15. Hisselerin İkincil Satışta Zararına Satışı Dağıtılmış Kar Payı Sayılmakta, Karlı Satışı Kurum Kazancına Dahildir:

Sermaye şirketleri, iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarını sermaye azaltımı yoluyla itfa edebilecekleri gibi iktisap bedelinin altında veya üstünde bir bedel karşılığında elden çıkarabilmektedirler.

Tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını, iktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları halinde, iktisap bedeli ile elden çıkarma bedeli arasındaki fark tutar, elden çıkarma tarihi itibarıyla %15 oranında vergi kesintisine tabi tutulacaktır.

Öte yandan, şirketlerin bu şekilde iktisap etmiş oldukları kendi hisse senetlerini iktisap bedelinin üzerinde bir bedelle elden çıkarmaları halinde Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır. Tam mükellef sermaye şirketlerince iktisap edilen kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarının, iktisap bedelinin üzerinde bir bedelle elden çıkarılması halinde satış kazancının tamamı kurum kazancına dahil edilerek genel hükümlere göre vergilendirilecektir.

16. Hisselerin Tekrar Satışından Doğan Kar Emisyon Prim Kazancı veya İştirak Kazancı İstisnalarından Yararlanamayacaktır:

Tam mükellef sermaye şirketlerince iktisap edilen kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarının, iktisap bedelinin üzerinde bir bedelle elden çıkarılması halinde satış kazancının tamamı kurum kazancına dahil edilerek “genel hükümlere göre” vergilendirilecektir. Bir diğer ifadeyle, iştirak kazanç istisnası uygulanmayacaktır. Zira, böyle bir istisna için karın, kurumların, tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar, tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkanı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları, tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr paylarından oluşması gerekmektedir. Kendisine iştirak edilmesi gibi bir durum istisnaya olanak vermemektedir.

Benzer şekilde, hisselerin tekrar satışı anonim şirketlerin sermaye artıkları ve kuruluşlarında primli hisse senedi ihracı kapsamında olmadığından emisyon prim kazanç istisnasından yararlanamazlar. 

17. Bedelleri Tamamen Ödenmemiş Paylar Geri Alınamaz:

TTK’nın 379. Maddesinin dördüncü fıkrasına göre sadece, bedellerinin tümü ödenmiş bulunan paylar bu şekilde iktisap edilebilir. Bu nedenle, pay bedelleri tamamen ödenmemiş paylar için geri alım programı uygulanamaz. Şirketin kendisine karşı borçlu olması ve Kanunun 482 nci ve devamı hükümlerinin tehdidi altında bulunması düşünülemez. Bu sebeple bahsi geçen bu dördüncü fıkra öngörülmüştür. Pay bedelleri ancak tamamen ödenmiş ise geri alıma konu edilebilirler. Yasaya aykırı işlemler, GVK 94. Maddeye göre değil, KVK 13. Madde kapsamında eleştiri görebilir.

18. Limited Şirketlerde Ortaklar Kurulu Kararı:

6102 sayılı Kanunun 595 inci maddesinde ortaklık payının devri düzenlenmiş ve madde hükmüne göre ortaklık payının/esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılacağı ve tarafların imzalarının noterce onaylanacağı, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayının şart olduğu ve devrin bu onayla geçerli olacağı, başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde devre onay vermiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Buna göre, ortaklık payının devri; tescil ve ilan edilmese de noter tasdikli devir sözleşmesi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse ortaklar genel kurulunun onayı bu onayın bulunmadığı halde üç aylık sürenin geçmesi ile hüküm ifade etmektedir.

Bu durumda ortaklık payının devredildiği tarih olarak; devrin ortaklar genel kurulu tarafından onaylanmış veya onaylanmış sayılması halinde onay tarihinin, şirket sözleşmesinde ortaklık payının devri için ortaklar genel kurulu onayının aranmadığı durumlarda noter tasdikli devir sözleşmesi tarihinin esas alınması gerekmektedir.

