Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Başbakanlık Merkez Bina'daki Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, AB'ye üyelik sürecine ilişkin bilgi verdiğini söyledi. Çiçek, ''2010 yılı içerisinde hem İspanya dönem başkanlığında, arkasından Belçika dönem başkanlığında bu alanda daha hızlı mesafe almak istiyoruz'' dedi. Çiçek, Bağış'ın yurt dışında bazı temasları bulunduğunu anımsatarak, ''Başta İngiltere olmak üzere. Ayrıca yurt içinde de yine bu sürecin desteklenmesi ve bilgilendirmesiyle ilgili olarak da bir kısım inanç gruplarıyla yapılmış toplantılar var hafta sonunda. Onlarla ilgili bilgi sundu'' diye konuştu.

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın da kamu görevlilerinin sendikal ve demokratik haklarıyla ilgili Abant'ta yapılan bir toplantıya ilişkin bilgi verdiğini anlatan Çiçek, şöyle konuştu: ''Sayın Başbakanımızın hafta sonu Katar'a yaptığı ziyaret var. Bu önemli bir ziyaret. Hem oradaki toplantılar hem de Katar yetkilileriyle yaptığı toplantılar ki bunun özünde ikili ilişkiler özellikle ekonomik alanda, Türkiye'ye körfez sermayesinin transferi bakımından bu ziyaretler önem arz ediyor. Bir kısım ortak yapılacak işler var. Bu çerçevede yapılan toplantılar ve görüşmelerle ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi verildi. Bazı kanun tasarıları var idi. Onlar bir değerlendirme konusu yapıldı. Nihayete ermediği için o konularda bilgi vermeyeceğim. Önümüzdeki Bakanlar Kurulu toplantısından sonra belki onları açıklama imkanımız olacak. Ayrıca iç ve dış gelişmelerle ilgili bir değerlendirme yapılmıştır.''

Edirne'de sel

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. ''Edirne'deki sel ile ilgili bir değerlendirme yapılıp yapılmadığına'' ilişkin bir soru üzerine Çiçek, ''Bugün Bakanlar Kurulu'nda görüşmedik'' diye konuştu.
Kendisinin, dün Edirne Valisi'ni aradığını belirten Bakan Çiçek, Afet ve Acil Durum Başkanlığı'nca Edirne ve muhtemel yerleşim birimleriyle ilgili gerekli çalışmaların yapıldığını dile getirdi. Valiliklerle yakın temas içinde olduklarını anlatan Bakan Çiçek, yapılacak işler ve alınacak tedbirler konusunda zaten çalışıldığını bildirdi. Geçen hafta da Antalya'da bir sel yaşandığını anımsatan Bakan Çiçek, konunun ilgili birimlerce yakından takip edildiğini kaydetti.

CHP'nin İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında gensoru önergesi vereceğinin hatırlatılarak, yöneltilen soruya da Çiçek, şu karşılığı verdi: ''Gensorunun içeriğini bilmiyorum. Ben de ajanstan ve dünkü açıklamalardan anlıyoruz ki böyle bir gensoru önergesi verilecek. Böyle bir gensorunun içeriği nasıl doldurulacak bilmiyorum. Bilmeden bir değerlendirme yapmak da en azından eksik olur diye düşünüyorum. Basına yansıyan şekliyle söylemek gerekirse, gensoru önergeleri çok önemli önergelerdir. Eğer bu denetim mekanizması, içi iyi doldurulmadan gerçekten çok haklı, çok doğru sebeplere dayanmadan verildiği taktirde bu denetim müessesesi de aşınmış olur. Eğer Habur ile ilgiliyse, yazılanlardan ajanslardan öyle anlaşılıyor, o olay olalı 4 ay oldu. Olay sıcaklığını sürdürürken bu tür önergeler verilir. Olay sıcaklığını sürdürürken genellikle bu tür önergeler verilir. 4 ay geçtikten sonra basındaki bir kısım haberlere bakılarak veriliyorsa, yani hukuken sorunlu birisinin, sorunlu açıklamaları üzerinden bu türlü beyanlar gündeme getirilecekse, yani 'biri attı, biri tuttu' gibi bir manşette var bugün, bu hakikaten gensoru önergesinin, önemiyle, ciddiyetiyle bağdaşır bir durum olmaz. Ama içeriğini bilebilirsek ona karşı da ne diyeceksek zaten, hükümet olarak veya ilgili bakanlık olarak o gün Meclis'te bunları değerlendirmiş olacağız. Ama şunu açıkça ifade etmek isteriz. Türk yargısı bağımsız bir yargıdır. Buna her defasında vurgu yapıyoruz. Yargıyı zan altında bırakacak, töhmet altında bırakacak hiçbir beyanı biz doğru kabul etmeyiz, bu doğru değildir. Türkiye'nin hakimleri ve savcıları gerçekten canını dişine takarak bu ülkede görev yapıyorlar. Özellikle bu türlü bölgelerde, kamu düzenini tesis etmeye, yasaları uygulamaya, suç işleyen varsa bunları hukuk çerçevesinde yargılamaya çalışıyorlar. Bunların moralini bozacak, zan altında bırakacak değerlendirmeler fevkalade yanlış olur. Hele hele bu değerlendirmelerin temelinde hukuken sorunlu ve sorumsuz birinin beyanı söz konusu olacaksa bunun üzerinde ayrıca durmakta da fayda var.''

