Öncelikle hükmün tavzihini kısaca izah etmek gerekir. Tavzih kelimesi, TDK’da “Açıklama, aydınlatma.”[1] şeklinde tanımlanmıştır. Hükmün tavzihi 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK) m. 305’te düzenlenmiştir. İlgili hüküm

“(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.

(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” şeklinde hükme bağlanmıştır.

Taraflar, HMK m. 305’te sayılan durumların varlığı hâlinde hükmün tavzihini diğer bir ifadeyle hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini talep edebilir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin T. 28.3.2019, E. 2019/1492, K. 2019/2686 sayılı kararında hükmün tavzihine ilişkin “Bu madde hükmünde belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim, burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.

Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir. (Yargıtay HGK'nın 14.06.1967 gün ve 1967/9-462 E, 300 K, sayılı ilamı)

Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz.”[2] cümlelerine yer verilmiştir.

Hükmün tavzihinin mahkemeden nasıl talep edileceği ve usûlü HMK m. 306’da düzenlenmiştir. İlgili hüküm (1) Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur.

(2) Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir.

(3) Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar.” şeklinde hükme bağlanmıştır.

Hükmün tavzihi ile vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği konusunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin T. 12.3.2019, E. 2019/1435, K. 2019/1944 sayılı kararında Hakim, tavzih yolu ile hükümde unuttuğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi, hüküm verirken unutulan vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001, cilt 5, sayfa 5270 vd.) 6100 Sayılı HMK'nın ilgili maddelerine göre gerek tashih yolu ile gerekse tavzih yolu ile, hüküm fıkrasında, taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. HMK'nın 304 ve 305. maddelerine aykırı şekilde hüküm fıkrasının değiştirilmesi hukuk güvenliğini zedeleyici nitelikte olup, yasaktır.”[3] cümlelerine yer verilmiştir.

Benzer şekilde, ilk derece mahkemesinin vekâlet ücretine farklı miktarda hükmetmesi ve davacı vekilinin hüküm sonucunun vekâlet ücretine yönelik fıkrasının düzeltilmesini istemesi üzerine mahkemenin farklı miktarda vekâlet ücretine hükmettiği yeni kararının başlığını “tavzih kararı” şeklinde belirtmesi üzerine uyuşmazlık Yargıtay’a intikal etmiştir. Bunun üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi T. 22.11.2016, E. 2015/18938, K. 2016/25705 sayılı kararında “Öncelikle şu yön belirtilmelidir ki, hükmün hangi hallerde tashih veya tavzih edilebileceği ve uygulanacak usul, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304 vd. maddelerinde belirtilmiştir. Söz konusu maddeler nazara alındığında, taraflar lehine veya aleyhine vekalet ücretinin hatalı belirlenmiş olması, tashih veya tavzihe konu edilebilecek bir husus değildir. Diğer taraftan, tashih veya tavzih taleplerinin kabul edilmesi halinde, tashih veya tavzih edilen hususlarla ilgili kararın, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerinin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kağıda yazılması gereklidir. Mahkemece, bu usule de uyulmadığı, yukarıdaki paragrafta detaylı açıklandığı üzere, aynı dava hakkında, hüküm fıkrası bakımından farklılık bulunan iki kararın varlığına sebebiyet verilerek, hangi kararın infaz edileceği noktasında tereddüte yol açıldığı açıktır. Belirtili şekilde hatalı uygulamayla hüküm tesis edilmesi bozma sebebidir.”[4] şeklinde hükmetmiştir.

----------------------------

[1] http://sozluk.gov.tr/ , E. T. 09.08.2019.

[2] Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, E. T. 09.08.2019.

[3] Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, E. T. 09.08.2019.

[4] Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, E. T. 09.08.2019.