Hükümlü hakkındaki hapis cezasının infazı sırasında hükümlünün bir başka suçtan tutuklanmasının infaz sürecine bir takım etkileri bulunmaktadır.

Bu durumda hükümlü hakkındaki hapis cezasının infazına devam edilip edilmeyeceği veya infaz rejiminin ne şekilde gelişme göstereceği hususunda bazen hatalı uygulamalar olabilmektedir.

Hükümlü hakkındaki hapis cezasının infazı sırasında hükümlünün bir başka suçtan tutuklanması infaz sürecini ve özellikle infaz yöntemini etkilemektedir.

Bu etkileri şu şekilde izah etmek mümkündür:

1. HÜKÜMLÜNÜN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNA AYRILMASINA ENGEL OLMASI

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin[1] “Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler” başlıklı 8. maddesinin[2] üçüncü fıkrasının a) bendine göre; kapalı kurumda hükümlü olup, işlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı haklarında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler, bu durumları devam ettiği sürece açık kurumlara ayrılamayacaklardır.

2. HÜKÜMLÜNÜN KAPALI CEZA İNFAZ KURUMLARINA GERİ GÖNDERİLMESİNE NEDEN OLMASI

5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un[3] ”Açık ceza infaz kurumları” başlıklı 14. Maddesinin dördüncü fıkrasına göre, açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden, hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı olanlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar, infaz hâkiminin onayına sunulur.

Belirtmek gerekir ki, hükümlü hakkındaki hapis Cezasının infazının Açık Ceza İnfaz Kurumunda yapılmasının hukuken mümkün olmadığı hallerde, hükümlünün sehven açık ceza infaz kurumunda bulunması, infazda kazanılmış hak olmaz ilkesi gözetilerek hükümlü lehine yorumlanamayacaktır.[4]

3. ÖNCELİKLE HÜKÜMLÜNÜN LEHİNE KESİNLEŞEN HAPİS CEZASININ İNFAZ EDİLMESİ

Ceza infaz kurumlarında hapis cezasına mahkûmiyet hükmü infaz edilirken kişinin başka suçtan tutuklanması halinde, öncelikle hükümlünün lehine kesinleşen hapis cezası hükümlerinin infaz edilmesi gerekmektedir.[5]

4. CEZA İNFAZ KURUMUNDA GEÇİRİLEN SÜRELERİN DENETİM SÜRESİNDEN SAYILMASI

Yükümlülüğün yerine getirilmesinin durdurulması

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin (DSHY) "Denetimli serbestlik kararlarının değiştirilmesi, durdurulması veya kaldırılması" başlıklı 45. Maddesinin üçüncü fıkrasına göre; bu Yönetmeliğin dördüncü kısmının ikinci ve dördüncü bölümü ile beşinci kısmının üçüncü ve dördüncü bölümünde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında yükümlünün işlediği bir suç nedeniyle; tutuklanması veya mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanması veya askere alınması halinde mahkemece aksine bir hüküm de verilmez ise yükümlülüğün yerine getirilmesi durdurulur.

Denetim süresi içinde kişinin serbest bırakılması

Yükümlünün denetim süresi içerisinde serbest bırakılması veya askerlik hizmeti sona ermesi halinde yükümlülüğün yerine getirilmesine devam edilecektir. (DSHY md. 45/3)

Denetim süresi içinde kişinin serbest bırakılmaması

Denetim süresinin sonunda yükümlünün mahpusluk halinin veya askerlik durumunun devam etmesi durumunda dosya kapatılarak mahkemesine gönderilir.

