Türkiye’de yaşanan olaylar o kadar çirkin ve sıra dışı ki, akıllı ve mantıklı bir açış açısı ile yorumlamak mümkün değil.
Ancak sıra dışı yorumlarla çözümlenebilir.
Belki de, bu suretle yeni yıla biraz da gülümseyerek girebiliriz.
 
DIŞ BAĞLANTI
 
Yöneticilere kadar uzanan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının dış bağlantılı olduğu iddia ediliyor.
Gerçekten doğru.
Yolsuzluk operasyonları dış bağlantılı.
Deniz Feneri yolsuzluğu Almanya’da meydana çıktı.
Son günlerin altın kaçakçılığı ve rüşvet olayları, Rusya’nın ihbarı ile anlaşıldı.
 Şimdi, bunlarda dış bağlantı yok diyebilir misiniz.
 
RÜŞVET VE REKLAM
 
Yolsuzluk ve rüşvet o kadar yaygın hale geldi ki, artık kendisi değil de, miktarı konuşulmaya başlandı. Reklamın kötüsü olmazmış.
Nasıl mı ?
Baskıcı ve demokrasi dışı yöntemlerle yönetilen bir ülkede, bir iş adamı, Başkan’ın karısının kulağına eğilmiş : “Madam” demiş. “Şu ihaleyi bana verirseniz size 100.000 dolar veririm ve hiç kimseye söylemem.”
Başkanın karısı cevap vermiş : “200.000 dolar ver ve herkese söyle”.
 
ÇELİŞEN KARARLAR
 
Her yerde, her zaman çifte standarttan, çelişen kararlardan yakınılır. Hele bu kararlar, bir de yargı organları tarafından verilirse, yakınmalar daha da artar.
Bir ülkede, Başkanlarına “Hırsız” diye hakaret  eden kişiler mahkemeye verilmişler. Mahkemelerden biri “Herkes tarafından bilinen bir hususun söylenmesi hakaret teşkil etmez” diye beraat kararı vermiş.
Diğer mahkeme ise sanıkları “Başkana hırsız diyerek Devlet sırrını açığa vurmaktan” mahkum etmiş.
 
SEÇİM
 
Hep, son sözün seçimlerde olduğu, en önemli şeyin seçim olduğu söyleniyor ama seçimlerin niteliği hakkında konuşulmuyor.
Baskıcı bir rejimin hüküm sürdüğü bir ülkede, devlet televizyonu bir hırsızlık olayını anlatıyor : “Dün akşam Başbakanlığa giren ve kimliği belirlenemeyen kişiler, değerli bazı eşyaların yanı sıra, bir kasayı da çaldılar. Kasada gelecek seçim sonuçları bulunmaktaydı”.
Bilgisayar destekli seçim sisteminde, bilgisayar çalınmadıkça, kasa çalınsa bile bir sorun olmaz.  
 
SEÇİLMİŞ
 
Önümüzdeki günlerde seçimler var. Aday olan, seçilecek olan ve özellikle seçilmiş olanlara sesleniyoruz.
Bir köyde muhtar seçimi sonrasında, köylüler, köy kahvesinde oturuyorlar. Yeni seçilen muhtar, dalgın dalgın uzaklara baktıktan sonra “Şu Allah’ın hikmetine bakın. Daha düne değin ben de sizin gibi alelade bir köylü idim.” Diyor.
 
ADALET
 
Son günlerde yargı ve adalet, ülkemizde tartışılan ve kuşku duyulan konuların başında geliyor.
Neredeyse, bir yarışma programında olduğu gibi sorulacak “Var mısın, Yok musun.”
Rivayet olunur ki; ülkemizden resmi bir heyet, Belçika’ya gene resmi bir ziyaret için gitmiş. Belçikalılar kendi heyet mensuplarını, bizimkilere tek tek tanıtıyorlarmış : “Turizm Bakanımız, Ticaret Bakanımız” derken sırada olan bir kişiyi de tanıtmışlar : “Denizcilik Bakanımız.” Bizimkiler şaşırarak sormuş “Belçika’da deniz var mı ki, Denizcilik Bakanı olsun.” .
“Eee, olsun demişler, siz de de Adalet Bakanı var.”
 
Bir atasözümüz var ya “Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına.”
Varın siz bir sonuç çıkarın.