Daha önce “noter tasdikli devir sözleşmesi” Bakanlık tarafından dikkate alınarak takip işlemleri yapılırken, Tebliğ bazında yapılan düzenleme ile ortaklar genel kurulu tarafından onaylanmış veya onaylanmış sayılması halinde öncelik onay tarihine verilmiştir. Şirket sözleşmesinde ortaklık payının devri için ortaklar genel kurulu onayının aranmadığı durumlarda noter tasdikli devir sözleşmesi tarihinin esas alınması ise ikincil dikkate alınabilecek bir husus olarak sürmektedir. Ortaklık payının devir tarihi, takip muameleleri ile beraber değer artış kazancı gibi vergiye tabi gelir unsurlarının zamanaşımı süresinin tespitinde de önem arz edecektir.

Diğer taraftan, ortaklık payının noter tasdikli devir sözleşmesi ile devredilmesine rağmen devrin genel kurul tarafından reddedilmesi halinde, ortaklık payı devredilmemiş sayılacak ve ortağın ortaklık sıfatı devam edecektir.

TTK’nın 612. Maddesine göre; limited şirket kendi esas sermaye paylarını, sadece, bunları alabilmek için gerekli tutarda serbestçe kullanabileceği özkaynaklara sahipse ve alacağı payların itibarî değerlerinin toplamı esas sermayenin yüzde onunu aşmıyorsa iktisap edebilir. Şirket esas sermayesinin yüzde onunu aşan bir tutarda iktisap edilen esas sermaye payları iki yıl içinde elden çıkarılır veya sermaye azaltılması yoluyla itfa edilir. Şirketin iktisap ettiği kendi esas sermaye paylarından kaynaklanan oy hakları ile buna bağlı diğer haklar, paylar şirketin elinde bulunduğu sürece donar.

Buna göre, limited şirketlerin esas sermaye paylarını geri almaları kanunda aranan anlamda bir devir hükmünde olmadığından, şirket yetkili kurullarının almış olduğu ve usulünce yapılan geri alım işlemi için bir ortaklar kurulu kararına ihtiyaç olmayacaktır. Bu çerçevede kesinti yoluyla vergilendirme için ortaklar kuruluna başvuru tarihinden itibaren geçmesi gereken azami üç ay gibi bir süre beklemeye bize göre gerek kalmayacaktır.  

19. 2 Tam Yıl Dolduktan Sonra Sermaye Azaltımı Veya Hisselerin Tekrar Satışı:

Kanunda aranan vergilendirme dönemi itibariyle muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin dördüncü fıkrasına göre tevkifat yükümlülüğünü yerine getirmesi gereken mükelleflerin bu tarihten sonra gerçekleşebilecek bir satış nedeniyle veya Genel Tebliğde olmasa da sermaye azaltımı nedeniyle ayrıca yeniden bir tevkifat yükümlülükleri bulunmamaktadır. Hatta, yapılacak satışın itibari değerin dahi aşağısında gerçeklemesi yeniden tevkifat uygulanmasına olanak vermeyecektir.

20. Kanunun Mevcut Geri Alınmış Hisse Senetlerine Olan Etkisi:

11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Kanunun 17. maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen, kendi hisselerini iktisap eden şirketlerde vergi kesintisine ilişkin dördüncü fıkra, 7256 sayılı Kanunun 45. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca bu Kanunun yayımı tarihi olan 17/11/2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Buna göre, söz konusu düzenleme, tam mükellef sermaye şirketlerinin 17/11/2020 tarihinden itibaren iktisap ettikleri kendi hisse senetleri ve ortaklık payları açısından uygulanacaktır.

Dolayısıyla, tam mükellef sermaye şirketlerinin 17/11/2020 tarihinden önce iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık payları için bu düzenleme uygulanmayacaktır.

21. Hüküm Hangi Hisseleri Veya Ortaklık Paylarını Kapsamaktadır:

Maddede yer alan "hisse veya ortaklık payları" deyimi,

- Anonim şirketlerin ortaklık payları veya hisse senetleri (Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil),

- Limited şirketlere ait iştirak payları,

- Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları,

- İş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık payları,

- Kooperatiflere ait ortaklık payları

olarak sıralanabilir.

Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi fonların katılma belgeleri ise bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.

