Prof. Dr. Yarımağan, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan ile düzenlediği ortak basın toplantısında, ÖSYM'nin karar almadığını, sadece uygulayıcı bir kuruluş olduğunu belirtti.

Danıştay'ın ya da Yüksek Öğretim Kurulu'nun kararlarına yorum getirmek istemediğini ifade eden Prof. Dr. Yarımağan, şunları söyledi:

''Mevcut durum, yani 1998 yılından beri uygulanmakta olan sistem, biliyorsunuz alan, alan dışı diye kavram getiriyor ve alan, alan dışı diye farklı katsayılarının uygulanmasını hükme bağlıyor. Alan, alan dışı arasında çok büyük fark var. Bu fark kapatılamayacak kadar büyük. Ben bir değişiklik yapılması gerektiğine inananlardanım. Değişiklik yapılması gerekiyor. Ama bu değişiklik katsayıların tamamen kaldırılmasıyla veya biraz yaklaştırılmasıyla olur. Onu YÖK değerlendirip yapıyor, Danıştay da yasalar çerçevesinde karar veriyor. Ben bu karar doğrudur yanlıştır diye bir şey söylemek durumunda değilim.''

Adayların alınan kararlardan etkilenmemesinin mümkün olmadığını, ancak bundan çok tedirgin olmamaları gerektiğini düşündüğünü dile getiren Prof. Dr. Yarımağan, şöyle devam etti:

''Bundan çok tedirgin olmamaları gerektiğini düşünüyorum. Adaylara o yönde telkinde bulunmak istiyorum. Sınava girecek bir aday sonuçta belirli derslerden bilgisini ortaya koyacak, girecek. Elde ettiği puanlara göre tercih yapacak. Ona göre yerleşecek. Yerleşmesi sırasında bu katsayılar bir ölçüde etkili oluyor. Bakalım bekleyelim. Şu anda bir belirsizlik var. Öncelikle katsayılar YÖK'ün ilk kararıyla eşitlendi. Sonra birbirine yaklaştırıldı. Şimdi yeni bir düzenleme yapılacak. YÖK itirazda bulunma kararı aldı. İtiraz edecek. İtirazı kabul edilirse son kararlar geçerli olur. İtiraz reddedilirse bu sefer yeni kararlar alacaklar. Bunlar adayları tamamen etkilemez demek istemiyorum, ama çok etkilememesi gerekir. Adaylar bu konulardan kendilerini biraz soyutlayıp dersleriyle ilgilensinler, sınav hazırlıklarını sürdürsünler. Adaylardan şunu rica ettim. Başvuru süresini 2 gün uzattık. Sınava girmeyi düşünen tüm adaylar lütfen girsinler, başvuruların yapsınlar. 2 günü değerlendirsinler.''

***

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, katsayıların adaylar arasında 40 puanlık bir farka neden olduğunu belirterek, ''03 ve 08 katsayıları, arasında çok fark olan bir engel. Bu katsayılar adaylar arasında 40 puanlık bir farka neden oluyor. O fark nedeniyle belirli alanlardan mezun olanlar belirli programlara gidemiyorlar. Fen alanından mezun olan Türkiye birincisi bile olsa, hukuk fakültesine gidemiyor'' dedi.

Prof. Dr. Yarımağan, Yaşar Üniversitesi'nde Rektör Prof. Dr. Murat Barkan ile düzenlediği ortak basın toplantısında, basın mensuplarının katsayı problemiyle ilgili sorularını yanıtladı.

Kararın ideolojik bir yaklaşım olup olmadığı yönündeki bir soruya görüş belirtmek istemediğini belirten Prof. Dr. Yarımağan, iptal kararının gerekçesini okumadığını, o konuda yorum yapamayacağını kaydederek, şöyle konuştu:

''Burada kişisel görüşüm önemli değil, ama şunu söylüyorum: 03 ve 08 katsayıları, aralarında çok fark olan bir engel. 03-08 katsayıları adaylar arasında 40 puanlık bir farka neden oluyor. O fark nedeniyle belirli alanlardan mezun olarlar belirli programlara gidemiyorlar. Örneğin bir fen mezunu; herkes meslek lisesini konuşuyor ama meslek lisesi değil, fen alanından mezun olan Türkiye birincisi bile olsa, hukuk fakültesine gidemiyor. Benim kanaatim fen mezunlarının hukukçu olabilecekleri yönünde. Bu fark bu kadar yüksek olmamalı, o kesin.''

