Gümüşhane Üniversitesi Araştırma Görevlisi Fatih Uyar, ‘’Hız ve Haz Çağı’’ konulu sunumunda modernleşmenin insanlardan alıp götürdüğü değerler üzerine bir sunum yaptı.

Araştırma Kültür Vakfı (AKV) Trabzon Şubesi’nde konuşan Uyar sözlerine ‘’Her şeyin anlamını yitirdiği ve değersizleştiği bir dönemi yaşıyoruz’’ ifadelerini kullandı. Uyar ’’Allah’ın unutulduğu merkezine insanın konulduğu bir hayat tarzını yaşıyoruz, modernizmin insana öğrettiği bir şey bu. Batı modernizmi inşa ederken her şeyin merkezine insanı ve insanın haz duyduğu şeyleri aldı. Bugün her şeyi çok hızlı yaşıyoruz, Meşakkatli işlerden kaçıyoruz. A’dan Z’ye her alışkanlığımız değişti. Bilgiye kolay ulaşıyoruz; ama o nispette kolay unutuyoruz, internetimizde on saniye gecikme olsa sinir küpü oluyoruz, hızlıca yemek yiyip kalkıyoruz. ‘Hızlı yaşayanların anıları olmaz’ diyor bir kitap. Peki ne oluyor düşünce adamı yetiştiremiyoruz artık. Her şeye anlık ve saniyelik bakıyoruz. Bilgi, iletişim, yaşam tarzımız her şey çok hızlı bir şekilde akıyor. Postmoderizmin bize hediye ettiği bir konu da parçalanmışlık. Bir telefon insanı kaç parçaya ayırıyor, bir şeye odaklanamıyorsun. Bir telefon, mesaj gelse yaptığın işten kopuyorsun. Konsantre olamıyorsun, yaşadığınız şeyden kopuyorsunuz, özetle bazı durumlar karşısında ‘dur’ demesini öğrenmemiz gerekiyor” dedi.

‘’Kanaatkarlığı, şükrü unuttuk’’ diyen Fatih Uyar, ‘’Sürekli kendimizi ihtiyaç halinde görüyor, tüketim odaklı düşünüyoruz. Gösteri ve imaj yüklü bir toplum oluyoruz. Çocuğumuza çikolata beğendiremiyoruz, çok değil bizim dönemimizde çikolataya ulaşmak lükstü. Bir giydiğimizi bir daha giymek istemiyoruz. Bu asırda sürekli güvensizlik pompalanıyor. Baba çocuğuna öğüt verirken ‘Bu zamanda babana bile güvenmeyeceksin’ diyor. Güvensizlik inandığımız değerlerden bile bize şüphe eder noktaya getiriliyoruz. Gösteri imaj odaklı bir toplum olduk. Görsel ve yazınsal medya yoluyla reklamlarla bu algılar kuruluyor. Sosyal medyada tutarsızlıklar içinde bir hayat modeli geliştirmişiz. Her şeyi sosyal medyada çözüyoruz. Akrabamızın cenazesi, hastası olsa o kanalda yazıyor bırakın ziyareti arama gereğinde bile bulunmuyoruz’’ şeklinde konuştu.

Uyar çözüm önerisi sunduğu konuşmasını şöyle tamamladı:

’’Din algılarımız kutlama günlerine hapsedilmiş. Bayramdan bayrama, cenazelerde, evlilik günlerinde, kandillerde mesaj olarak aklımıza geliyor. Bir de şu var Müslümanlar sürekli bir yerlerden yer kapmaya çalışan kişiler olarak gösteriliyor. Nedir çözümü diye kısa bir cümle kuracak olursam; değer merkezli ve sade yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.’’