Taraf gazetesinin ortaya attığı bir duyum Ankara'da kulisleri hareketlendirdi.

YİNE BARANSU

Sansasyonel haberlere imza atan Taraf muhabiri Mehmet Baransu, AK Parti'ye kapatma davası açılacağı bilgisini aldı.
Bomba kulisi Yasemin Çongar bugünkü köşesinde yazdı..

Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar'ın “Yeni bir kapatma davası mı” başlıklı (18 Mart 2010) yazısı piyasalarda tedirginlik yarattı.

Reuters'in haberine göre, açılışta 1.5130/1.5180 lira olan olan en iyi dolar kotasyonları saat 10.12 itibariyle 1.5210/1.5230 seviyesine yükseldi. Açılışta yüzde 9.08 olan gösterge tahvilin bileşik faizi de işlem bazında yüzde 9.13'e kadar yükseldi.

Reuters'e konuşan üst düzey bir bankacı, "Haber doğru çıkmayabilir, ancak yine de piyasanın yükselmesine bu haber neden oldu" yorumunu yaptı.

ÇONGAR KÖŞESİNE TAŞIDI

Yasemin Çongar, yazısında, özetle şöyle diyordu:

Mehmet baransu'nun kulağı kesiktir, kaynakları sağlamdır. Dün akşam üstü yine önemli bir 'bilgi' ile geldi büroya:

“AKP'ye karşı yeni bir kapatma davasının hazır olduğunu işittim. Davayı bu cuma bile açabilirlermiş.”

Bütün günü Başbakan'la birlikte Anayasa değişikliği paketi üzerinde çalışarak geçiren üst düzey bir hükümet yetkilisi, “Partiniz hakkında yeni bir kapatma davasının çok yakında açılmasını bekliyor musunuz” dediğimde şu cevabı verdi:

“Dört beş aydır böyle bir hazırlık olduğunu herkes gibi biz de duyuyoruz, zaten gazeteler de yazdı. Başsavcı da, malum, 'Onlar hissederler' diye keramet buyurdu. Şu anda böyle bir şey beklemiyoruz ama Başsavcı elinde bu yetki varken akşamdan sabaha dava açabilir.”

Aynı yetkili “AKP hakkında bir kapatma davası açılmasının çok yanlış olacağını ilgili çevrelere ilettiklerini” de söyledi; buna karşın son günlerde “kapatma yönünde hızlı bir hazırlık duyumu almadıklarını” özellikle vurguladı.

Ama ben bir kaynaktan “Cuma günü dava açılabilir” bilgisini aldığımızı aktarınca, “Bu işler hep cumaları oluyor zaten, borsayı düşünüyorlar herhalde” demekten de geri durmadı ve ekledi:
“Kapatma davası olmaz mı? Oldu, oluyor, olacaktır...”

Bu hükümet yetkilisinin “Eli kulağında bir davayı duymadık, ama duyarsak da şaşırmayız” anlamına gelen sözlerinden sonra, AKP'nin ileri gelen bir başka ismine “bilgi”yi aktarıp benzer sorular sordum. Aynen şöyle dedi:

“Maalesef bu anormallikler Türkiye'de normal hale geliyor. Her an her şey olabiliyor. Çünkü bazılarında demokrasi mevhumu, izan, vicdan söz konusu değil. Önceki kapatma davasını hatırlamıyor musunuz?”

Aynı yetkili, yeni bir kapatma davasının nasıl sonuçlanabileceği ve AKP'nin buna ne tepki verebileceği konusunda ise şunları söyledi:

“Diyelim ki partiyi kapattılar. Eskiden ne olduysa o olur. Yeni bir parti kurulur. Ve devlet adına millet üzerinden değil, millet adına siyaset yaptığımız için de, yine milletin desteğini alırız.”
Sonra sözü Başbakan Erdoğan'ın konumuna getirdi:

“Kapatma davası açmakla ya da parti kapatmakla siyasi bir sonuç alamayacaklarını bilirler. Ama bunların ümidi Tayyip Erdoğan'ı yasaklamak olabilir. Bu yolla partinin oylarını düşürmek isteyebilirler. Ak Parti yine de tuz buz olmaz. Tayyip Bey'in itici gücünü, parti her koşulda hisseder. Biz zaten, kendisi yasaklıyken iktidar olduk. Suyu tersine çeviremezsiniz.”



"(...) Bütün günü Başbakan'la birlikte, Anayasa değişikliği paketi üzerinde çalışarak geçiren üst düzey bir hükümet yetkilisi, "Partiniz hakkında yeni bir kapatma davasının çok yakında açılmasını bekliyor musunuz?" dediğimde, şu cevabı verdi: "Dört beş aydır böyle bir hazırlık olduğunu herkes gibi biz de duyuyoruz, zaten gazeteler de yazdı. Başsavcı da, malum, 'onlar hissederler' diye keramet buyurdu. Şu anda böyle bir şey beklemiyoruz ama Başsavcı, elinde bu yetki varken akşamdan sabaha dava açabilir." Aynı yetkili, "AKP hakkında bir kapatma davası açılmasının çok yanlış olacağını ilgili çevrelere ilettiklerini" de söyledi; buna karşın, son günlerde, "kapatma yönünde hızlı bir hazırlık duyumu almadıklarını" özellikle vurguladı.

Ama ben, bir kaynaktan "Cuma günü dava açılabilir" bilgisini aldığımızı aktarınca, "Bu işler hep cumaları oluyor zaten, borsayı düşünüyorlar herhalde" demekten de geri durmadı ve ekledi: "Kapatma davası olmaz mı? Oldu, oluyor, olacaktır..." Bu hükümet yetkilisinin "Eli kulağında bir davayı duymadık ama duysak da şaşırmayız" anlamına gelen sözlerinden sonra, AKP'nin ileri gelen bir başka ismine aynı "bilgi"yi aktarıp benzer sorular sordum.

Aynen şöyle dedi: "Maalesef bu anormallikler Türkiye'de normal hale geliyor. Her an her şey olabilir. Çünkü bazılarında demokrasi mevhumu, izan, vicdan söz konusu değil, önceki kapatma davasını hatırlamıyor musunuz?" Aynı yetkili, yeni bir kapatma davasının nasıl sonuçlanabileceği ve AKP'nin buna ne tepki vereceği konusunda ise şunları söyledi: "Diyelim ki partiyi kapattılar. Eskiden ne olduysa o olur. Yeni bir parti kurulur.

Ve devlet adına millet üzerinden değil, millet adına siyaset yaptığımız için de, yine milletin desteğini alırız." Sonra sözü Başbakan Erdoğan'ın konumuna getirdi: "Kapatma davası açmakla ya da parti kapatmakla siyasi bir sonuç alamayacaklarını bilirler. Ama bunların ümidi Tayyip Erdoğan'ı yasaklamak olabilir. Bu yolla partinin oylarını düşürmek isteyebilirler. AK Parti yine de tuz buz olmaz. Tayyip Bey'in itici gücünü, parti her koşulda hisseder. Biz zaten, kendisi yasaklıyken iktidar olduk. Suyu tersine çeviremezsiniz." Bu konuşmalardan sonra, yazının başına oturdum. Taraf yazıişlerinde karar verdiğimiz üzere, Baransu'ya ulaşan istihbaratı şimdilik bir "iddia", bir "duyum" olarak dikkatinize sunup, bu konudaki ilk tepkileri hükümet kulisinden aktarmak için... İstihbaratın "yanlış" çıkacağını ve hayırlı cumanın hayırsız bir dava haberi getirmeyeceğini umarak."



Vatan