Hakaret suçunun mağdurunun, belirli veya belirlenebilir kişi olması zorunluluğu bulunmaktadır. Belirli ve sınırlandırılmamış kişi topluluğuna karşı söylenen sözler hakaret suçu kapsamında değerlendirilemez.[1]

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu uygulamasında, tüzel kişiliğe sahip olmayan kişi topluluklarının hakaret suçunun mağduru olabilmeleri için, bu kişi topluluklarının belirlenebilir durumda olmaları gerekmektedir.

Örneğin; bir takımın teknik heyeti, okuldaki bir sınıf, bir okulun öğretmenleri gibi tüzel kişiliğe sahip olmayan kişi toplulukları belirlenebilir ve sınırlı bir topluluk olmaları ve belirlenebilir bir konumda bulunmaları halinde hakaret suçu gerçekleşmiş olacaktır.

Hakaret suçu, belirli veya belirlenebilir bir kişi topluluğuna yönelik olarak gerçekleştirilmiş ise, kişi topluluğunu oluşturan bütün kişilere karşı işlenmiş sayılır ve bu halde ortaya tek bir suç vardır.

Hakaret oluşturan davranışa maruz kalan her kişinin şikâyet hakkı söz konusu olur. Böyle bir durumda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43/2 maddesi uyarınca fail hakkında zincirleme suç hükümleri tatbik edilerek temel ceza artırılır.

Kişi topluluğu çok geniş ve kişisel olarak belirlenemez durumda ise, artık burada hakaret suçunun varlığından söz edilemez.[2]

Örneğin; failin, aynı apartmanda oturan ve uzun süredir aralarında husumet bulunan katılanı kast ederek, “çingene süprüntü atmış” şeklindeki ifadelerinde geçen “Çingene” sözü, Türk Dil Kurumunun Güncel Sözlüğünde “Hindistan'dan çıktıkları söylenen, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan bir topluluk” olarak tarif edilmiş olup, sanığın “çingene” ifadesi ile halen ülkemizde kendilerini “roman” olarak nitelendiren ve Avrupa'dan Türkiye'ye göç etmiş vatandaşlarımızı kast etmesi karşısında; bu sözlerin katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle, hakaret suçunun unsurları oluşmayacaktır.[3]

Örneğin; somut olarak bir avukatı veya avukatları hedef alarak söylenen “avukatlar sahtekârdır” söylemi hakaret kabul edilebilir. Fakat belirli bir meslek grubu için genel biçimde ve belli bir hedefi olmayan aynı ifade hakaret suçunu oluşturmaz.

Örneğimizde olduğu gibi belirli bir kimseyi hedef olmadan genel olarak kullanılan aynı sözler avukatların bağlı bulunduğu meslek kuruluşunu da mağdur etmeyecektir.

Örneğin; failin emniyetin internet adresine yazdığı “ya sizin bu polis memurlarınız ne kadar şerefsiz rüşvet yiyorlar yazık ya, sonrada tertemizsiniz, devlet vatandaşın hakkını yemezse terör falan olmaz size hayırlı mesailer” biçimindeki sözleri sınırlandırılmamış ve belirlenmemiş kişi topluluğuna yönelik olduğu için hakaret suçunu oluşturmayacaktır.[4]

Örneğin; bir futbol maçında taraftarlara yönelik hakaret eylemi, mağdurlar kişi olarak belirlenebilir olmadığından yine hakaret suçunu oluşturmayacaktır.

Burada önemli olan şudur: Hakaretin yöneldiği tüzel kişiliği olmayan topluluklar ne kadar belirsiz ve genişse mağdurun belirlenmesi de mümkün olmayacağından hakaret suçunun varlığından bahsedilemeyecektir.

Yargıtay, hakaret suçunun mağdurunun, belirli veya belirlenebilir kişi olması zorunluluğunun bulunduğunu, belirli ve sınırlandırılmamış kişi topluluğuna karşı söylenen sözlerin bu suç kapsamında değerlendirilemeyeceğini bazı kararlarında ifade etmektedir.[5]

-----------------------

[1] Y.18.CD, E: 2015/7996, K: 2015/12719, T: 02.12.2015: “…Hakaret suçunun mağdurunun, belirli veya belirlenebilir kişi olması zorunluluğunun bulunması, belirli ve sınırlandırılmamış kişi topluluğuna karşı söylenen sözlerin bu suç kapsamında değerlendirilemeyecek olması karşısında,'böyle adaletin a. Koyayım, böyle adaleti sinkaf edeyim'' biçimindeki sözlerin sınırlandırılmamış ve belirlenmemiş kişi topluluğuna yönelik olduğundan hakaret suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi,

[2] Y.18.CD; E: 2019/6570, K: 2020/1050, T: 15.01.2020.

[3] Y.4.CD, E: 2012/30384, K: 2014/574, T: 15.01.2014.

[4] Y.4.CD, E: 2012/31757, K: 2014/1432, T: 21.01.2014.

[5] Örneğin; “böyle adaletin a. Koyayım, böyle adaleti sinkaf edeyim'' biçimindeki sözlerin sınırlandırılmamış ve belirlenmemiş kişi topluluğuna yönelik olduğundan hakaret suçunu oluşturmayacaktır. Bkz.; Y.18.CD, E: 2015/7996, K: 2015/12719, T: 02.12.2015.