Bekletici sorun, davanın görüldüğü vakitlerde ortaya çıkan değerlendirilmediği vakit asıl davanın çözümü de engelleyen sorun veya sorunlardır.[1] Çalışmamızda bu kurumun düzenlendiği yer, faydaları, sakıncaları, hangi durumlarda zorunlu olarak uygulandığı, hangi durumlarda hakim takdirinde olduğu hususları üzerinde durup konunun değerlendirildiği Yargıtay kararları ile de çalışmayı sonlandıracağız.

Bekletici sorun bundan önceki kanunumuzda yani 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda ayrı bir başlık altında düzenlenmemiş ve öğretideki görüşler ve Yargıtay uygulamalarından hareketle birtakım başlıklar altında farklı şekilde tanımlanmıştır. Doktrinde bu konuya “meselei müstehire” denilirken Yargıtay ise bekletici mesele veya ön mesele olarak tanımlamıştır.[2]

Söz konusu kurumun kendisine benzer başka kurumlar ile karıştırılması, farklı şekillerde tanımlanması ve farklı şekillerde adlandırılması gibi sebeplerden dolayı HMK da düzenlenmeye gitme yolu tercih edilmiş ve çalışma konumuz HMK m.165 de “bekletici sorun” başlığı altında düzenlenmiştir.

HMK Madde 165

(1) Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.

(2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.

Görüldüğü üzere Kanun koyucu bekletici sorunu 2 ayrı fıkrada düzenlemiştir. İlk fıkrada başka bir mahkemenin veya kurumun sorun ile ilgili karar vermesini beklerken, diğerinde ise ilgili tarafa mahkemeye veya idareye başvuru için süre vermekte ve sürenin neticesini düzenlemektedir.

1) Bekletici Sorunun Faydaları

- Bazı durumlarda asıl mahkemede görülen bir uyuşmazlığın çözümü farklı bir mahkeme önünde veya farklı bir kurum önünde de yapılabilmektedir. Bu tür durumlarda uyuşmazlığın çözümü her iki mahkemece yapıldığı takdirde, ortaya iki farklı mahkeme kararı ortaya çıkabilmektedir. Bu kararların birbirinden farklı olması durumunda hukuka duyulan güvenin sarsılması kaçınılmaz bir gerçektir. Bu yüzden bekletici sorun kararı verildiği takdirde ortada yalnızca bir karar olacak ve hüküm uyuşmazlığı engellenmiş olacaktır.

- Hmk m.30 gereği “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” Hakim, önüne gelen uyuşmazlığı hızlı basit ve hukuka uygun bir şekilde sonuçlandırması gerekir. Bir başka mahkeme sorun hakkında daha hızlı bir şekilde karar verecek durumda ise bu mahkemenin kararın beklenmesi usul ekonomine uygun olacaktır. Çünkü, asıl mahkeme diğer mahkemenin kararını beklediği takdirde, o işlem için emek harcamış olmayacak, masraf yapmış olmayacak ve gereksiz araştırma yapmış olmayacaktır. Hem zamandan hem emek açısından tasarruf eden mahkeme davayı usul ekonomisine uygun bir şekilde sonuçlandırmış olacaktır. [3]

2) Bekletici Sorunun Zararları

Bazı durumlarda bekletici sorun yapılması talebi yargılamayı uzatmak amacı ile yapılabilmektedir. Örneğin davalı açmış olduğu bir davanın, esas dava bakımından bekletici sorun yapılmasını talep ederek, yargılamayı sürüncemede bırakmak isteyebilir. Dolasıyla sırf bu amaç ile yapılmak istenen bekletici sorun talebi mahkeme tarafından reddedilmelidir.

Dolasıyla Mahkeme, bekletici sorun yapılması talebi karşılaştığı vakit bunun yaralarına ve sakıncalarına dikkat ederek karar vermelidir.

