Taciz, içerisinde birden çok davranışı barındırmaktadır. “Taciz” kelimesi ile ısrarcı, rahatsız edici, tehditkâr ve toplumca onaylanmayan davranışlar kastedilir.

Sosyal ilişkilerin, özellikle iletişim araçları üzerinden geliştiği bu dönemde cinsel taciz suçlarının da arttığı görülmektedir. Peki, cinsel taciz ne demektir? Hangi eylemler cinsel tacize sebebiyet verir? Kişilerle olan iletişimlerimiz, hangi sınırları aşarsa cinsel taciz olarak nitelendirilir, bunun kıstası nedir?

TACİZ NEDİR?

Taciz, Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’nde, "Tedirgin etme, rahatsız etme, sıkıntı verme." şeklinde düzenlenmiştir.[i]

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 105’te cinsel taciz suçu, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Cinsel taciz, maddenin gerekçesinde "kişinin vücut dokunulmazlığının ihlali niteliği taşımayan, cinsel yönden ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun cinsel davranışlarla rahatsız edilmesi" şeklinde tanımlanmaktadır.

Öğretide ise ; “Cinsel taciz, birey ve bireylerin edep ve iffetlerine yönelik rahatsız edici nitelikte hareketlerdir.” şeklinde tanımlanmaktadır. Ceza kanunu sistematını 2005 öncesi ve sonrası olarak ayırmak gerekir. 2005’ e kadar yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki tanımla, 2005 yılından sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suçun tanımı farklılık göstermektedir.

765 SAYILI ESKİ TCK'DA CİNSEL TACİZ NASIL DÜZENLENMİŞTİ?

765 Sayılı Eski TCK madde 421 (09.07.1953 - 6123/1 Md.)

"Kadınlara ve erkeklere söz atanlar üç aydan bir seneye ve sarkıntılık edenler altı aydan iki seneye kadar hapsolunur." Eski kanunundaki bu tanım değişmiş, yeni TCK’ da “söz atma ve sarkıntılıkta bulunma” yerine , “cinsel amaçlı taciz” kavramı getirilmiştir.

2005 yılında yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. Maddesinde;

"(1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemede artık “cinsel amaçlı” kavramı kanuna girmiştir.

Kanunun gerekçesini ise yasa koyucu "Kişinin vücut dokunulmazlığının ihlali niteliği taşımayan cinsel yönden, ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun cinsel davranışlarla rahatsız edilmesi" şeklinde anlatmıştır. Cinsel taciz suçu için kanunda genel bir tanım konulmuştur. Bu genel tanım içine hangi eylemlerin gireceği ve hangi eylemlerin cinsel taciz olacağı belirtilmemiştir.

Gerekçede belirtilen "Ahlak Temizliğine Aykırılık" ifadesi ile kast edilen, kişiler arası ilişkide "normal" sayılabilecek düzey dışındaki ahlaki davranışlardır. Bu genel tanım, kişiden kişiye, hatta yöreden yöreye, toplumdaki katmanlar arasında dahi farklılık göstermektedir. Ahlak temizliğine aykırılık, özellikle geleneksel toplum yapısıyla modern toplum yapısı arasında sıkışan ya da bu geçişleri yaşayan toplumlarda gri ve sorunlu bir alandır. Her ne kadar ahlak kavramı genel, evrensel, yeknesak bir kavram olsa da bunun uygulamada içi doldurulurken evrensel ilkelerin dikkate alınmadığı bir uygulama yapılmaktadır. Ceza Kanunu bir suçu tanımlarken açıklık ve netlik ilkesini benimsemiştir. Bu yönüyle de “ahlak temizliğine aykırılık” ifadesi, Türk Ceza Kanunu’nun mantığına uygun düşmemektedir. Gerekçe doğru olabilir, fakat “ahlak” kavramı genel, evrensel, yeknesak bir kavramdır, maalesef uygulamada içi doldurulurken bu kavram, toplumun kültürel yapısına, kişinin bireysel sosyalleşme bilincine ve zamana göre değişik uygulandığından dolayı, bu kriter, yeterli bir kriter değildir. Farklı kararların çıkmasına sebebiyet vermektedir.

Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri düzenlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.

(2) (Değişik: 18.6.2014-6545/61 Md.)

“Suçun;

a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz."

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/669-68 sayılı kararında cinsel taciz suçunun unsurlarını tanımlamıştır. Buna göre “cinsel taciz suçunun maddi unsuru, bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz etmektir. Suçun manevi unsuru ise kast olup failin cinsel amaç gütmesi gerekmektedir.” Eylemin cinsel amaçlı işlenip işlenmediği ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı hususu nitelendirilirken tarafların sosyal konumları, taraflar arasındaki ilişki ve sosyal hayatın gerekleri de bu belirlemede dikkate alınmalıdır.

Taciz suçu ile kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu da birbirine yakın suç tipleri olduğu için, uygulamada bazen iki suç arasında ayrım yapılması hususu gözden kaçmaktadır. Her ikisinde de rahatsız etmek ve ısrar vardır. Cinsel taciz suçunu, diğer bir suç tipi olan kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan ayıran temel unsur, eylemin cinsel amaçla işlenip işlenmediğidir. Yani eylemin cinsel istek ve arzuların tatmini maksadıyla yapılması gerekmektedir.