Ceza infaz kurumunda geçirilen süreler denetim süresinden sayılması

Ceza infaz kurumunda veya askerlikte geçirilen süreler denetim süresinden sayılır. Bu süre içinde rehberlik kapsamında verilen yükümlülüğün yerine getirilmesinde mahkemeye verilecek raporlar ceza infaz kurumu ile işbirliği içerisinde hazırlanır. (DSHY md. 45/3)

Hâkime gönderilecek rapora esas olmak üzere üç ayda bir kişinin gelişimi ve davranışları hakkında ceza infaz kurumu idaresinden bilgi istenilmelidir.[6] (DSHY md. 45/3)

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerde, yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında yükümlünün işlediği bir suç nedeniyle tutuklanması durumunda yükümlülüğün yerine getirilmesinin durdurulacağı ancak ceza infaz kurumunda geçirilen sürelerin denetim süresinden sayılacağı açık bir şekilde ifade edilmektedir.

Yargıtay, burada hükümlünün bir başka suçtan tutuklanması halinde hem yükümlülüğün yerine getirilmesinin durdurulması hem de ceza infaz kurumunda geçirilen sürelerin denetim süresinden sayılacağının ifade edilmesinin bir çelişki yaratmadığını düşünmektedir.[7]

Yasa koyucu, hapis cezasına mahkûmiyet hükmü infaz edilirken kişinin başka suçtan tutuklanması halinde, öncelikle hükümlünün lehine kesinleşen hapis cezasının infaz edilmesini amaçlamaktadır.

Bu durumda tutuklama kararı infaz edilmeyip, tutuklama kararı kaldırılıncaya dek denetimli serbestlik şeklinde infaz edilen kesinleşmiş hükmün kapalı ceza infaz kurumunda infazına devam edilmesi gerekmektedir.[8]

Örneğin; hükümlünün başka bir suçtan tutuklanması nedeniyle şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına dair kararın geri alınmasına yönelik talebin reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekecektir.[9]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

--------------------------------------

[1] RG: T. 02.09.2012, S. 28399.

[2] Değişiklik: T.22.8.2015, S. 29453.

[3] Kanun Numarası: 5275, Kabul Tarihi: 13.12.2004, Yayımlandığı RG: T. 29.12.2004, S. 25685, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 44.

[4] Y.7.CD, E: 2014/22854, K: 2014/20247, T: 02.12.2014: “:..Uşak Açık Ceza İnfaz Kuramunda hükümlü bulunan C.. Y..’ın, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A maddesi uyarınca cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı talebinin reddine dair Uşak İnfaz Hâkimliğinin 14/02/2014 tarihli ve 2014/110 esas, 2014/107 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile Uşak İnfaz Hakimliğinin kararının kaldırılmasına, hükümlünün cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ilişkin UŞAK 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 20/02/2014 tarihli ve 2014/106 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 08.04.2014 gün ve 25076 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2014 gün ve KYB. 2014-147251 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Dosya kapsamına göre, hükümlünün 2 yıl 6 ay hapis cezasının infazına 17/06/2013 tarihinde Açık Ceza İnfaz kurumunda başlanmış ise de, hükümlünün nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle hakkında Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca 2012/5133 sayılı dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığı, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 14/4. maddesinde yer alan “Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar ve hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı veya soruşturma konusu olan suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir başka suçtan soruşturması veya böyle bir suçtan tutuksuz yargılaması devam etmekte olanlar ile yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar, infaz hâkiminin onayına sunulur." ile bu hüküm esas alınarak düzenlenen Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin açık ceza infaz kurumlarına ayrılamayacaklar başlıklı 8/2.maddesinde yer alan "Kapalı kurumda hükümlü olup; a)İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı haklarında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler, b)Haklarında üst sınırı yedi yıldan az olmayan başka bir suçtan soruşturma veya kovuşturması devam etmekte olanlar ile üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkûmiyet kararı bulunanlar, bu durumları devam ettiği sürece açık kurumlara ayrılamaz.” şeklindeki düzenlemelere nazaran, 2 yıl 6 ay hapis cezasının infazına başlama tarihinde hükümlü hakkında üst sınırı 7 yıldan az olmayan başka suçtan soruşturma devam etmesi nedeniyle, cezasının infazının Açık Ceza İnfaz Kurumunda yapılması hukuken imkan bulunmayan hükümlünün sehven açık ceza infaz kurumunda bulunmasının, infazda kazanılmış hak olmaz ilkesi gereğince lehine yorumlanamayacağı cihetle, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Uşak 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 20.02.2014 gün ve 2014/106 D.İş sayılı kararının CMK.nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yapılmasına, 02.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.

