YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan, Adalet Bakanlığı'nın HSYK üyeliğine aday olan bakanlık bürokratlarının bazı illerde hakim ve savcılarla toplantı yaptıklarını öne sürerek, yürütme organın bu şekilde yargı üzerinde "baskı"sını artırdığını savundu. Tarhan, "Yargıç ve savcıların sicil dosyaları üzerinde egemen olan güç, personel genel müdürüdür. Tüm hakim ve savcıların dosyası onun elinde. Küçük illerde yani 9-10 yargıcın olduğu iller var. Orada seçim yapıldığında personel müdürü aynen şunu söyleyebilir; "Sicil dosyalarınız benim elimde ve ben o göreve yeniden döneceğim. Ona göre oyunuzu kullanın" diye konmuştu.

Tarhan, HSYK'da yaşanan istifalar ve Kurul'a üye seçimine ilişkin ANKA'ya çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tarhan, bakanlık tarafından hakim ve savcı atama kararnameleri çalışmaları sürerken kurulun çalışamaz bir duruma getirildiğini belirterek, "Siyasi iktidarın beklentileri doğrultusunda HSYK'nın seçilmiş üyeleri anayasal yetkilerini kullanmakta ısrarcı davrandılar. Siyasi iktidarın yörüngesine girmemekte ısrarcı oldular. Fakat, artık bıçak kemiğe dayanmıştı" dedi.
Kurul'un hiçbir iş yapamaz duruma getirildiği savunan Tarhan, şöyle konuştu:
"Yargıçların izinlerinden tutunda eğitim işlerine kadar hiçbir işlem yapılmadı. Bizim üyelerimizin Atina'da ve farklı yerlerde olan toplantılara katılmaları gerekiyordu fakat katılamadılar. Çünkü izin çıkmıyordu HSYK çalışamaz duruma geldiği için. Mahkemelerde yetki karmaşası yaşanmaya başlandı. Hakim bulunulmadığı için davalara bakılmıyordu. Yüksek Kurul, aslında bu konuya ilişkin daha öncede karar alabilirdi yani istifa konusunu değerlendirebilirdi. Ancak, kurul özveriyle hakim ve savcılara ilişkin karar alınabilmesi için çalışmayı tercih etti. İstifaları, yargıyı, yürütmeye tabii tutmaya karşı duruş olarak değerlendiriyoruz. Daha önce de böyle bir karar alabilirdi kurul ama sabretti diye düşünüyorum. Yargı bağımsızlığı konusunda umutlu olmamak gerekli."
Ayrıca Tarhan, YARSAV hakkında son günler bazı iddiaların ortaya atıldığını fakat bunların gerçeği yansıtmadığını da aktardı.

-"SİCİL DOSYALARI ELLERİNDE..."-

Adalet Bakanlığının HSYK üyeliğine ilişkin bürokrat adaylarının bazı illerde hakim ve savcılarla toplantı yaptıklarını öne süren Tarhan, yürütme organın bu şekilde yargı üzerinde "baskı"sını artırdığını savundu. Tarhan şöyle devam etti:
"Yargıç ve savcıların bütün sicil dosyaları üzerinde egemen olan güç, personel genel müdürüdür. Tüm hakim ve savcıların dosyası onun elinde. 9-10 yargıcın görev yaptığı iller var. Orada seçim yapıldığında personel müdürüne aynen şunu söyleyebilir; "Sicil dosyalarınız benim elimde ve ben o göreve yeniden döneceğim. Ona göre oyunuzu kullanın' Böyle ifadeler olabilir. Bu nedenle bütün arkadaşlarımız endişe duyuyorlar. Bunları ifade ediyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle şeyler olmaz. Böyle bir müdahale olmaz. Şunu da belirteyim; yargıç ve savcılar korkular üzerinde hareket etmezler. Ama böyle de bir gerçek var. Baskı kurulma olasılığı var. Diğer üyelere bakın Adalet Akademisinden. Bakanın doğrudan belirlediği yerden. Onun etkisi olacaktır. Bakanlık son derece avantajlı. Haksız rekabet ortamı var. Siyaset çok güçlü bir şekilde yargıyı baskı altına almak için çalışıyor."(ANKA)
(EÖ/ÖMR)