Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Barosu tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Ceza Adaleti ve İnsan Hakları Konferansı' Görükle Kampüsü Mete Cengiz Konferans salonunda gerçekleştirildi.

Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Doğan Şenyüz'ün oturum başkanlığını yaptığı ilk konferansta; 'Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlık" konusu ele alındı.

HAKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU, KURUMU GEÇMİŞTE BABALARININ MALI GİBİ KULLANILIRDI

Emekli Yargıtay savcısı Avukat Ahmet Gündel de, yasama yürütme ve yargı ayrımının da kendi başına yargının bağımsızlığı açısından çok önemli olduğunu belirterek, "Eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Adalet Bakanı, Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Yargıtay'dan 3, Danıştay'dan da 2 olmak üzere 7 kişiden müteşekkil idi. Burada Yargıtay'a bir üye seçimi yapılacaksa Yargıtay'dan gelen 3 üye etkili oluyor, Danıştay'a üye seçilecekse Danıştay'dan gelen iki üye etkili oluyordu. Bu nedenle dışarıdan bu kurullara gelmek isteyen yargıç ve savcılar, oralarda görev yapmak isteyen savcı veya yargıçlarda Yargıtay ve Danıştay'ın kapısını aşındırıyor ve onların desteğini almak için çaba harcıyordu. Bu da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na korkunç bir bağlılığa neden oluyordu. 30 tane üyenin 5'ini bakanlık, geri kalan 25 kişiyi ise 3'ü arasında paylaşarak bu üyelik kontenjanı sanki bu kurul üyelerinin babalarının malı gibi, hemşehrilerine, komşularına, akrabalarına, siyasi yandaşlarına, dindaşlarına, meslektaşlarına bunu dağıtıyorlardı. Geçmişte yargı bu şekilde şekillendirilmişti." dedi.

Bu yeni kurulun geçmişe göre biraz daha olumlu olduğunu belirten Av. Ahmet Gündel, bağımsızlığın hakim ve savcısını dış etkenlerin ve kendi vicdanı ile karar vermesi olduğunu belirtti. Yargıdaki tarafsızlık konusunda asıl sıkıntının Türkiye'deki kutuplaşmalardan dolayı tarafsızlık konusunda asıl sıkının görüldüğünü anlatan Av. Ahmet Gündel; "Amaç tarafsızlık, bağımsızlık değil. Ama biz geçmişte de bu tarafsızlığı sağlayamadık. Bu kurula olumsuz bakmak doğru değil. Ama Türk toplumunda ki ideolojik bölünmüşlük nedeniyle bu tarafsızlığı yakalayamadık. Bizde yargı bağımsız ama yargının tarafsızlığı konusunda ki şeyleri tartışıyoruz." Türkiye'de ki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun şuanda çok iyi durumda olduğunu belirten Av. Ahmet Gündel asıl sıkıntının insanların ideolojilerinden kaynaklandığını sözlerine ekledi.

YANGININ, CUMHURİYETİ ve LAİKLİĞİ KORUMAK GİBİ BİR GÖREVİ YOK

Bu gün eleştirirken geçmişin hatırlanılması gerektiğini anlatan Av. Ahmet Gündel, "Geçmişte seçilmiş bir hükümeti kapatmak için seçilmiş üyeler vardı. Falanca, filanca partiyi kapatma taahhüdü ile Yargıtay başsavcısı olanlar var bu ülkede. Geldiklerinde de düğmeye bastılar. Asker ve yüksek yargı organları, Cumhurbaşkanı, üniversiteler ve Yök ile bazı sivil toplum örgütleri hükümetleri çalışamaz hale getirdi. Tarafsız bir yargının yapmaması gerekenler yapıldı bu ülkede. Yüksek Yargı organları sürekli meşru iktidarlara karşı bildirilen yayınladılar. Yargının cumhuriyeti, laikliği, şunu bunu gibi korumak gibi bir görevi yoktur. Anayasada ne yazıyorsa görevi o dur. Yargı bu kavramları paravan kılarak Türkiye'de ideolojik ve askeri vesayetin bir aracı oldu. Çok uzun yıllardan beri Yargıtay ve Danıştay'da ideolojik kadro oluşturuldu. Yüksek yargıdaki bu siyasallaşma yerele de yansıdı. Her gün basının önüne çıkarak açıklamalar yaptı." şeklinde eleştiride bulundu.

Bu günde yargıda sorunların olduğun anlatan Av. Ahmet Gündel, geçmişte yargının bir taraf olduğu gibi bu günde başka bir taraf olduğunu belirterek, geçmişe karşı çıktıkları gibi bu günde yapılan yanlışlara da karşı çıkacaklarını söyledi. Baroların siyaset yapmalarını da hoş görmediklerini anlatan Av. Gündel, "Avukatlar güce karşıdırlar ama avukatlar aynı zamanda demokrasinin de yanında olmalı. Çünkü demokrasi yoksa avukatlarda yok. Seçilmiş hükümetleri ortadan kaldırmaya kalkışıyorlarsa, avukatlar bunun karşısında olması gerekir. 'Bir ülkenin askeri yargılanıyorsa, suç işleyenler yargılanıyorsa o ülkede demokrasi var' demektir. Bu nedenle barolar sadece gücün değil, haksızlıklarında karşısında da olmalıdır." şeklinde sözlerini tamamladı.





Cihan