Erzincan'da bir kısım korucunun kendisini arayarak, Kemah'taki teröristlerin Karadeniz'e bilinçli bir şekilde geçirildiğini söylediğini anlatan Savcı Bozkurt, "Korucular, orada bulunan tank tarafından termal kamerayla görüntülendiği halde atış yapmadığını söyledi. Daha sonra o tankın olduğu yerde çalışan bir teğmen bana aynı şeyi söyledi" dedi. İhbarlar üzerine olayı Erzincan valisi, emniyet müdürü ve başsavcıyla paylaştığını belirten Bozkurt, "Olayın Alay Komutanlığı'nı ilgilendirdiğini söyleyen Başsavcı beyin, 'Bunu neden gidip vali ve emniyet müdürüyle paylaştın. Başına bela aldın' şeklinde bir yaklaşımı oldu. İlk başta buradan bir soğukluk oldu aramızda" şeklinde konuştu.

SAVCIYA 17 SORUŞTURMA

Erzincan'da yaşanan garip ve hukuk dışı uygulamalar konusunda incelemeler yaptığı için hakkında 17 ayrı suçlamayla soruşturma açıldığını belirten Bozkurt, "Bu soruşturmalar Adalet Bakanlığı'na bildirilmeden yapıldı. Bu soruşturma yapılırken Jandarma istihbaratın elemanları, tebligat yapılmaksızın insanları evlerinden alarak götürdü. Bu insanların çoğu da asker insanlar. Mesela Recep Gençoğlu. Jandarma komutanı Yılmaz Sandal ve onların emrinde çalışan askerleri aleyhimde tanık olarak kullandılar" dedi. Durumu Adalet Bakanlığı fark edince dosyayı Erzincan savcılarının elinden alarak müfettiş gönderdiğini ifade eden Bozkurt, "Müfettişler, soruşturmalar ve iddialarla ilgili herhangi bir somut bilgi elde edemedi. 17 iddianın 16'sı takipsizlikle sonuçlandı" şeklinde konuştu.

İLİÇ EN UYGUN YER

Ergenekon'un Erzincan yapılanması için görev yaptığı İliç'in çok büyük önem taşıdığını söyleyen Bozkurt, "Görev yaptığım İliç İlçesi terör örgütlerinin geçiş güzergahında. Teröristler, Tunceli kesiminden Karadeniz'e buradan geçiyorlar. Aynı zamanda çeşitli halk kesimlerinin de birarada yaşadığı bir yer. Burada Alevi ve Sünni vatandaşlarımız beraber yaşıyorlar. Dolayısıyla karışıklığa çok müsait bir bölge. Bu nedenle herkesin gözü burada" dedi.

İKİNCİ BAŞBAĞLAR'I YAPACAKLARDI

Görev yaptığı dönemde bölgedeki Ergenekon yapılanmasının Başbağlar katliamına benzer bir çalışma içinde olduğundan şüphelendiğini belirten Bozkurt, "Bunu ilgili kişiler, şüpheliler ifadelerinde beyan ettiler. Soruşturması devam ediyor. Bununla ilgili tutuklamalar oldu. Bir asker tutuklandı. Bunlar somut olan şeyler. O bölge Alevi ve Sünni vatandaşlarımızın beraber yaşadığı bir bölge. Dolayısıyla karışıklığa çok müsait bir bölge. Başbağlar köyü benim çalıştığım yere 15-20 km uzaklıkta. Halka gayri resmi olarak dağıtılan silahlar var. Kimler hangi yetkiyle bu silahları dağıtıyorlar? Bunlar normal savunma silahı değiller. Korucu olmaları için verilen silah değiller. Bunlar uzun namlulu silahlar, füze atan silahlar" diye konuştu.

MÜHİMMAT DAĞITIYORLARDI

Görev yaptığı bölgede Alevi ve Sünni vatandaşların yaşadığı köylere mühimmat dağıtıldığını gördüğünü belirten İliç eski Savcısı Bayram Bozkurt, "Bunu yapanlar, şahısların vermiş olduğu ifadeye göre JİTEM. Onlar jandarma geldi, asker geldi bize verdi diyorlar" dedi. Soruşturma kapsamında bölgede bulunan mühimmatların kendisini haklı çıkarttığını ifade eden Bozkurt, "Sadece köy muhtarında değil birçok yerde verilmiş mühimmat olabilir" dedi.

JANDARMA GELMEDİ

Erzincan'daki Ergenekon yapılanmasını fark ettikten sonra resmi makamlara yazılar iletmiş olmasının bazı kesimler tarafından fark edildiğini belirten Bozkurt, "Bunun akabinde peşime birkaç tane istihbaratçı takıldı. Sürekli beni takip ediyorlardı. Onlardan biri Şenol Bozkurt" dedi. O dönemde Kemah'ta kimliği belirsiz kişiler tarafından, uzun namlulu silahlarla önünün kesildiğini söyleyen Savcı Bozkurt, "Kemah İlçesi Tuzladeresi mevkiinde arabam kurşunlandı. Bu saldırıdan şans eseri kurtuldum. Ancak saldırı sonrası olay yerine o bölgeden sorumlu kolluk kuvveti de gelmedi" dedi.

İfadelerini değiştirseler de artık anlamı yok

Gizli tanıkların üzerinde ne kadar baskı olduğunu artık bütün basın yayın organlarının yazdığını söyleyen İliç eski Cumhuriyet Savcısı Bayram Bozkurt, "Sürekli birileri tarafından farklı ifade vermeleri ve ifadelerini geri çekmeleri isteniyor. Bu suçtur. Yetkililerin harekete geçmesi lazım. Kim bu gizli tanıkları alıp İstanbul'a, Ankara'ya götürüyor. Bu kişiler hakkında yasal sürecin başlaması lazım. Çünkü yürüyen bir soruşturmayı açıkça etkileme çalışması var. Bu gizli tanıklar, yeni atanan savcılar tarafından da şüpheye mahal verilmesin diye ifadeleri alındı. Bu saatten sonra ifadelerini değiştirmelerinin pek bir anlamı yoktur. Çünkü artık basına da çıkmıştır ifadeleri. Dolayısıyla artık biz kandırıldık, şöyle oldu, böyle oldu demelerinin ben artık bir anlam ifade edeceğini sanmıyorum" dedi. Yargılıyı etkilemek gibi bir niyetinin olmadığının altını çizen Bozkurt, gizli tanıklarla ilgili kararın mahkeme tarafından verileceğini sözlerine ekledi.

Gizli tanık Efe ben değilim

Savcıların elinde somut delil olmasa davanın açılamayacağını belirten Bozkurt, "Bazı kesimler tarafından iddianamenin tamamen gizli tanık ifadele-rine dayandırıldığı üzerine yorumlar yapılıyor. Ben buna katılmıyorum. İddianame sadece tanık beyanı üzerine kurulamaz. 13-14 tane gizli tanık var. Vermiş oldukları beyanlar da birbirleriyle tutarlı" dedi. Kendisinin de gizli tanıklar içinde olduğunu iddia edenlerin yanıldığını belirten Bayram Bozkurt, "Ben gizli tanık 'Efe' değilim. İfade vermem için gizli tanık olmama gerek yok. Gerekirse gider ifade veririm" şeklinde konuştu.

YENİ ŞAFAK