HaberTürk'ten Enis Yıldırım'ın haberine göre; Trabzon'da yaşayan ve eşini kaybeden bir çocuk annesi N.Y., 2004 yılında bir kömür firmasında çalışırken Ö.D. ile tanıştı. N.Y., eşinden boşandığını söyleyen Ö.D. ile aşk yaşamaya başladı. Trabzon'da bir ev kiralayan çift, bir süre sonra imam nikahı kıydı. Ö.D. nikah akdi olarak iki ev ve 100 gram altın şartını yazarak imzaladı. N.Y.'nin sık sık resmi nikah isteğini Ö.D., çeşitli bahaneler sunarak geçiştirdi. 14 yıl sonra kandırıldığı fark eden N.Y., Ö.D.'nin Erzincan'da evli olduğunu anladı. Ailesinin kendisine sırt çevirdiğini ileri süren N.Y. ile Ö.D. arasında sık sık tartışma çıkmaya başladı. Ö.D., iki yıl önce N.Y.'yi terk etti.

NİKAH AKDİNİ DELİL OLARAK SUNDU

N.Y.adlı kadın, mahkemeye başvurarak maddi ve manevi tazminat istedi. Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne avukatı Öznur Türkmen Özderya aracılığıyla başvuran kadın, imam nikahlı eşi Ö.D.'nin iki ev ve 100 gram altın şartı koşulan imzalı nikah akdini mahkemeye delil olarak sundu. N.Y. dava dilekçesinde Ö.D.'nin kendisine uzun yıllar dul olduğunu söylediğini belirterek, kandırıldığını ileri sürdü. N.Y. dilekçesinde yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Yanında çalışan kişi ve onun eşiyle birlikte beni ailemden istedi. Çocuklarının hazır olmadığını, işlerinin yoğun olduğunu belirterek, eski eşinin akrabası olduğu için biraz beklememiz gerektiğini söyledi. Ben de kendisine inandım. Beni hep oyaladı. Sonrasında imam nikahı kıydı ve resmi işlemleri başlattığını söyledi. Yıllar sonra evli olduğunu öğrendim ve aramızda huzursuzluk çıktı. Ailem ise babam öldükten sonra veraset ilanı çıkardığımız sırada öğrenince, bana sırtını döndü"

MAHKEME DAVAYI REDDETTİ

Hakim, davacı N.Y., davalı Ö.D.'nin evli olduğunu öğrenmesine rağmen nikahsız olarak yaşamaya devam etmesinin bu birlikteliğin evlilik vaadi ile devam etmediğini, davacının evlilik dışı birlikteliği kendi iradesi ile devam ettirdiğini gösterdiği belirtti. Mahkeme, kişinin kendi iradesi çerçevesinde gerçekleşen eylem ve davranışların sonuçlarından kendisinin sorumlu olmasının esas olduğunu kaydetti. Davacının onur, şeref ve saygınlığına yönelik saldırı olduğu gerekçesiyle manevi olarak uğradığı iddia ettiği zarar ile davalının davranışları arasındaki illiyet bağının kurulamadığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verdi.

N.Y. mehir senedinin hukuki geçerliliğinin işleme alınması gerektiğini belirterek, avukat aracılığıyla Samsun Bölge Adliyesi Mahkemesi'ne itirazda bulundu.