Yazımızın esas içeriğine geçmeden evvel kanun yolları ve temyiz edilip, edilemeyecek mahkeme veya hâkim kararları hakkında genel hatlarıyla bilgi vermenin anlaşılabilirlik açısından daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Kanun yolu genel hatlarıyla; bir mahkeme ya da hâkim tarafından verilen mahkeme kararlarının hukuka uygun olmadığı düşüncesi ile başvurulan ve söz konusu kararın genel hukuk kurallarına, usule veya yasaya aykırılığının kararı veren merci ya da daha üst bir mahkeme tarafından denetlenmesini ifade etmektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumuz kanun yollarını; “olağan kanun yolları” ve “olağanüstü kanun yolları” olmak üzere iki ayrı kategoride tasnif etmektedir. Mahkemeler veya hâkimler tarafından verilen kesinleşmemiş karar ve hükümler için başvurulan kanun yolu “olağan kanun yolu” olarak adlandırılırken; kesinleşmiş karar ve hükümler için başvurulan kanun yolu ise “olağanüstü kanun yolu” olarak adlandırılmaktadır. Ceza muhakemesi hukukumuzda olağan kanun yolları; İtiraz, İstinaf ve Temyiz iken, olağanüstü kanun yolları ise; Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yetkisi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi,  Kanun Yararına Bozma ve Yargılamanın Yenilenmesidir.

Yazımızın konusu ile alakadar olduğu için ceza muhakemesi hukukunda temyize kabil olan ve olmayan kararlar ile ilgili de bilgilendirme yapmakta fayda görmekteyiz. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunumuz 286.maddesinde temyiz edilemeyecek kararları tek tek belirtmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; Bölge Adliye Mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilecektir. (CMK m.286/1) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286.maddesinin 2. fıkrasına göre;

a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararları,

b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan Bölge Adliye Mahkemesi kararları,

c) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,

d) İlk defa Bölge Adliye Mahkemesince verilen ve 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü Bölge Adliye Mahkemesi kararları,

e) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü Bölge Adliye Mahkemesi kararları,

f) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,

g) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,

h) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,

ı) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren Bölge Adliye Mahkemesi kararları temyiz edilemeyecektir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286.maddesinin 3.fıkrasına göre; yasanın 286.maddesinin 2.fıkrasında belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa dahi Türk Ceza Kanununda yer alan aşağıda sayacağımız sınırlı sayıda suçlar nedeniyle verilen Bölge Adliye Mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilecektir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286.maddesinin 3.fıkrasının a bendine göre bu suçlar;

1) Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),

2) Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),

3) Suç işlemeye tahrik (madde 214),

4) Suçu ve suçluyu övme (madde 215),

5) Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),

6) Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),

7) Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A),

8) Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),

9) Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),

10) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),

11) Silâhlı örgüt (madde 314),

12) Halkı askerlikten soğutma (madde 318), suçlarıdır. Ayrıca CMK m.286/3-b ve c bentlerinde yer alan,

Terörle Mücadele Kanununun 6. maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7. maddesinin ikinci fıkrasındaki suçlar ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28. maddesinin birinci fıkrası, 31. maddesi ve 32. maddesindeki suçlarda bu kapsamdadır. Ayrıca 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 59.maddesine göre; “Avukatların, avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286. maddesinin ikinci fıkrası uygulanmaz”.

Bu hükme göre; avukatların, avukatlık görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286. maddesinin ikinci fıkrasına tabi olmayacak ve ceza miktarına bakılmaksızın temyiz edilebilecektir.

Olağan ve olağanüstü kanun yollarına ve temyizi kabil olan ve olmayan kararların neler olduğuna ilişkin genel bilgilendirmelere yer verdikten sonra, yazımızın temelini oluşturan, ilk derece mahkemesi tarafından verilen 5 yıl veya daha az süreli hapis cezalarının, Bölge Adliye Mahkemesi incelemesi neticesinde kaldırılarak sanığın daha fazla hapis cezasına mahkûm edilmesi, ancak buna rağmen arttırılan cezanın 5 yıl veya 5 yılın altında olması durumunda Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesine tabi olup olmayacağına ilişkin açıklamalarda bulunacağız.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; ilk derece mahkemeleri tarafından verilen 5 yıl veya daha az süreli hapis cezalarına karşı ceza davasının taraflarınca istinaf kanun yoluna başvuru yapılması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi başvurunun esastan reddine ilişkin bir karar tesis ederse, söz konusu Bölge Adliye Mahkemesi kararı ceza davasının taraflarınca temyiz kanun yoluna götürülemeyecektir(CMK m.286/2-a). Ancak, ilk derece mahkemesi tarafından verilen 5 yıl veya daha az süreli hapis cezalarının istinafa taşınması ve Bölge Adliye Mahkemesi incelemesi neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılarak sanığın daha fazla hapis cezasına mahkûm edilmesi durumunda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından arttırılan cezanın 5 yıl veya 5 yılın altında olması durumunda dahi, Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz incelemesine tabi olabilecektir. Yani ilk derece mahkemesi tarafından 5 yıl veya daha az ceza verilmesine rağmen, istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi ilk derece mahkemesinin verdiği cezayı arttırırsa, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararına karşı ceza davasının tarafları temyiz başvurusu yapabilecektir. (CMK m.286/2-b) Nitekim CMK m.286/2-b; İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları” diyerek Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hapis cezası arttırılmayan kararların temyiz edilemeyeceğine dikkat çekmiş ve neticede beş yıl veya daha az hapis cezalarını arttıran Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyiz edilebileceğini hüküm altına almıştır. Örneğin, tehdit suçu nedeniyle ilk derece mahkemesi tarafından 1 yıl hapis cezası verilen bir kişinin cezası Bölge Adliye Mahkemesi tarafından arttırılır ve 2 yıla çıkartılırsa, ceza miktarı 5 yılın altında olmasına rağmen bu karara karşı temyiz başvurusu yapılabilecektir. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 09.12.2021 tarih, 2021/11258 Esas, 2021/14830 Karar sayılı kararı da;“…İlk derece mahkemesinin sanık ... hakkında TCK'nin 86/1, 62/1, 51/3. maddeleri gereğince verdiği "10 ay" hapis cezasına dair kararın Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılarak, sanığın TCK’nin 86/1, 87/3, 53/1. maddeleri gereğince "2 yıl 8 ay" hapis cezasına mahkum edilmiş olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 286/2-b maddesi gereğince hükmün temyizi kabil kararlardan olduğu belirlenerek yapılan incelemede…” şeklinde olup yazımızın içeriğini doğrular niteliktedir.

Son tahlilde; ilk derece mahkemeleri tarafından verilen 5 yıl veya daha az süreli hapis cezalarına karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapılması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi başvurunun esastan reddine ilişkin bir karar tesis ederse, söz konusu Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilemeyecek, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını arttıran Bölge Adliye Mahkemesi kararları ise temyiz edilebilecektir. Belirtmek isteriz ki; söz konusu durumun yasa koyucu tarafından anlatılan şekilde düzenlenmesinin hak arama özgürlüğü açısından da adil ve hakkaniyetli olduğu kanaatindeyiz.