Cinsel taciz suçu ile cinsel saldırı suçu arasında da bir benzerlik bulunmakta, bazen bu iki suç tipi de soruşturulurken karıştırılmaktadır. Cinsel saldırı suçunda bedensel temas vardır. Yani kişinin bedenine dokunarak işlenebilir bir suçtur. Cinsel taciz suçunda ise rahatsız etme olup, bedensel dokunma söz konusu değildir. Rahatsız etme halinin bedensel dokunmaya dönüştüğü an, artık TCK madde 102/1’de düzenlenen cinsel saldırı suçu oluşur. Bu anlamda cinsel taciz suçu, bedensel temas olmaksızın cinsel amaçlı yapılmış eylemlerdir.

Cinsel taciz suçu her türlü iletişim araçlarıyla işlenebilen bir suç tipidir. Cinsel taciz suçu sözlü, yahut davranışla işlenebileceği gibi yazıyla iletişim araçları yoluyla da işlenebilir. İletişim araçları geliştikçe cinsel taciz suçunun da işleniş şeklinde yol ve yöntemler artıyor. Örneğin sosyal iletişim ağları olan; Instagram, Facebook, Twitter, WhatsApp, Telegram, Tiktok, Signal gibi sıklıkla kullanılan sosyal ağlar üzerinden de sesli, görüntülü ve yazı aracılığıyla veya e-mail atmak suretiyle de işlenebilir. Topluluk olarak kullanılan sosyal medya gruplarında işlenebilir. Sosyal medya iletişim araçları arttıkça, cinsel taciz suçunun işlenme araçlarının sayı ve yöntemi de aynı oranda artmaktadır.

YARGITAY’IN UYGULAMALARINDA CİNSEL TACİZ SUÇU OLARAK NİTELENDİRİLEN HAREKET VE DAVRANIŞLAR;

Cinsel taciz suçu; kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu ve hakaret suçları ile uygulamada sıklıkla karıştırıldığından, bu husus Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarında artık uygulama açısından oturmuş bazı kriterlere bağlanmıştır. Hangi hareket ve davranışların cinsel taciz olarak nitelendirilebileceği belirlenmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu (2013/14-429K. 2015/34T.) sayılı kararı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu (2018/244-601), (2014/669-68) sayılı kararlarında, cinsel taciz suçu olarak nitelendirilecek davranış ve beyanlar belirtilmiştir.[ii] Bunlar başlıklar halinde kararlarda sıralanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararlarına göre;

- Israrla arayarak “evde misin, seni kaçıracağım, senden hoşlanıyorum.” denmesi.

- Kanının kaynadığının, yürekten sevdiğinin söylenmesi.

- Evlenme ve arkadaşlık isteğiyle iç çamaşırı hediye edilmesi.

- Mağdura arabayla yaklaşıp, “Arabaya bin gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam senden hoşlanıyorum” denmesi.

- Mağdurun kapısına gidilerek “Beni içeri al, seni seviyorum” denmesi.

- “Aşkım nasılsın, bugün bana kızgın mısın?”

- “Seni öpebilir miyim?”

- “Bana sen lazımsın.”

- “Senin adın ne, niye kaçıyorsun benden?”

- “Buluşalım, gözlerin çok güzel beni öldürüyor”

- “Hadi, birlikte kaçalım.”

- "İnsan sevdiğine naz yapar kızım, gel seninle kaçalım.”

- “Çok tatlı alo deyişin var, tanışalım.”

- “Gözlerin çok güzel beni öldürüyor.”

- “Canım seni çok özledim.”

- Kalbini göstererek, “Şuramda bir şey var, senden hoşlanıyorum, çok güzelsin” şeklindeki sözler.

Bu ve buna benzer beyan ve davranışlar Yargıtay uygulamaları ile kabul görmüş cinsel taciz davranışlarıdır.

Cinsel taciz suçu şikâyete bağlı bir suç olarak Türk Ceza Kanunda düzenlenmiştir. Cinsel taciz suçunu, cinsel saldırı suçundan ayıran özelliklerden biri de şikâyete bağlı bir suç olarak düzenlenmiş olmasıdır.

TCK' da nelerin taciz olduğu tek tek sayılmamıştır. Erkekler şunu yaparsa taciz, kadınlar bunu yaparsa taciz diye bir ayrım yoktur. Cinsel dokunulmazlığa karşı en önemli unsur açık, net ve gönülden rızadır. Rıza açıklama ehliyetine sahip bir kişinin, cinsel taciz eylemlerine göstereceği rıza, sorumluluğu kaldıracaktır.

Rıza beyanı alınmadığında cinsel taciz suçuna sebebiyet verme ihtimali oldukça yüksektir. Beğeni ifade eden cümlelerin, reşit olan tarafça karşılığı olmadıkça cinsel taciz olabilir. Beğeni, sevgi ifade eden cümleler her zaman o kadar masum olmayabilir.

Sonuç olarak; cinsel tacizle iltifat arasında ince bir çizgi vardır. Sevgi ve beğeni ifade eden cümlelerden sonra karşı taraf açık ve net bir karşılık vermedikçe, devam eden beyanlar cinsel taciz olabilir. Sürekli olan bu beyanlar karşı tarafça cevaplandırılmıyorsa, bu artık cinsel tacizdir. Olağanın ötesinde ısrarcı davranışlarda bulunmamak, kişiyi istenmeyen bakış ve mimiklerle rahatsız etmemek gerekir. Sevdiğini söylemenin de bir sınırı ve adabı vardır. İletişim kurarken dikkatli olmak gerekir. Ne söylenildiği kadar, nasıl söylenildiği de önemlidir.

-------------------

[i] Sozluk.gov.tr

[ii] Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/14-429K.2015/34T. , 2018/244-601, 2014/669-68 sayılı kararları