6 yıldır süren tazminat davasında sona sözlü duruşmaya gelmiştik. Bilirkişi raporlarına göre 2,5, 12 veya 26 milyon tazminata hükmedilebilirdi. Heyecanla sonucu bekliyorduk acaba hakim kaç TL'e hükmedecekti! Avukatlar karşılıklı konuşmalarımızı bu heyecanla bitirdik ve kararını açıklaması için hakime döndük...

Ancak hakim karar vermedi; duruşmayı öğleden sonraya erteledi...

Stajyerim "Sözlü karar duruşması ertelenebilir mi? Hakim neden karar vermedi? Arada hakime bir şey olursa, biri hakime birşey yaparsa ya da hakim şeytana uyarsa, vs vs" bir sürü soruyla şeytanın avukatlığına soyundu. Sabretmesini ve iyiniyetli düşünmesini söyledim, ama soruları "çiçeği burnunda bir avukat" iken HUMK'ta yapılan değişikliği ve sebeplerini hatırlatarak içime bir korku saldı.

1980'li yıllarda karar duruşmada açıklanmazdı. Yargılama bitirilirdikten sonra günlerce kararın yazılarak açıklanması beklenirdi. O zamanların kerli ferli avukatları yargılama bitince "davayı kaybettin, kararı lehine çevirmek için lobi yapma ha!" diyerek birbirlerini şaka yollu uyarırlardı.

Şakalar ne kadar haklı ne kadar yersiz olurdu bilinmez. Herhalde haklı bir yanı veya sebebi varmıştır ki kanun değiştirilerek hükmün yargılamanın sonunda açıklanması zorunlu kılındı. Bu değişiklikten sonra çıkan sorunlar gerekçeli kararın duruşmada açıklanan kısa karara aykırı olamayacağı içtihadıyla giderildi.
Yargılamanın doğası hakimin hükmünü duruşmada vermesini gerektirir. İddia ve savunmanın yani tez ile karşıtezin gözlerinin önünde çarpışması sonucunda hakimin şahsında oluşan çözümü ve olgunlaşmayı ifade eden hüküm, ancak o anda en sade ve en katıksız halindedir; sadeliğini ve saflığını koruyabilmek için hemen orada ve o anda açıklanması gerekir. Ne kadar kısa olursa olsun duruşma bittikten sonra gecikmeli olarak verilen karar pişirilmiş aşa sonradan su katmak gibidir.

Sizi "Türkiye bu olgunluğa 40 sene önce 1980'lerde ulaştı!" diyeceğimi düşündürdüysem yanıltmış olurum. 1980'lerdeki değişiklik sadece ilk derece adliye mahkemeleri içindi. Bu kural Yargıtay'da, Danıştay'da ve ilk derece idare mahkemelerinde geçmez. Yargıtay Kanunu 20 gün içinde verileceğini söyler ama yaptırımı yoktur; çoğu avukatın başına geldiği gibi ben de bir ay önce duruşması yapılan temyizimin kararını hala bekliyorum.

Diyeceğim o ki, hala olgunlaşmamızın 1980'lerdeki düşünce seviyesine ulaşmasını umuyor ve bekliyoruz.

"Hakim ne rakama mı karar verdi?"... Bilirkişilerin söylediği rakamın yarıı kadar bir rakama hükmetti, iki taraf da çok şaşırdı.

Hiç önemli değil! Bana göre duruşmada açıklanmayan karar ne ve nasıl olursa olsun doğru değildir!


"Yazarın izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."