[5] Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23.05.2016 tarihli ve 2016/3034 esas, 2016/2542 karar sayılı ilamında da aynı hususa işaret edilmektedir. Y.1.CD, E: 2018/994, K: 2018/2548, T: 28.05.2018: Y.1.CD, E: 2017/2871, K: 2018/609, T: 19.02.2018.

[6] Y.1.CD, E: 2017/2871, K: 2018/609, T: 19.02.2018.

[7] Y.1.CD, E: 2018/994, K: 2018/2548, T: 28.05.2018.

[8] Y.1.CD, E: 2018/994, K: 2018/2548, T: 28.05.2018: “…Nitelikli hırsızlık suçundan hükümlü ...'nun, şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına ilişkin Ankara Batı İnfaz Hâkimliğinin 05/05/2017 tarihli ve 2017/2206 esas, 2017/2220 sayılı kararını müteakip, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca hükümlünün Aksaray Sulh Ceza Hakimliğinin 27/09/2017 tarihli ve 2017/929 sorgu nolu kararı ile başka bir suçtan tutuklandığından bahisle şartla tahliye tarihine kadar olan cezanın denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına dair kararın geri alınması talebinin reddine dair Aksaray İnfaz Hâkimliğinin 09/10/2017 tarihli ve 2017/288 esas, 2017/291 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/10/2017 tarihli ve 2017/614 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;…’; Y.1.CD, E: 2017/143. K: 2017/2077. T: 05.06.2017: “…Yağma suçundan hükümlü ...'ın, cezalarının 6 yıl 8 ay hapis cezası olarak toplanmasına ilişkin İzmir 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 17/06/2015 tarihli ve 2015/252 değişik iş sayılı Kararının infazı sırasında, hükümlü hakkında şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına ilişkin İzmir 1. İnfaz Hâkimliğinin 24/08/2016 tarihli ve 2016/6441 esas, 2016/6363 sayılı Kararını müteakip, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, hükümlünün başka suçtan tutuklanarak İzmir Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığından bahisle şartla tahliye tarihine kadar olan cezanın denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına dair kararın geri alınması talebinin reddine dair İzmir 1. İnfaz Hâkimliğinin 01/11/2016 tarihli ve 2016/6441 esas, 2016/6363 sayılı ek Kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/11/2016 tarihli ve 2016/1741 değişik iş sayılı Kararı ile ilgili olarak; İzmir 1. İnfaz Hâkimliğince hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına dair kararın geri alınması talebinin reddine karar verilmiş…”

[9] Y.1.CD, E: 2017/2871, K: 2018/609, T: 19.02.2018: “…Nitelikli hırsızlık suçundan hükümlü ...'ın, şartla tahliye tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına ilişkin İzmir 1. İnfaz Hakimliğinin 31/08/2016 tarihli ve 2016/7006 esas, 2016/6902 sayılı kararını müteakip, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hükümlünün Kuşadası Sulh Ceza Hakimliğinin 09/05/2017 tarihli ve 2017/148 sorgu nolu kararı ile başka bir suçtan tutuklandığından bahisle şartla tahliye tarihine kadar olan cezanın denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına dair kararın geri alınması talebinin reddine dair İzmir 1. İnfaz Hakimliğinin 31/05/2017 tarihli ve 2017/2740 esas, 2017/2874 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2017/939 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;… yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10/10/2017 gün ve 94660652-105-35-7243-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü; Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/06/2017 tarihli ve 2017/939 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.