Ulusal Yargı Ağı Projesi, 2005 yılında faaliyete girdikten sonra, adli ve idari yargı birimleri için, kolaylaştırıcı rol oynuyor. Yaygın bilinen adıyla UYAP, yargı mensuplarının iş yükünü azaltmasının ve dava süreçlerinin hızlanmasını sağlamasının yanı sıra, kişisel verilerin güvenliği tartışmasına da sebep oluyor.

Öyle ki, bir davada yargılanan sanığın, yargılandığı davayla ilgisi olmayan tüm adli geçmişi, UYAP sistemi sayesinde, yargıçlar ve savcılar tarafından görülebiliyor. Independent Türkçe'den Can Bursalı'nın haberine göre; Bu durum da yargılama sürecinde tarafsız olması gereken yargıcın, sanık hakkında kanaat oluştururken etkilenmesine ve davaya önyargıyla yaklaştığı konusundaki endişelerini ortaya çıkarıyor. 

Suç kaydı nedeniyle HAGB uygulanmadı ama sanığı sabıkası yok

"Görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla yargılanan avukat Efkan Bolaç'ın aldığı 7,5 aylık hapis cezasında, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 231. maddesinde yer alan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) hükümlerinin uygulanmaması, yargıçların UYAP sisteminden sanığın tüm adli geçmişini görmesi nedeniyle tarafsız davranmadıkları yönündeki kaygıyı haklı çıkarıyor. 

26 Kasım 2015'te 7,5 ay hapis cezası alan ve dosyası şu anda Yargıtay'da bekleyen Bolaç için HAGB hükümlerinin uygulanmamasına gerekçe olarak mahkemenin kararında şu ifadeler kullanıldı:

"Sanığın birçok suç kaydı olması nedeniyle bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde olumlu kanaat oluşmaması nedeniyle, sanık hakkında CMK'nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına..."

Oysa, avukat Efkan Bolaç'ın hiçbir sabıka kaydı bulunmuyor. Mahkeme, Bolaç hakkında geçmişte yürütülen ve henüz kesin bir sonuca bağlanmamış soruşturmaları UYAP sisteminde görüyor.

Bolaç'a verilen cezada, 'masumiyet karinesi' ilkesi de hiçe sayılıyor ve geçmişteki soruşturma kayıtlarının hükümmüş gibi değerlendirilmesiyle HAGB hükümleri uygulanmamış oluyor. 

Kanun, "Sabıkasız olmalı" diyor

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını düzenleyen 231. maddesinin 6. fıkrasında ise şu ifade yer alıyor:

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; 

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması...

Avukat Dağ: 'Şüpheden sanık yararlanır' ilkesini terse çeviriyor

Doktora tezinde "Ceza Yargılamasında Kişisel Verilerin Delil Olarak Kullanılması" konusunu işleyen avukat Güray Dağ, UYAP'taki geçmişe yönelik verilerin yargıçlar üzerindeki etkisini değerlendirdi.  

Avukat Doktor Güray Dağ, UYAP sisteminin kullanılmaya başlandığı 2005 öncesinde de, mahkemelerin yargılamaya başlamadan hemen önce sanıkların sabıka kaydı istemesi nedeniyle yargıçların tarafsızlığını yitirdiği tartışmalarını hatırlatarak söze başladı: 

"Yargılamanın daha başında sanığın sabıka kaydını istenmesi, yargıçların tarafsızlığına gölge düşürüyor ve sanığa önyargıyla bakmalarına yol açıyor. Bu nedenle yargıç tüm yargılama boyunca objektiflikten uzaklaşıyor. Esasen sanığın sabıka kayıtları, davanın son aşamasında, hüküm kurulmadan önce dosyaya konulmalı. Sabıka kaydının yargılamanın en başında dosyaya konulması 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesini de tersine çeviriyor ve yargıcın şüpheli her durumu sanık aleyhine yorumlamasına yol açıyor."

"Hakim ve savcıların tüm kayıtlara erişebiliyor olması sakıncalı"

Şu andaki uygulamada, yargılamaya başlanmadan önce sanığın sabıka kaydının istenmesinden de vahim bir durumun olduğunu ifade eden Dağ, "Bir soruşturma nedeniyle soruşturma yürüten cumhuriyet savcılarının veya kovuşturma aşamasında hakimlerin, önlerindeki soruşturma veya kovuşturma konusu olayla ilgisi olmayanlar da dahil olmak üzere şüpheli veya sanığın geçmişteki tüm suç kaydının tamamına erişebiliyor olması, kişisel verilerin gizliliği bağlamında da ciddi bir sakınca doğuruyor." dedi. 

"Anayasa'nın 20. maddesine aykırı"

Adli Sicil Kanunu'nun 13. maddesindeki "Bir suça ilişkin soruşturma ve kovuşturma kapsamında adli sicil ve arşiv kayıtlarında; mahkeme, hakim ve cumhuriyet başsavcılığı doğrudan doğruya, kolluk ve diğer kamu kurum ve kuruluşları Adalet Bakanı'nın onayı ile sorgulama yapabilirler" hükmünü de hatırlatan Dağ, şunları söyledi:

"Kanundaki bu düzenleme, kişisel verilerin kolluğa, idareye veya yargı makamlarına karşı gerektiği kadar hassas bir koruma olmadığını gösteriyor. Kanunun bu geniş yetkisi sayesinde, kolluğun ve yargı makamlarının, şüpheli veya sanıkların kişisel verilerine sınırsız bir şekilde ulaşmasına imkan veriyor. Bu durum da anayasanın 20. maddesinde temel bir hak olarak düzenlenmiş olan kişisel verilerin korunması hakkına aykırı."

"Hak ihlallerine yol açıyor"

Avukat Doktor Dağ, geçmişteki ve mevcut uygulamaların çok sayıda hak ihlaline yol açtığını belirtti ve şu ifadeleri kullandı:

"Bir yargılamanın son evresinde sanık hakkında hüküm kurulurken, CMK'nın 231. maddesindeki HAGB hükümlerinin, TCK'nın 62. maddesindeki iyi hal hükümlerinin ve TCK'nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında sanığın sabıka kaydına bakılması gerekir. Ancak daha davanın başında, ne yazık ki sanığın sadece sabıka kaydı değil, henüz soruşturması devam eden veya takipsizlikle sonuçlanmış suç kayıtları dahi dosya içine alınıyor. Dolayısıyla, hüküm aşamasından önce yargıçların UYAP sisteminden sanığın kişisel verilerine erişebilmesi, hem kişisel verilerin gizliliği hakkının ihlaline hem masumiyet karinesinin ihlaline hem de adil yargılanma hakkının ihlaline yol açıyor."