'Senet tuzağı'nın ağına düşürülen son kişi Yozgatlı iş insanı İbrahim Hazer oldu. Gençliğinde Almanya'ya işçi olarak giden ve 8 yıl önce yurda dönen 59 yaşındaki Hazer biriktiği para ile doğduğu topraklarda yatırım yapmaya başladı.

Ankara merkezli kurduğu şirket ile Almanya'da devlet ihalelerine de girerek inşaat işleri yapmaya başlayan Hazer, memleketi Yozgat'a yaptığı yatırımlarla da kaymakamlık ve belediye tarafından teşekkür plaketleriyle ödüllendirildi.

Hazer'in hayatı ise geçtiğimiz eylül ayında 'kargo' getirdiğini söyleyen ve 'teslim alınmıştır' tutanağı imzalatan bir şahıs tarafından kabusa döndü.

Kargo teslim tutanağının altına yerleştirilen senetten habersiz olan Hazer, geçtiğimiz hafta banka hesaplarına ve malvarlığına karşı icrai işlemler başlatılmasıyla durumdan haberdar oldu. Hazer'in aslında kargo fişine değil 2 milyon 300 bin euroluk (35 milyon lira) bir senede imza attığı anlaşıldı.

İcra müdürlüğüne teminat yatırarak haciz işlemlerini şimdilik durduran İbrahim Hazer hukuk mücadelesi başlattı. "Ben yandım başkaları yanmasın" diye seslenen Hazer, senetlerde belli bir meblağ üzerindeki senetler için hukuki düzenleme yapılmasını istedi.

Pandemiyle birlikte çok sık kullanılmaya başlanılan karekod uygulaması da dolandırıcıların yeni gözdesi. Senet örneğinde olduğu gibi dolandırıcılar, normal karekodun üzerine sahte karekod yapıştırıyorlar. Uzmanlar her karekodun taratılmamasını, taratıması gereken karekodları okutulurken de dikkat olunması uyarısında bulunuyor.

Hazer'in başına gelenleri ve 'muhtemel' önlemleri uzmanlara sorduk.

Senet dolandırıcılığı için Türk Ceza Kanunu'nun 209. maddesine dikkat çeken Avukat Abdülaziz Sekban söz konusu hükümlerin, kanunun sistematiği açısından "Kamu Güvenine Karşı Suçlar" kategorisinde yer aldığını hatırlattı.

"Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" ifadesine dikkat çeken Avukat Abdülaziz Sekban, savcılığın soruşturmasına göre olayın hukuki seyrinde ilerleyeceğini belirtti.

SENET DOLANDIRICILIĞINA KARŞI NOTER FORMÜLÜ

Yozgat'taki olayın ardından tartışılan 'belli meblağların üzerindeki senetler ancak noter huzurunda imzalansın' talebini de yorumlayan Avukat Abdülaziz Sekban "Miktar ne kadar yüksek olursa olsun senet (bono) düzenlenebilmesi için noterlik makamının herhangi bir izin veya onayına ihtiyaç duyulmamakta. Ancak noterde yapılan senetlerde imzaların sıhhati veya senette tahrifat hususlarında senedin ispat kuvvetini artmaktadır" dedi.

Belirli bir miktarın üzerindeki senetlerin noterliklerde yapılması şeklinde bir zorunluluğun getirilebilmesi için kanuni düzenlemeye ihtiyaç olduğunu hatırlatan Avukat Sekban "Ancak senetlerin ticari hayattaki dolaşımına ve ticari hayatın hızına etki edeceğinden dolayı pratikte böyle bir düzenlemenin yürürlüğe girmesi pek mümkün görünmemekte" diye konuştu.

NOTERLER DE BENZER GÖRÜŞTE

Noterler de olası bir yasal düzenleme karşısında benzer kaygıları taşıyor. Ticari hayatta birkaç dakikanın bile uzun olduğunu belirten noterler "Böyle bir yasal düzenleme olursa seve seve hizmet veririz. Ancak işin doğası ve hızı gereği senet için noter formülü zorlayıcı olabilir" görüşünü savunuyorlar. (Tuğba Öztürk / Hürriyet)