Genel tebliğde bir açıklama olmasa da, vergi uygulamalarında idarenin içerik değerlendirmesinin benzer şekilde gerçekleşeceği düşünülmektedir. İdarenin yapacağı açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

22. Cumhurbaşkanlığına Tanınan Yetkinin Kapsamı Nedir?

Cumhurbaşkanı, tam mükellef sermaye şirketinin paylarının Borsa İstanbul'da işlem görüp görmemesine, işlem gören paylarının toplam payları içindeki oranına, geri alınan payların Borsa İstanbul'da işlem gören paylardan olup olmamasına, tam mükellef kurumlardan geri alınıp alınmamasına, tam mükellef sermaye şirketinin yıllık satış hasılatı ve diğer gelirlerinin toplam tutarına göre ayrı ayrı ya da birlikte, bu oranı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkilidir.

23. Yeniden Hisse Satışlarında KDV Uygulaması:

3065 sayılı Kanunun (17/4-r) maddesi uyarınca, kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV'den müstesna olup, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri ise istisna kapsamı dışındadır.

Kurumun kendi hissesi, kendisi açısından iştirak hissesi mahiyetinde olmadığından bu hüküm açısından şartları sağlasa da, KDV istisnasından yararlanamaz.

3065 sayılı Kanunun (17/4-g) maddesi ile külçe altın, külçe gümüş, döviz, para, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil (elde edilen faiz gelirleri ile sınırlı olmak üzere tahvil satın almak suretiyle verilen finansman hizmetleri dâhil), varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikaları, Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören sermaye piyasası araçlarının teslimi KDV’den istisna edilmiştir.

Bu hükme göre, ancak hisse senedi şeklindeki teslimler KDV den istisna olduğundan geri alınan paylar için hisse senedi bastırılmamış ise (Hazine Ve Maliye Bakanlığı, TTK’nın Limited Şirketlerin hisse senedi bastırmasına izin vermesine karşın, bu hisseleri hisse senedi hükmünde olmadığı ve kıymetli evrak vasfı bulunmadığı gerekçeleriyle Anonim Şirket hisseleri gibi değerlendirmediğinden bu kapsamda sayılmadığını hatırlatmak isteriz) yapılacak satışlarda KDV hesaplanması gerekecektir.

Bu nedenle, hisse senedi bastırmış Anonim Şirket dışında, hiçbir hisse ve ortaklık payı geri satışından KDV den istisna olmayı mümkün kılan bir hüküm mevcut değildir.

Bu nedenle, Kanunda yer alan bu boşluğu dolduracak şekilde hisse geri alımlarını KDV yönünden ele alan bir kanun düzenlemesine gerek olduğunu düşünmekteyiz. 

24. Hisse Geri Alımlarının Veya Sermaye Azaltımlarının Nakit Sermaye İndirimine Etkisi Ne Olacaktır?

KVK’nın 10/ı maddesine göre nakit sermaye faiz indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılır. Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.

Bu indirimden yararlanan sermaye şirketlerinin daha sonra sermaye azaltımı yapmaları halinde, nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı için sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği ayı izleyen aydan itibaren bu indirimden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, nakdi sermaye artışı yapılmadan önce sermaye şirketlerinin sermaye azaltımına gitmiş olmaları halinde, bu indirimin hesaplanmasında azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısım dikkate alınmayacaktır.

Sermaye azaltımında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın önce kurumlar vergisi hesaplanmasını ve tevkifat gerektiren karlardan, sonra sadece tevkifat gerektiren karlardan ve en sonunda nakit ve ayni sermaye ile “sermayenin azaltıldığı” görüşlerinde bu açıdan da ısrar edip etmeyeceği belli değildir. Yanlış dahi olsa, vergi politikasının istikrarlı ve anlaşılabilir şekilde yönetilmesi gerekir.

Yukarıda yer alan açıklamalara göre, kanunen nakit sermaye kaynaklı bir sermaye azaltımı olmadığı sürece, nakit sermaye faiz indirimini olumsuz etkileyen bir durum mevcut değildir. Hisselerin geri alınması ise başlı başına nakit sermaye faiz indirimini etkilememektedir. Bakanlığın bu konuda farklı görüş beyan etmesi de kanunda değişiklik yapmadığı sürece mümkün görünmemektedir.

Makalenin Tüm Hakları Yazarına Aittir. İzinsiz çoğaltılamaz, dağıtılamaz, kopyalanamaz, amacı dışında ve atıf yapmadan kullanılamaz. Aksi takdirde derhal yasal işlem yapılacaktır.