3) Bekletici Sorun Yapılmasının Zorunlu Olduğu Haller

Kural olarak bekletici sorun yapma kararı mahkemenin takdirindedir. Ama bazı durumlarda mahkeme bir başka mahkemenin kararını bekletici sorun yapmak zorundadır.

a) Anayasaya aykırılık iddiası hakkında AYM kararı (AY m.152)

b) Yargı yolu uyuşmazlığı hakkında Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı ( UMK m.18, m.19)

c) İtirazın kesin olarak kaldırılmasında, murisin borcundan dolayı takip edilen mirasçının terekenin borca batık olduğu yönünde açtığı davadaki hukuk mahkemesi kararı (İ.İ.K m.68/4)

Mahkeme bu gibi hallerde bekletici sorun yapmak zorunda olup kendisinin bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Bekletici sorun yapılması kararı bir ara karar olduğu için bu karardan her zaman dönmek mümkündür. Zorunlu haller dışında bekletici sorun yapılması için şartlar mevcut ise mahkeme takdir yetkisine sahip olsa bile bekletici sorun yapma kararı vermek zorundadır.

4) Konumuzla İlgili Yargıtay Kararları

- Somut olayda iş sözleşmesi davacının kullandığı davalı köy muhtarlığa ait minibüsün yanmasına davacının sebebiyet verdiği iddiası olup, davalı köy muhtarlığınca davacı işçi aleyhine Manisa İş Mahkemesinde tazminat davası açtığı anlaşılmaktadır. Diğer Mahkemedeki tazminat davasının sonucu bu dosyadaki feshin haklı olup olmadığı açısından belirleyici olacaktır. Bu nedenle davalı köy muhtarlığı hakkında açılan tazminat davasının sonucu beklenerek o davanın sonucuna göre feshin haklılığının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.[4]

- Somut olayda; davacı kira alacağı ile birlikte aylık % 10 gecikme zammının tahsilini ve asıl alacağa aylık % 10 gecikme faizi uygulanmasını talep etmiştir. Davalı ise karşı davasında, kira sözleşmesinin aylık % 10 oranındaki gecikme faizine ilişkin hükmünün yasal faiz oranı olarak uyarlanmasını talep etmiştir. Yerel Mahkemece, uyarlama davasının reddine karar verilmiş ise de istinaf başvurusu sonucunda, davalı-karşı davacının uyarlama davasına yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak, dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Kiracı tarafından açılan uyarlama davasında verilecek kararın alacak davasında verilecek hükmü etkileyeceği açıktır.

Hâl böyle olunca mahkemece; uyarlama davasının eldeki dava açısından bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.[5]

- Somut olayda, davalıya ait işyerinde şoför olarak çalışan davacı, aylık ücretinin net 1900 TL olduğunu ileri sürmüş, davalı ise ücretin asgari ücret olduğunu savunarak imzalı bordroları sunmuştur. Mahkemece davacının aylık ücretinin 1.900,00 TL olduğu kabul edilerek hesaplanan alacaklar hüküm altına alınmış ise de, dosya kapsamından davacının davalı aleyhine Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2014/203 esasına kayıtlı davayı açarak, prime esas kazanç tutarının tespitini istediği anlaşılmaktadır. Anılan davanın sonucu, eldeki davada belirlenecek aylık ücretin miktarını etkileyecek nitelikte olduğundan, prime esas kazanç tutarının tespitine ilişkin davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin, eksik inceleme ile aylık ücret miktarının belirlenmesi yerinde değildir.[6]

- Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK'nun 165. maddesi; “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmünü içermektedir. O hâlde, mahkemece, idari işlemin iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165/1. maddesi gereğince ''bekletici sorun'' kabul edilerek neticesinin beklenmesi, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.[7]

SONUÇ:

Kanun maddesinde açıklandığı gibi asıl davada verilecek hüküm başka bir mahkemenin veya kurumun vereceği karara bağlı olduğu durumlarda mahkemece bekletici sorun kararı verilmelidir. Bu kararın verilmesinin zorunlu olduğu haller dışında takdir yetkisi mahkemededir. Mahkeme usul ekonomisi ilkesini, bekletici sorun kurumunun artı ve eksiklerini dikkate alarak karar vermek zorundadır.

KAYNAKÇA

Aydın, B. S. (2012). Bekletici sorun. Doctoral dissertation, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Pekcanıtez, A. Ö. (2015). Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı. Ankara: Yetkin Yayıncılık.

------------------

[1] Buket Sevinç Aydın Aydın, Bekletici sorun. Diss. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012, s. 1

[2] Buket Sevinç Aydın Aydın, Bekletici sorun. Diss. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012, s. 5

[3] Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara, Yetkin Basımevi, 2015, s. 15-16

[4] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/10820Esas 2011/12151Karar

[5] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4398Esas 2018/11423Karar

[6] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/34997Esas 2020/18602Karar

[7] Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/464 Esas 2020/6637 Karar