Danıştay 10. Daire, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı imzasıyla çekilmesi kararının iptali istemiyle açılan davayı dün reddetti. Kararın gerekçesinde, “TBMM, sözleşmenin onaylanmasını uygun bulurken, feshedilebilmesi hususunda Cumhurbaşkanına sözleşmeyi feshetme yetkisini de verdiğinde tereddüt bulunmamaktadır” denildi. Kadına ve aile içi şiddeti önlemeye yönelik 6284 sayılı Kanun’un düzenlendiği ve hayata geçirildiği belirtilen karar, ikiye karşı üç oyla alındı.

Söz konusu karara siyasiler, yurttaşlar ve kadın örgütleri tepki gösterdi. Bir tepki de Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu'ndan (TÜBAKKOM) geldi. Yapılan açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine ilişkin 19.03.2021 tarih ve 3718 sayılı Cumhurbaşkanı kararına karşı açılan iptal davalarına ilişkin olarak Danıştay 10. Dairesi'nin oy çokluğuyla vermiş olduğu ret kararı siyasallaşmış yargının demokratik hukuk devletine vurmuş olduğu en ağır darbelerden biridir. Zira artık ortada bir güçler ayrılığı rejimi değil, çoğulculuğu dışlayan, tekleştirici, otokratik güçler birliği rejimi hüküm sürmekte, bu karar da bunu ifşa etmektedir" ifadelerine yer verildi.

"ANKARA’DA YARGIÇLAR YOKSA..."

Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:

"Söz konusu karar, Türkiye’de kadın mücadelesinin en önemli dayanaklarından biri ve kadınların her türlü şiddete karşı koruma kalkanı olan İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlükten kaldırırken aynı zamanda Anayasayı da ayaklar altına almıştır. Lakin bu karar Anayasamızın 90. ve 104. maddeleri yok sayılarak, yasama makamı olan TBMM tarafından onaylanarak uygun bulunmuş kanun hükmünde bir temel insan hakları sözleşmesinden Yürütmenin kararı ile çekilmenin önünün açılması demek olacaktır ki; bu, milletin iradesinin gasbı ile milli iradenin tek kişinin keyfiyetine teslim edilmesi demektir. Yürütmeye tanınan bu yargı denetiminden yoksun, sınırsız takdir yetkisi, başta kadınlar olmak üzere tüm yurttaşların kişi hak ve özgürlüklerini, hukuk güvenliğini ortadan kaldırmaya yönelik ağır bir hak ihlalidir.

TÜBAKKOM olarak her koşulda demokratik hukuk devletini savunmaya devam edeceğimizi, İstanbul Sözleşmesi'nden ve kadın hakları mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi kamuoyuyla bir kez daha paylaşıyor ve bir kez daha hatırlatıyoruz 'Ankara’da yargıçlar yoksa Türkiye’nin 81 ilinde ülkenin mağdur kadınlarını savunacak avukatlar var.'"

İZMİR BAROSU'NDAN YAPILAN AÇIKLAMA İSE ŞÖYLE;


-

"Sayın Yargıçlar;

Sizlere sesleniyoruz.

İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın iptali istemini reddeden sizlere... 

Sizlere sesleniyoruz.

Bir büyük sessizlikle karanlığın sürmesinde payı olanlara.

Siz hiç utandınız mı?

Biz utanıyoruz.

Her gün, her dakika, her saniye utanıyoruz.

Sokakları kadın cinayetinden bir ülkede yurttaş olmaktan,

Şiddete dur diyen kadınlara gaz bombaları ve plastik mermilerle verilen yanıttan,

Herkesin bildiği ama görmezden geldiği bir şiddet sarmalında yaşamaktan,

Öldürülen kadınsa ; hiç yaşamamış, adı duyulmamış, var olmamış gibi davranılmasından,

Sıradan kötülüğümüzün sürgit bir karanlık yaratmasından,

Kurtarabilecekken katledilmesine sessiz kalınmasından,

Görmemekte, duymamakta, fark etmemekte ısrar edilmesinden,

Ölmekte olanın değil, failinin korunmasından,

Yaşamak istiyorum haykırışıyla ölüme giden bir kadının çığlıklarından,

Erkeklerin yarattığı vahşet, nefret ve öfkeden;

Utanıyoruz!

Vereceğiniz kararla ya bizi, kendinizi, bu ülkenin özgür ve eşit yaşam isteyen tüm bireylerini büyük bir utançtan kurtaracak ya da devam eden karanlıktan siz de sorumlu olacaktınız.

Tek adam karanlığı ile mücadele etmek yerine, ona teslim olarak bu hukuksuzluğa ortak oldunuz.

Anlaşılan o ki, siz hiç utanmıyormuşsunuz."