadığı gerekçesiyle ihlal prosedürü başlatacağına dikkat çekilmişti. 

Duruşma daha geniş salonu olan 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yoklamayla başladı. Kavala'nın SEGBİS ile duruşmaya katılmadığı görüldü.

"DELİLLER ZERRE VARSA TARTIŞALIM"

Çarşı grubu avukatlarından Ömer Kavili bu davanın siyasi bir dava olduğunu dile getirerek, "Hakim sizsiniz. Hakimler problem çözer, problem üretmez. Birleştirme kararına karşı direnme kararı vermenizi talep ediyorum" dedi. Ardından söz alan Çarşı grubu avukatlarından Ersan Şen konuşurken sesini yükselttiği için mahkeme başkanı tarafından uyarıldı. Şen, "Müvekkilim Cem Yakışkan hükümete karşı suç işlememiştir. Savcının elinde iddianamede yazan deliller zerre varsa tartışalım. Burası er meydanı, hodri meydan. Bizler birer figüran değiliz. Temsil ettiğimiz insanların doğru dürüst yargılanmasını sağlamalıyız" dedi. Avukat Yıldız İmrek ise, "Bu davada karar verilmesinin engellenmesi için ve aşırı şekilde uzatılarak siyasi iradenin çıkarları doğrultusunda birleştirildi. Bu şekilde müvekkillerin aklanma hakkı ihlal ediliyor. Ayrıca meslektaşımın ifadelerine katılsam da, avukat Ersan Şen'in burayı 'er meydanı' diye tanımlamasına bir kadın olarak itiraz ediyorum" ifadelerini kullandı. Avukat Devrim Alpaslan, "Somut delil sunun tartışalım" dedi. 

“NE SİZİN NE DE SAVCILIK MAKAMININ BİR FİKRİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”

‘Çarşı Grubu' dosyasının avukatlarından Efkan Bolaç ise, “Bir taraftar grubunun hükümete darbe yapmaya teşebbüs ettiğine dair absürt bir iddia var. Diğer taraftaysa rehin alınmış ve 1500 gündür tutuklu olan bir kişi var. Ve niye tutulduğuna dair bir delil ya da dayanak yok. Av. Bolaç: Bu yargılamanın neden yapıldığına dair ne sizin ne de savcılık makamının bir fikri olmadığını düşünüyorum. O nedenle hukuken bu absürtlüğe son verilmesini istiyorum” şeklinde konuştu.

'EMNİYET MÜVEKKİLİME PLAKET VERDİ' 

Gezi sanığı avukat Can Atalay, "Tutuklu bir sanığı var bu dosyanın. Biz uzun uzun size Gezi'yi anlatmak, Gezi'yi savunmak istiyoruz ben, Tayfun ve Mücella abla olarak. Kabul ederseniz biz savunmamızı bir sonraki duruşmada sunmak isteriz" dedi. Çarşı sanığı Ayhan Güner, "Etiler Emniyet Müdürü beni aradı. 'Bize yardımcı olun' dedi. Polisin belirlediği güzergahta taraftarı olaysız bir şekilde yürüttük. Emniyetle beraber yolları açtık polislerle insanları karşı karşıya getirmedik. Boynumuza sarılıp teşekkür ettiler" dedi. Güner'in avukatı ise , "Müvekkilime yaptığı katkılardan dolayı emniyet plaket verdi. O zaman onlarda burda olmalı" dedi. Çarşı sanığı Halil İbrahim, "Osman Kavala ile bizim ne işimiz var onu da bilmiyorum" diye konuştu. 

'TÜRKİYE'Yİ UÇURUMUN KENARINA GETİRİYORUZ'

Kavala'nın avukatı Tolga Aytöre, "Kavala hakkında AİHM Aralık 2019'da bir hak ihlali kararı verdi. Şubat 2020'de de beraat kararı çıktı. Bu karar verilince apar topar bir suç uyduruldu. Savcı bunu bilir, çünkü bizim dava hangi davayla birleştiyse o da bizimle gezdi...MASAK raporu Gezi davasına yönelik hazırlanmış bir rapor. Bu raporda casusluk suçlamasıyla ilgili bir tespit mi var bizim göremediğimiz? Bu rapora dayanarak tutuklama kararı verilmesini anlamıyoruz. İddianame yalan söylüyor Henri Barkey ile Kavala arasında yoğun iletişim kaydı olduğunu iddia ederek. Böyle bir şey olmadığına ilişkin rapor var" dedi. Avukat Köksal Bayraktar ise, "İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, istinaf mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve mahkemeniz sanki AİHM kararı yokmuş gibi kendi kanunlarımız arasında dönüp duruyoruz. Böyle Türkiye'yi giderek uçurumun kenarına getiriyoruz." 

SAVCIDAN TUTUKLULUĞA DEVAM TALEBİ

Avukat Bayraktar'ın ardından Mahkeme Başkanı savcıya mütalaasını sordu. Savcı "Çarşı grubunun birleştirme kararının gözden geçirilmesi talebinin reddini, vareste tutulma isteğinin kabulünü,  Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına" talep etti. Avukat Bayraktar mütalaaya karşı söz alarak “Avrupa Konseyi şartı, AİHS’in 3. ve 46. maddeleriyle iddia makamının mütalaası taban tabana zıttır. Anayasaya aykırı düşünce ile karşı karşıyayız" dedi.

OSMAN KAVALA’NIN TUTUKLULUĞUNA DEVAM KARARI VERİLDİ

Ara kararını açıklayan mahkeme, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına, oy çokluğuyla karar verdi. Bir üye hakim muhalefet şerhi düştü.

Mahkeme, avukatların, ‘Çarşı’ ile ‘Gezi' davalarının ayrılma taleplerini de reddederek duruşmayı 17 Ocak'a erteledi.

Birleşen iki davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala dahil toplamda 52 kişinin, ‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Darbeye teşebbüs', ‘Terör örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘Suç örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘Polise direnmek' ve ‘Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet' gibi suçlardan cezalandırılmaları isteniyor.