Hendek ilçesinde geçen yıl 3 Temmuz'da havai fişek fabrikasında yaşanan patlamada 7 işçi hayatını kaybetti, 127 kişi de yaralandı. Olayın ardından Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında patlamada ihmali olduğu gerekçesiyle, fabrika sahibi Y.C., fabrika sahibinin babası A.R.E.C., fabrika sorumlu müdürü A.A., fabrika müdürü ve genel ustabaşı H.A.V., genel ustabaşı E.Ö., iş güvenliği uzmanı A.B. ile sorumlu personel A.Ç. hakkında ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 2’şer yıl 8’er aydan, 22’şer yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Dördüncü duruşması 13 Eylül'de görülecek olan davada Y.C. ile H.A.V. tutuklu, diğer sanıklar tutuksuz yargılanıyor. Fabrika sahasındaki enkaz ise hala duruyor.

Üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, birçok işçinin olayın etkisinden kurtulamadığını ve psikolojik tedavi almak zorunda kaldığını belirten müşteki avukatı Saadet Diriarın, “Bizim sürecin başından beri en çok içimizi acıtan aslında oradaki insanların durumuydu. Oradaki çalışma sisteminin onlar üzerinde yarattığı baskı ve o korkudan sonra üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hala rahatlığa ulaşamamış olmalarıydı. Orada çalışan birçok işçiyle muhatap olduk bu süreçte. Yakınlarını kaybeden aileleri zaten bir kenara koyuyorum onların acısının hiçbir şekilde tarifi yok. İşçilerle yaptığımız görüşmelerde hala aynı dönemin travmalarını yaşadıklarını görüyoruz” dedi. 

‘BİRÇOK İŞÇİ ANTİDEPRESAN TEDAVİSİNE DEVAM EDİYOR’ 

Olayı yaşayan işçilerin bu süreçte çok yıprandığını ifade eden Diriarın, şöyle konuştu: 

“Üzerinden bir yıl geçti hala bu konu ile ilgili konuşmak istemiyorlar. Bunun üzerinden yaşadıkları psikolojik travmalardan bahsetmek istemiyorlar. Geceleri hala uykusunda o patlamada yaşadığı korkuyla uyanıp evinden kaçmaya çalışanlar var. Çok ciddi rahatsızlıklar yaşıyor bu insanlar ve hala bir yıllık sürede tedavileri devam ediyor. Birçok işçi antidepresan tedavisine devam ediyor. Psikolojik tedaviyle yaşamına devam ediyor.” 

‘HER ŞEY DOĞRU BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKSIN’ 

Olayda ihmaller zinciri olduğunu söyleyen Diriarın, “Biz istiyoruz ki burada olan her şey olduğu gibi anlatılsın ve her şey doğru bir şekilde oraya çıksın. Burada birçok işçiyi dinledik, denetimin yapılmadığını ya da denetimlerin önceden haber verildiğini ona göre bir tedbir alındığını anlattılar. Biz bu denetimi yapanların da yargılanmasını istiyoruz ve bununla ilgili de çabamız devam ediyor” diye konuştu.

‘EVDEKİ BARDAĞIN BİLE PATLAMASINDAN KORKUYORUM’ 

Bir yıldır psikolojik tedavi aldığını söyleyen fabrika işçisi Gülizar Erdoğan, olayda ihmali bulunan kişilerin cezalandırılmasını talep ederek, “Olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen acımız hala aynı. Her an bir şey yaşanacakmış gibi korku var içimde. Patlamayı yeniden görecekmişim gibi bir his var. Evdeki bardağın bile patlayacağını düşünebilen bir insan haline geldik. Hiçbir şeye arkamızı dönmek istemiyoruz. Psikolojimiz bozuldu. İlaç kullanıyoruz, tedavi görüyoruz ve psikoloğa gidiyorum. Fiziksel olarak da izleri hala taşıyorum. Patlamanın şiddetiyle omuriliğimde eziklik olmuştu daha sonra fıtık rahatsızlığı başladı. Ayağımdaki ağrı hala geçmedi, yüreğimizdeki sızı zaten malum” dedi. 

‘AKLIMA GELDİĞİ ZAMAN GÖZLERİM DOLUYOR’ 

Yaşanan patlamanın hayatlarını değiştirdiğini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:  

“Çok yakın arkadaşım olan Havva ablamı kaybettim. Onun acısı zaten çok büyük. İnanın konuşmak bile istemiyorum, aklıma geldiği zaman gözlerim doluyor. Sürekli beraber çalıştığın insanlar, aynı salonda yemek yediğin insanlar öldü. Biz bunlarla kardeş gibiydik. Olayın ardından halüsinasyon görmeye başladık, ölen arkadaşlarımızı karşımızda görüyoruz.” 

‘BİRBİRİMİZE NASIL KURTULDUK DİYE SORUYORUZ’ 

Fabrikada patlama anını yaşayan işçi arkadaşlarıyla bir araya geldiklerinde sürekli bu konuyu konuştuklarını anlatan Erdoğan, “Herkes yaşadığını anlatıyor, sürekli birbirimize ‘Biz oradan nasıl kurtulduk’ diye soruyoruz. Normal bir sohbetimiz kalmadı bizim. O gün sürekli gözümün önüne geliyor. Normal insanlar gibi hayatımızın diğer bölümlerini anlatıp konuşamıyoruz, sürekli o olayı konuşup duruyoruz” diye konuştu. 

‘HER GECE RÜYAMA GİRİYOR’

Olayın ardından sürekli korku içerisinde yaşadığını belirten 3 yıllık fabrika işçisi Suzan Deniz, “Acımız hala aynı, geceleri uyku uyumak yok sabaha kadar uyuyamıyorum. Patlamadan sonra psikolojik tedavi görmeye başladım. Şu an fizik tedavim de devam ediyor. Patlama anı ve o gün yaşadıklarım hemen hemen her gece rüyama giriyor. ‘Rüyamda patlama olacak kaçın’ diye bağırarak uyandım bazı geceler. Hayatıma bir tereddüt ve korku ile devam etmeye çalışıyorum. Normal bir insan gibi yaşayamıyorum. Sürekli ayaktayım korkudan, ben oturup bir bardak çay bile içemiyorum. Bir yudum alıyorum, biraz yürüyüp tekrar gelip oturuyorum. Huzurum kalmadı” dedi.