'Bu YÖK'ün konusu'

Bir gazetecinin, ''YÖK, Danıştay'ın katsayı kararına itiraz etti. Bir süreç var. Bir belirsizlik ortamı var. Bu konuda bir değerlendirmeniz oldu mu?'' sorusuna Çiçek, şu değerlendirmeyi yaptı: ''Hayır. Bu YÖK'ün konusu, YÖK ile Danıştay'ın arasında bir konudur. Dolayısıyla Danıştay bir karar vermiştir, YÖK de bu Danıştay'a karşı itiraz hakkını kullanmıştır. Bu itiraz sonucunda Danıştay ne karar verecek bunu bilmiyorum, bu kararın sonucunda YÖK ne karar verecek onu da bilmiyoruz. Ama özellikle sınav sürecinin başladığı, insanların heyecanlarının yükseldiği bir dönemde bu türlü belirsizliklerin de ortadan kaldırılması gerekir. Bu öğrencilerin belli bir baskı altında tutulması da doğru değildir. O nedenle YÖK ve Danıştay arasındaki bir mesele bu, sonuçta nasıl bir karar verilecek hep beraber bakacağız ve göreceğiz.''

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın inanç guruplarıyla görüşmesinde öne çıkan konuların neler olduğu ve Ruhban Okulu'nun açılması konusunun sorulması üzerine Çiçek, bu konuda hükümet olarak göreve geldiklerinde çok önemli düzenlemeler yaptıklarını söyledi. Bunların başında Vakıflar Kanunu dahil, çok önemli adımlar atıldığını, yasal düzenlemelerin yapıldığını kaydeden Çiçek, ''Sayın Başbakanımızın başkanlığında ilk defa Büyük Ada'da bu toplantılar yapılmıştı ondan sonra da bu süreç devam ediyor. Geçen hafta sonu da bu toplantılar yapıldı. Bu toplantılarla ilgili olarak Bakanlar Kurulu'na Sayın Bağış bilgi verdi. Bunların bir kısım talepleri üzerinde zaten biz çalışıyoruz. Bunlar dinlenip, gözardı edilecek konular olarak mütalaa etmediğimiz için ilgili bakan arkadaşlarımız belli çalışmaları yapıyor. Bunların bir bölümü de zaten Türkiye'nin demokratik standartlarının yükseltilmesiyle ilgili çalışmalar çerçevesinde yürütülmektedir. Ruhban Okulu'nun açılması da bu taleplerden bir tanesidir. Başkaca talepler de var. Bunlar değerlendirme konusu, üzerinde çalıştığımız konular'' diye konuştu.

TEKEL işçilerinin süren eylemi çerçevesinde 4-C'nin iptali için Danıştay'a dava açılmasına hazırlanıldığı belirtilerek, bir değerlendirme istenmesi üzerine de Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, ''Biz işçilerimizin mağdur olmaması için üzerimize düşeni yaptığımız kanaatindeyiz. Bu yönde çok açıklamalar oldu. Bu konu gensoru konusuna da konu edildi. Dolayısıyla yeni bir açıklama yok, konu aynı olduğu için. Bugün bu konu üzerinde durmadık'' dedi.

AA