-BİRKAÇ ALTERNATİF ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR-

Katsayı sorununun çözülmemesi halinde ne yapılacağı yönündeki bir soruya Prof. Dr. Yarımağan, ''Birkaç alternatif üzerinde çalıştıklarını biliyorum. Bir karar alacaklardır'' diye yanıt verdi.

Adayların kafalarını takmadan derslerine çalışmaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yarımağan, şöyle devam etti:

''Başvurunuzu yapınız. Bu konulara çok fazla kafanızı takmadan derslerinizle ilgileniniz. Katsayının 013 veya 011 olması, bence sizin çalışmalarınızı etkilemeyecek, etkilememesi gerekmektedir. 'Kendinize zarar verirsiniz' diyorum ben. Katsayı da üç aşağı beş yukarı alan içi katsayı sayısı 015. Bu 016-018 olur. Alan dışı katsayı son 013'dü. Ya aynen kalır ya da biraz aşağıya iner. Alan dışı yerleşenin biraz durumunu etkiler.

Gerçekten ortaöğretime isteği dışında giden adaylar var. Adayların büyük kitlesi bilinçli gidiyor. Lisenin alanları arasında istemediği yere gidenler var. Genel liseye gitme isteği olup da meslek lisesine gitmiş olanlar var. Bu adaylar meslek lisesine gitmiş ama ideali tıp, hukuk mezunu olmak. Tıp fakültesi isteyen bir adayın lisede meslek lisesine gitmemesi lazım. Meslek lisesi tıp fakültesine yönelik bir eğitim vermiyor. Sağlık meslek lisesine giden bir başarılı adaya da bu kapının açık olması lazım.

Sorun bence bu küçük bir kitle için katsayı sorunu. Bu da inşallah çözülecektir. Uzlaşma olacaktır. Bugünden çok farklı bir durum da çıkmayacaktır. 03-08'e dönmenin mümkün olmadığını söylüyorum. Sistemi değiştirdik artık. Diğer değişiklikler artık kesinleşti. Puan aralıkları değişti. Bundan önce sınav puanlarını 100-300 arasında hesaplıyorduk, şimdi 100-500 arasında hesaplayacağız. Okul başarı puanı 50-100'dü, şimdi 100-500 arasında hesaplanacak. Ortaöğretim başarı puanı en çok 100 oluyordu, onu 08 ile çarpıyordunuz. Şimdi 500'ü 08 ile çarpacaksınız 400 puan eder. Sınav 500, okul başarı 400 puan. İşin yüzde 40'ı okul başarısına gelmiş olur ki bu çok yüksek bir oran.

O yüzden 03-08'e dönmek mümkün değil. Onun karşılıkları ya da yeni değerleri olacak. Bu değerlerde üç aşağı beş yukarı yürütmeyi durdurmadaki değerlere yakın değerler olacak. Çok farklı değerler olmayacak. Bir miktar değişiklikler olabilir. Ne olur bilemiyorum veya aynen kalır.''

***

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, dün akşam itibariyle ÖSYM'ye başvuru sayısının 1 milyon 400 bine yaklaştığını, bu sayının geçen yılı biraz geçerek 1 milyon 500 bin civarında olacağını söyledi.

Prof. Dr. Yarımağan, Yaşar Üniversitesi'nde Rektör Prof. Dr. Murat Barkan ile düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Geçen yıl ÖSYS'ye başvuranların sayısının 1 milyon 450 bin olduğunu, bunun 1 milyon 350 binin sınava girmek için, 100 bininin ise sınavsız geçişler için başvurduğunu bildiren Prof. Dr. Yarımağan, ''Dün akşam itibariyle bize başvuru sayısı 1 milyon 400 bine yaklaşmıştır. Bu akşam 1 milyon 500 bin olacağını, geçen seneyi biraz da geçeceğini tahmin ediyorum'' dedi.

Kaçıranlar için başvuru süresini 2 gün uzattıklarını belirten Prof. Dr. Yarımağan, geçen yıla oranla başvuru sayısının 50-100 bin fazla olacağını tahmin ettiklerini bildirdi.

