HSYK'nın krizle atadığı 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban'ın, 1 Nisan'da verdiği tahliye kararları kaldırıldı. Savcılığın itirazını görüşen mahkeme heyeti, Kuban'ın serbest bıraktığı toplam 21 şüphelinin, yakalanmasına oybirliğiyle karar verdi. Bunlar arasında 1 numaralı şüpheli emekli Org. Çetin Doğan, emekli korgeneraller Engin Alan ve Süha Tanyeri de yer alıyor. Daha önce serbest bırakılan Korg. Yurdaer Olcan (tutuklu en üst rütbeli asker) ve Tümg. Abdullah Dalay da tutuklanacak. Emekli Tümg. Özer Karabulut'un tahliyesine itiraz ise reddedildi. Mahkeme heyeti, tutuklama gerekçesinde Kuban'ın tahliye kararlarına atıf yaparak önemli tespitlerde bulundu. Eldeki belge, bilgi ve bilirkişi raporlarına göre kuvvetli suç şüphesinin devam ettiğine dikkat çeken heyet, 'bir hakimin tutuklama ve tahliye kararlarında takdir hakkını sınırsız, keyfi ve sorumsuz kullanamayacağına' işaret etti. Mahkeme, Kuban'ın kararını 'somut olgularla çelişen, soyut gerekçeye dayalı, usul ve yasaya aykırı' buldu. Çarpıcı tespitlerden bazıları özetle şöyle: "Şüpheliler lehine bir olgu ortaya çıkmadan, denetimden geçen ve kesinleşen kararı bir gün sonra başka bir nöbetçi hakimin kaldırması; yasanın özüne ve hukukun ruhuna uygun düşmez. Takdir hakkının kişilerin güç, nüfuz ve sosyal konumlarına göre kullanılması, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır."

'Balyoz' soruşturmasında dün önemli bir gelişme yaşandı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban, nöbetçi olduğu 22-28 Mart 2010 tarihleri arasında tahliye talep eden ve savcıların tutuklamaya sevke ettiği 21'i Balyoz ve 3'ü Ergenekon soruşturması olmak üzere 24 kişiyi serbest bırakmıştı. Kuban, nöbet tarihi bitmesinden sonra 1 Nisan 2010'da emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu şüphelileri salıvermişti.

Balyoz soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahliyelere itiraz edilmişti. Hafta sonu iki gün Balyoz soruşturma evraklarını inceleyen mahkeme, şüpheliler Çetin Doğan, Engin Alan, Ali Semih Çetin, Süha Tanyeri, Bekir Memiş, İzzet Ocak, İhsan Balabanlı, Suat Aytın, Ümit Özcan, Levent Çehreli, Recep Yıldız, Ali Rıza Sözen, Mustafa Önsel, Hanifi Yıldırım, Yüksel Gürcan, Kubilay Aktaş, Musa Fariz, Bülent Tunçay ve Abdullah Zafer Arısoy'un tekrar yakalanmasına oybirliği ile karar verdi. Bu şekilde Balyoz soruşturmasında toplam tutuklu sayısı 28'e yükselecek. Mahkeme, kararında, Oktay Kuban'a adeta hukuk dersi verdi. Kararda, Kuban'a atıfta bulunularak, 'hakim, yasa ile çerçevesi çizilmiş takdir hakkını sınırsız, sorumsuz ve keyfî kullanamaz' denildi. Kuban'ın kararının 'somut olgularla çelişen soyut gerekçeye dayalı usul ve yasaya aykırı olduğu' aktarıldı. Şöyle denildi: "Verilecek tahliye kararının hukuka, usule ve tutuklama tedbirinin ruhuna uygun olması için, tutuklama nedenlerinde şüpheliler lehine yeni olguların ortaya çıkması gerekir. Aksinin kabulü tutuklama tedbirinin amacına uygun düşmeyeceği gibi, ilk tutuklama kararından sonra itiraz üzerine üç kişilik hakimler heyeti tarafından denetimden geçen ve kesinleşen kararın bir gün sonrasında başka bir nöbetçi hakimlik kararıyla ortadan kaldırılması anlamına gelir ki; bu durumda hakimlik kararlarının üç kişilik heyetten oluşan ve denetim mercii olan heyet kararlarına üstünlüğü anlamına gelir. Bu da yasanın özüne ve hukukun ruhuna uygun düşmeyecektir. Aksinin kabulü, takdir hakkının kişilerin güç, nüfuz ve sosyal konumlarına göre kullanılması anlamına gelir, bu durum ise Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı ve takdir hakkının keyfiliği olarak algılanabilir."

İlk tutuklama kararının İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimliği tarafından verildiği ve bu karara yapılan itirazların aynı mahkeme heyetince reddedildiği belirtilen kararda, verilen ve kesinleşen tutuklama kararlarından sonra tutuklama şartlarından şüpheliler lehine yeni olgular ve değişiklik bulunmadığı kaydedildi: "İlk tutuklama tarihinden bu yana, tutukluluk süresinde makul süre yönünden tartışmayı gerektirecek bir sürecin de bulunmadığı, şüphelilerin üzerine atılı eylemin CMK 100/3-a-11 maddesinde düzenlenen anayasal düzeni ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan sayıldığı tüm evrak kapsamından açıkça anlaşılmaktadır."

Zaman