I. GENEL OLARAK

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun Haciz başlığı altında düzenlenen kısmen haczi caiz olan şeylerde açıkça belirtilen; maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez, şeklinde düzenleme altına alınmıştır.

İ.İ.K 83. Madde düzenlemesi dışında doğrudan borçluya aidiyeti tespit olunan ve borçlu hesabına yapılan diğer ödemelere haciz konulamayacağı gibi bir düzenleme bulunmamaktadır.

Türk Ticaret Kanunun da Yönetim Kurulu Üyelerinin Mali Hakları başlığı altında, yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği düzenleme altına alınmıştır.    

Bu kapsamda şirket ortakları, şirket müdürleri ve yönetim kurulu üyelerinin kanunen belli sorumluluk ve yükümlükleri bulunan kimselere, yerine getirdikleri sorumluluk ve yükümlülükleri nedeni ile karşılaşabilecekleri riskleri azaltmak amacıyla huzur hakkı maddi bir karşılık olmak üzere ödenebilir.

Herhangi bir şirket ortağının, müdürünün yahut yönetim kurulu üyesinin şirket ana sözleşmesi ile kendisine ödenen huzur hakkı alacağının tamamı üzerine haciz konabilir. Ancak alacaklı tarafından icra dosyasında açılan haciz talebi kapsamında huzur hakkı alacağına haciz konulabilmesinin ayrıca ve açıkça talep edilmesi gerekmektedir.

Doğrudan doğruya borçlunun maaşına haciz konulmasını talep edebilmek borçlunun şirketten almayı hak ettiği diğer nam ve hesap altında yapılan ödemelerin üzerine de haciz konulabileceği anlamı kesbetmeyeceğinden bu yönüyle huzur hakkı yönünden yapılan haciz taleplerinde bu yönlü haczin açıkça talep edilmesi gerekir.  

Öte yandan şirket ortağı, yönetim kurulu üyesi yahut şirket müdürünün huzur hakkı alacağı üzerine konulan haciz sonrasında yapılacak ilk ödemenin borçlu hesabına değil haciz koyan icra dairesinin banka hesabına (icra veznesine) ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde haciz tarihinden sonra icra dairesi yerine borçluya yapılan ödemelerde şirketin sorumluluğunun doğabileceği ve bu nedenle şirketin sair malvarlığı üzerine hacizler konulabileceği hususuna dikkat edilmesi gerekmektedir.   

II.GÜNCEL YARGI KARARLARI

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/8864 Esas ve 2015/20601 Karar

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun ...nden kooperatif başkanı olması sebebiyle geçici olarak aldığı huzur hakkı ödemelerinin tamamına haciz konulduğu anlaşılmaktadır.

Borçlu, maaşının ¼'ten fazlası üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece şikayet kabul edilerek, borçlunun maaşının 1/4'ü dışında kalan kısım yönünden haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Borçlunun başkanı olduğu kooperatiften huzur hakkı adı altında almakta olduğu ve borçluya geçici olarak Kooperatif tarafından ödenen bu ücret, İİK'nun 83. maddesi kapsamında maaş ve ücret olarak değerlendirilemez. 1163 sayılı Kanunun 56/son maddesi uyarınca yapılan huzur hakkı ödemelerinin haczedilemeyeceğine yönelik anılan kanunda da bir hüküm ve yasal düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle, söz konusu huzur hakkı ödemelerinin tamamı haczedilebilir.

O halde, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/67754 Esas ve 2013/15657 Karar

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun İl Genel Meclisi üyeliğinden aldığı maaşındaki ve Lalapaşa Köylere Hizmet Götürme Birliği daimi encümeni olması sebebiyle aldığı ücretin tamamına konan haczin ¼'ten fazlasının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece bu paraların borçluya karşılıksız bir kazanç olarak değil katıldığı oturum ve yapmış olduğu görevlerin karşılığı olarak verildiği, bu ödemelerin haczedilmesinin mümkün olmayan ödenek ve ücret kapsamında kaldığı gerekçesiyle haczin kaldırılarak, haczin ¼ üzerinden devamına karar verilmiştir.

Borçlunun İl Özel İdaresinden almakta olduğu huzur hakkı ve komisyon adı altında ödenmekte olan ücret bir maaş olarak değerlendirilemez. Zira söz konusu ücretler toplantılara katılındığı sürece katılım karşılığı ödenen ücrettir. Bu nedenle söz konusu paraların tamamı haczedilebilir.

Borçlu Lalapaşa Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından ödenen ücretlerle ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunmuş ise de; bu ödemelerle ilgili borçlu hakkında uygulanmış haciz işlemi bulunmadığından borçlunun haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı yoktur.

O halde mahkemece istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.