Türkiye'de 10-20 yıl önce hangi alanda olursa olsun açılan yüksek öğretim programının öğrenci bulabildiğini, o zaman öğrenci sayısının çok fazla, kontenjanın çok sınırlı olduğunu, zamanla bu durumun değiştiğini, kontenjanların da arttığını anlatan Prof. Dr. Yarımağan, 1974 yılında kontenjanların toplamının 37 bin olduğunu, şu andaysa 600 bini geçtiğini söyledi.

Bunun yanında açık öğretim fakültesinin de bulunduğunu ve burada kontenjan sınırlaması olmadığına dikkati çeken Prof. Dr Yarımağan, bir milyon kişinin yüksek öğretim programına girebileceğini kaydetti.

Geçen yıldan 120 bin kontenjanın açık kaldığını, kontenjanların boş kalmasının en önemli nedeninin tercihler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yarımağan, boş kontenjanların en büyük grubunu 2 yıllık programların oluşturduğunu, meslek yüksek okulunun belirli programlarının dolmadığını, diğer grubun KKTC ve vakıf üniversiteleri diğer boş kalan grupların ise lisans programları içinde çok fazla tercih edilmeyen bölümler olduğunu söyledi.

-KONTENJANLAR BİR HAYLİ ARTTI-

Son birkaç yılda üniversitelerdeki kontenjanların bir hayli arttığını, bunun sınırının olduğunu, derslik, öğretim üyesi, laboratuvar kısıtlamaları bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Yarımağan şöyle konuştu:

''Bence mevcut programlarla elde edilebilecek kontenjan artışının üst sınırına gelindi. Yeni artık kontenjan artışı yeni programların açılmasıyla mümkün olabilir. Çünkü ben kendi deneyimimi söyleyeyim. Bizim bölümümüze 40 öğrenci aldık sonra bu 50-60-70-80 oldu. 80 aldığınızda dikey geçiş yabancı öğrenciyle 90 oluyor. Bir de kalanlar oluyor. Bazı derslerdeki öğrenci sayısı 140 oluyor. Benim dersimde ayakta ders dinleyen öğrencileri hatırlıyorum. Dışardan sandalye taşıyorlar, bu sınıra geldi. Bunu da daha artırmak isterseniz yeni şube yapmanız lazım.''

-HERKES İÇİN ÜNİVERSİTE İMKANI VAR-

''Herkes için artık Türkiye'de tercih yapmamak şartıyla yüksek öğretim imkanı var'' diyen Prof. Dr. Yarımağan, bir gazetecinin bu durumun doğru olup olmadığı yönündeki soruyu şöyle yanıtladı:

''Tüm dünyada yüksek öğrenim 1980 öncesi elit eğitimiydi. Bütün dünyada yüksek öğrenim görenler sadece nüfusun çok küçük bir azınlığıydı. Yüksek öğretim elit seçilmişler eğitimiydi diye biliyoruz. 1980'den sonra değişim oldu. 1980'den sonra kitle eğitimi olmaya başladı. Hangi mesleği yürütürseniz yürütün, yüksek eğitim mezunu olarak bunu yürütmek gerekiyor. Dünya buna uydu. Türkiye biraz gecikmeli olarak bu noktaya geldi. Doğru olması gereken bu''

-''KAPILARIN TAMAMEN KAPANMAMASI LAZIM''-

Meslek liselerinin öğrenciyi kısa yoldan iş hayatına hazırlayan, ara eleman yetiştiren okul olduğunu, bu liselere giden adayların en azından çoğunluğunun meslek lisesi veya meslek yüksekokulu mezunu olarak iş hayatına atılma amacının beklendiğini ifade eden Prof. Dr. Yarımağan, şöyle dedi:

''Aslında oran olarak düşünürseniz meslek liseleri yüksek öğretime önemli ölçüde gidiyorlar, ama çoğunlukla tabi ki meslek yüksek okullarına gidiyorlar. Zaten meslek lisesi mezunlarının sadece küçük bir grubunun ben lisans programlarına gitmesini beklerim. Çünkü lisans programlarına öğrenci yetiştiren liseler değil, meslek liseleri. Ama meslek lisesinde okuyup da çok başarılı olan bir adayın da bu imkanı kullanabilmesi lazım. Kapıların tamamen kapanmaması lazım.''

aa