Hakim ve savcıların kurduğu yargı örgütleri hakim adayı Didem Yaylalı'nın kurban edildiğini savunarak, "Bu gençler yanında staj yaptıkları yargıç ve savcıların olumlu görüşlerine rağmen daha iyi bir yargı yerine kendi yargılarına kurban edildiler. Biz sadece mesleğe kabulde değil, yüksek puanlarla yazılıyı geçen ancak sözlüde elenen gençlerin de tanığıyız. Hatta üç kez ısrarla elenen haklılığını mahkeme kararlarıyla kanıtlayıp buna rağmen mesleğe alınmayan gençlerin" dedi.

Yargıç Adayı Didem Yaylalı'nın 21 Ağustos 2013 tarihinde intihar etmesinin yankıları sürerken, YARSAV, Yargıçlar Sendikası ve Demokrat Yargı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu önünde ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan YARSAV Genel Sekreteri Leyla Tarhan Köksal, hakim adayı Didem Yaylalı'nın ölümüyle ilgili, "Bu gençler yanında staj yaptıkları yargıç ve savcıların olumlu görüşlerine rağmen daha iyi bir yargı yerine kendi yargılarına kurban edildiler"dedi. Yaylalı'nın gerçekten hasta olmasına karşın doktor imzası olmayan rapor nedeniyle haberi olmaksızın hakkında soruşturma yürütüldüğünü ve mesleğe kabul edilmediğini anlatan Köksal, hukuk mücadelesi sonunda hayatına son verdiğini belirtti.

Yargıç ve savcılara gözdağıydı
Yaylalı'nın yaşadığı sıkıntıları yaşayan başka isimler de olduğunu ifade eden Köksal, "Biz sadece mesleğe kabulde değil, yüksek puanlarla yazılıyı geçen ancak sözlüde elenen gençlerin de tanığıyız. Hatta üç kez ısrarla elenen haklılığını mahkeme kararlarıyla kanıtlayıp buna rağmen mesleğe alınmayan gençlerin" diye konuştu.
Yaylalı'nın hikayesinin bir yargıç ve insan hikayesi olduğunu belirten Köksal, Yaylalı'nın yaralarını saramadığını, mesleğe kabul edilmeme kararını babasına söyleyemediğini ifade etti.

Yüksek puanlarla yazılı sınavı geçen ancak sözlü sınavda elenen hakim ve savcı adaylarının tanığı olduklarını dile getiren Köksal, "Her nasılsa sözlüyü geçenlerden kurban seçilen Didemler, Tolgalar ve Nebiler diğerlerine bak sizde böyle olursunuz diyerek göz dağı olarak kullanıldı. Bu tüm yargıç ve savcılara gözdağı idi. Biz artık kadrolaşma hırsının gözleri kör ettiği insan unsurunun hiçe sayıldığı, kendinden olmayanın lanetlendiği bu yapının değişmesini istiyor, daha insancıl bir yargı için kamuoyunun duyarlılığını bekliyoruz" diye konuştu.